Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Eylül '06

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçeli aydınlar Madımak otelinde

Fenerbahçeli aydınlar Madımak otelinde
 

Kaçımızın aklından gitmiştir ki Sivasta Madımak Otelinde yaşananlar. Hala hatırladığımızda tüylerimiz ürperir. Derdim bu katliamı hatırlatıp yaralarımızı deşmek değil elbet ama, gönlü Fenerbahçeden yana olan spor yazarları ve yorumcularının gitgide içine girdiği durumu, bulundukları yeri rakiplerinin ateşe vererek yakmasına ve bu yangının içinde cayır cayır yanmaya meyilli olduklarını düşünmeye başladım.

Daum'un Fenerbahçesi en son maçını Sakarya deplasmanında oynadı ve kaybetti. Tıpkı oynadıkları ilk resmi maç olan İstanbulspor maçında hem de Kadıköyde 3-0 yenilerek başladıkları gibi. Artık herkes kabul etmek zorundadır ki bir devir kapandı. Diyeceksiniz ki 6 transferle mi oldu bu!!!. Tabi ki hayır. Taktik, teknik, psikolojik her şey sil baştan yenilendi Fenerbahçede Eylül ayı başında.

Yani Fenerbahçe sezonu Eylül ayında açtı ve bugüne kadar resmi vasıflı 3 tane hazırlık maçı oynadı. Gidenleri gelenleri eleştirmek ne derece doğru veya bizlerin vazifesi mi onu bilmiyorum ama, henüz daha 3 haftalık bir takımın performansı üzerine 3 maçtan sonra Zicoyu bile gönderecek yorumlar yapmanın Fenerbahçe camiasına ne kazancı olabilir.

Fenerbahçeliliğinden hiç bir zaman şüphe etmediğim bir çok spor yorumcusu ve köşe yazarının yazdıklarını okudukça dehşete düşüyorum. Eleştirilerin hemen hemen hepsi yıkıcı. Yapıcı en ufak bir şey yazan yok. Bu yazılar da doğal olarak 100. yılında Fenerbahçenin şampiyon olmasını istemeyen rakipleri için bulunmaz bir fırsat. Ve bu fırsatı rakiplere altın tepside sunanlar ise Fenerbahçeli spor yorumcuları ve yazarları. Hatta bazıları kongre üyesi.

İşin daha ilginç yanı Fenerbahçe o kadar çok ön plandaki koçlar gibi top oynayan Sivasspordan ve bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ve müthiş mücadelesiyle Hayrettin denen çocuktan bahseden bir tek satır yok. Bir alan savunması bundan daha iyi nasıl yapılır bilmiyorum. Aklıma Denizlispor'un O.Lyon ile yaptığı UEFA kupası rövanş maçı geldi dün maçı seyrederken. Belki Servet'in de Sivasta olması buna etkendi ama o maç hafızamda bir anda netleşiverdi.

Biz Türk futbolseverleri ve medyası ne istediğimizi biliyormuyuz? 6-0 lik bir Erciyes maçından sonra bangır bangır Erciyesi yerlere vuruyoruz, gerektiği gibi defans yapmadıklarından bahsediyoruz. Ligimizin bu tür takımlarla zevkli mücadeleli ve çekişmeli bir hal alamayacağından söz edip bir de ligimize kalitesiz damgasını vuruyoruz.

Sonra bir Sivas takımı çıkıyor ve takır takır top oynuyor adam gibi savunma yapıp koçlar gibi mücadele ediyor bu seferde Fenerbahçeyi yerden yere vuruyoruz. Sivasla ilgilenenimiz bile yok. Onlar da doğal olarak işin bilincindeler ve 10 kişi kalan bir Fenerbahçenin üstüne bile gidemiyorlar. Ne olur ne olmaz bir gol yeseler ertesi gün gazete manşetleri bir anda değişecek. 10 kişilik Fenerbahçeye yenildikleri için yerden yere vurulacaklar. Bu psikolojiyle mücadele ediyorlar nasıl golü düşünsünler ki. Bunun da bir adı var Türk Futbol literatüründe. HADDİNİ BİLMEK.

Vestel Manisa ligin lideri. Eğer liderliği Fenerbahçeden Manisa değil de Galatasaray veya Beşiktaş alsaydı manşetlerin nasıl süslü olabileceğini herhalde hepiniz hayal edebiliyorsunuzdur. Oysa Vestel Manisanın liderliği alması kimsenin umurunda değil.

Bir Hakan Şükür tercihi yüzünden medya tarafında topyekün infaz edilen Ersun Yanal. Geçen sene başına geçtiği Vestelle ilk yarım senesinde geleceğe ışıklar gönderdi, ikinci senesinde ise hem de Galatasaray ve Beşiktaşla da oynamış olmasına rağmen liderliğe oturdu. Belkide bir Anadolu takımı için fikstürün en zor serisinde liderliğe oturdu. Eğer bu açıdan bakacak olursanız Vestelden kim puan alabilecek merakla bekliyorum.

Ve o Ersun Yanal geçen sene Galatasaray'ın güvenmediği Arda'yı da pişirdi takımında. Bir güzel hazırladı. Ama gelin görün ki keşif Gerets'e aitmiş gibi gösterildi herkese. Hele hele Galatasaray yöneticilerinin yerden yere vurdukları Ersun Yanal'a gelecekte bu kadar çok şey bekledikleri bir genç oyuncularını emanet etmeleri ne akla ne de mantığa sığmıyordu. Madem ki bu hocanın hocalığından şüphe ediyordunuz sizin için bu kadar değerli olan Ardayı geçen sene onun antrene etttiği bir takıma nasıl verdiniz. Yok eğer hocalığını beğeniyordunuzsa , o zaman milli takımın başından gitsin diye neden çığırtkanlık yaptınız.

Aziz Nesin bir konuda çok haklıydı galiba. Bu ülkenin %90'ı.............

 
Toplam blog
: 85
: 1006
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

1971 yılında Ankara'da doğdum. İzmir'de yaşıyorum. En büyük tutkum FutBol. Ve tabi ki Fut-Bol da bil..