Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Nisan '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Fırtına, sis, heyelan ve gün doğumu

Fırtına, sis, heyelan ve gün doğumu
 

"RESİM:ALINTI"


FIRTINA

Bu nasıl bir uğultu… Korkutucu bu ses… Hele hele gecenin sessizliğini bölüyor da tatlı uykundan uyandırıyorsa seni… Hızla açılan balkon kapısından içeri doluyorsa rüzgarın ayazı, yalıyorsa yanaklarını, dağıtıyorsa zülüflerini… Perdeleri bir içeri bir dışarı uçuşturuyorsa… Koşuyorsan yalın ayak pencere kenarına… Ellerinin gücü tükeniyor da zaptedemiyorsan pencerenin pervazını… Ürperiyorsan O’nun ayak seslerini duyup da, irkiliyorsan… Sokak lambalarının cılız ışığına takılıp gözlerin camının hemen altına düşen gölgeyi tanıyor da bir kuş gibi çırpınıyorsa yüreciğin… Kapılıp da o fırtınanın rüzgarına sarıp götürüyorsa seni, itiraz etme o anı yaşa… Bırak kendini hayatın kollarına … Seni nereye götüreceğini bile sorma yalnızca git, git O’nunla…

SİS

Grimsi bir lacivert gözlerime yerleşen… Göremiyorum bir adım öte mi… Sen, sen soktun beni bu çıkmaza… Gözlerime inen bu sis perdesi senin eserin… İnkar etme boşuna… Bana yaşattıklarını görmezden gelmek, durmadan didinmeden yok saymak yaşadıklarımı, üç maymunu oynamak… Kör, sağır, dilsiz olmak… An geliyor ve tükeniyormuş insan. Tükendim… Başıma sardığın tüm yaşanmışlıklar sis havuzunun içine düştü biraz önce… Çok geç artık çekip kurtarmak için… Kayboldu gitti sis huzmesinin içinde… Ben yok oldum, yok oldum ben.

HEYELAN

Sallanıyorum… Kayıyor yer ayaklarımın altından… Her yan dönüyor… Güvendiğim her şey çatırdıyor biraz biraz… Sen, hayat arkadaşı!… İyi günümde kötü günümde yanımda olacağına söz veren adam… Nerene tutunmaya çalışsam elimde kalıyor… Ben şimdi neye güveneceğim… Ne kadar da kayalıkmış meğer yürümeye çalıştığım zemin… Ufalanıyor ayaklarımın altında… İnandığım her şey yapaymış demek… Yıllardır bir yalana tutunmuşum öyle mi… Bir yamaç lazım şimdi bana … Sağlam bir yamaç… Sırtımı gözüm kapalı dönebileceğim bir yamaç… Yüreğim buz gibi sayende… Hani kesseler kanım akmaz derler ya, öyleyim inan…Ne zaman toparlanırım, gelebilir miyim kendime bilemiyorum … Öyle derin bir yara açtın ki bu kez tam da şuramda bastırdı şimdiye kadar yaşattığın tüm olumsuzlukları… Helal olsun sana ne güzel saklamışsın kendini… İşte masken düştü.

GÜN DOĞUMU

Sancılar çekiyor gökyüzü… Endişeli yeni doğacak günden… Öyle ya bu yeni gün nelere gebe olacak… Kimleri üzüntülere boğacak… Kimlere mutluluk dağıtacak… Önümüzü göremediğimiz bir dünyada tek başımıza yaşıyoruz etrafımızdaki onca kalabalığa karşın… Yalnızız tanıdık bir şehirde olsak bile… Kızılımsı bir pembelik kapladı şimdi semaları … Yavaş yavaş geri çekildi mavimsi lacivert…Balokun camındayım… Geceki frtınadan eser yok şimdi… Dağıldı sis huzmesi… Korkma dünyaya doğmaktan yeni gün… Sen de biliyorsun, senin elinde değil ki hiçbir şey… Ne yaşanaksa o yaşanacak biliyorum ben de … Büyüdüm artık, öğrendim… Fırtına içine işlermiş insanın, sis boğazını yakarmış, heyelan hiç ummadığı bir anda allak bullak edermiş dünyasını ve sadece o anı yaşayan bilirmiş olup biteni… Sen düşünme bunları aç gözlerini ne olur… Doğ yeni gün, doğ… Umut getir yanında, dağıt da bol bol sevinsin biçareler…

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..