Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '10

 
Kategori
Siyaset
 

FIR Hattı TIR Hattı

FIR Hattı TIR Hattı
 

Yukardaki kısaltmalara bakıp, FIR hattı diyince, hadi diyelim, uçaklarımızın uçabileceği sınırları gösteren bir hat..olabilir ama, TIR Hattı nedir? Diye soracaklardır… Haklılar. Onu da ben uydurdum. Bakın nasıl?

Şimdi biraz geriye gidelim, ta Lozan Antlaşması günlerine. İsmet İnönü Anadolu Kurtuluş Savaşı’ndan galip çıkan ülke temsilcisi olarak masaya oturuyor ama müttefikler ona kan kusturmakta iş birliği içindeler. Fakat İnönü, arkasında Atatürk’ün manevi gücünü bularak çok iyi bir anlaşma yaparak (24 Temmuz 1923) yurda dönmeye hazırlanıyor.

Lozan'da karşı tarafın pek çok önerisinin, İsmet İnönü tarafından kabul edilmemesi İngiliz Lord Curzon'u çok rahatsız etmiş ve "Paşa paşa ne önersek red ediyorsunuz. Neyinize güveniyorsunuz acaba?.. Red ettiğiniz önerileri cebimize koyuyoruz. Bizden yardım istemeye geldiğinizde cebimizden çıkarıp teker teker önünüze koyacağız" demesi üzerine İsmet İnönü, "Şimdi istediklerimiz aynen kabul edilsin, yardım istemeye geldiğimizde önerilerinizi değerlendiririz" demişti.

İsmet İnönü gururla Lozan’dan döndü.

İnönü yaşamı boyunca da batılılardan ciddi hiçbir yardım istememeğe dikkat etti. Bu yüzden insanlarımız kan kusup kızılcık dediler. Yokluklar içinde II.Dünya günlerini de savaşsız atlattık.

Eğer İsmet İnönü İttihat ve Terakki kafasında bir adam olsaydı; hiç düşünmez II.Dünya Savaşı’na da girerdi. Fakat savaşan neslin komutanı olarak, savaşın nasıl bir bela olduğunu o da biliyordu..

Atatürk'ün 1924 deki 1.İzmir İktisat kongresinde söylediği " Vasiyetim şudur ki, dış borç almayınız, üretip satınız. Bir ülke ne zaman başka ülkelere yardım ve kredi için avuç açmıyorsa o zaman tam bağımsızdır.Ekonomik bağımsızlık olmadan gerçek bağımsızlık olmaz. Biz Osmanlının borcunu ödeyeceğiz ama bundan sonra asla borç almayacağız. Benden sonraki devlet yöneticileri de almasınlar..” şeklindeki vasiyetini daha sonraki yöneticiler unuttular..

Ondan sonra ne oldu, Adnan Menderes döneminde verilen bir miktar borç karşılığında Türkiye Cumhuriyeti NATO’ya girdi.

Arkasından Mehmetçiklerin (5090 kişilik bir Tugay) Kore’ye göndererek orada savaşmaları sağlandı. Sağlandı da ne oldu. Orada 724 askerimiz hiç uğruna şehit olmuştur. Basiretsiz yöneticiler yüzünden. Tıpkı askerlerimizi, gençlerimizi daha önce Galiçya’da, Hicaz’da, Yemen’de , Sarıkamış’da ziyan sebil ettiğimiz gibi; bu kez de onların temiz kanıyla Kore topraklarını suladık.. Niye, üç beş kuruş için..

Ondan sonra çok borçlar alındı…
IMF Heyetlerinin biri geldi bir gitti.. Şimdi de borcumuz yok mu? Uçan kuşa borcumuz var. Devletin var, milletin var. Ondan sonra her yıl hesaplanır: “Bu yıl doğan her çocuğun dışarıya şu kadar dolar borcu var..” diye. Bu borçlardan ne zaman kurtulacağımız da belli değil.

Evet, ceplerine koydular, şimdi dirhem dirhem çıkarıp önümüze koyuyorlar. Her seferinde bizi yine kandırmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

-Ondan sonra gelsin Doğudaki Ulusların hakları;
-Kıbrıs’ta verilmesi gereken tavizler,
-Rumlara açılması gereken limanlar,
- Heybeli’de açılması gereken Rum-Ortodoks Ruhban okulu
- Anadolu’da açılmak istenen Yabancı Okullar (Alman Üniversitesi vs.

VE defalarca yeniden yeniden kapımızı çalan IMF Heyetleri... Borç borç borç... Hesap hesap hesap...

En son haber de FIR Hattı...

Yunanistan ikide birde kafasını kaldırır, bizim uçaklarımızın uçma haddi 12 mildir, buna kimse karışamaz, der. Biz de buna , “12 Mile çıkarırsan, biz de bunu savaş sebebi sayarız.” deriz.
Ama öyle değilmiş, 12 millik FIR Hattı konusunda anlaşma olmuş! Nasıl?Nerede? İnsanlar şaşkın. Çünkü açık, seçik konuşma yok. Her şey gizli saklı kapılar arkasında.

Ne gibi tavizler veriliyor. Ne yapıyorlar. Kolay kolay anlamak mümkün değil.

Gelelim TIR Hattına:

Onu buna boşverin Anadolu halkının başka hesapları var:

Trakya’da çalışırken öğrencilerimi topladım, Stara Zagora (Eski Zağra) kentinde bir seminere katıldık. Oradan Şipka Geçidi’ne bir Gezi yaptık. Şipka Geçidi Orta Bulgaristan’da Kuzeyi Güneyden ayıran dağların üzerinde yüksek bir geçit. Ama çok güzel. Çevre ormanlar, yeşillikler, sular... Tam geçidin başına bir gazino yapmışlar. Güzel oturduk, önümüzden çeşitli taşıtlar geçiyor. Taşıtları seyrettiğimizde gördük ki, yüzde doksanı kuzeye, orta Avrupa ülkelerine giden TÜRK TIR’ları… Olup oluk Anadolu mallarını, yemişlerini, meyvalarını, sebzelerini Kuzeye taşıyorlar... Gurur duyduk. Avrupa’yı biz doyuruyoruz , dedik.
Anadolu halkı bunu biliyor. Avrupa karşısında hiç de ezik değil. Güzel güzel parasını kazanıyor.
Bizim TIR Hattı Rusya’dan, Polonya’dan, Almanya’dan İngiltere’den geçiyor.

Kim takar onların FIR Hattını.


 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..