Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

22 Ocak '08

 
Kategori
Siyaset
 

Fizik Dersimiz; Kuvvetler Ayrılığı Prensibi

Fizik Dersimiz;  Kuvvetler Ayrılığı Prensibi
 

Radikal Gazetesi; FOTOMONTAJ: CAHİT ÇELİKEL


Bir kuvvetler ayrılığı kavgasıdır gidiyor. Fizik derslerini hatırlatan bu tartışma da nereye varılacak onu da hep beraber izleyip göreceğiz.

Şöyle bir hatırlarsak aynen çıkışlar şu şekilde olmuştu.

Erdoğan önceki hafta "Siyasi bir simge olsa bile üniversitede türban yasaklanmamalı" çıkışını yaptı.

Ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya "Siyasi partilerin laiklik gibi temel ilkeleri hedef alan girişimlerde bulunamayacağını belirterek AKP hakkında kapatma davası açabileceğinin" imasında bulundu.

Danıştay Başkanlar Kurulu da sert bir açıklamayla "Bu konudaki yargı kararlarının görmezden gelinemeyeceğini" söyledi.

Erdoğan bu açıklamaların üzerine "Milletin başörtüsüyle niye bu kadar uğraşıyorsunuz? Bu din ve vicdan özgürlüğüne girmezmiş, ne özgürlüğüne girer? Bu ülkede eğer kuvvetler ayrılığı ilkesi varsa herkes yerini bilmeli. Yargı ihsas-ı rey makamı değil. Partilere baskıya kimse gayret etmesin" dedi.

Baykal’da cevap vermekte gecikmedi. "Başbakan yine esti gürledi. Ama ayağının suya ineceğini umut ediyorum. Yakında yelkenleri suya indirir" dedi.

Tartışmaya dün dâhil olan TBMM Başkanı Köksal Toptan "Millet adına TBMM tarafından kullanılan yasama yetkisi mutlaktır. Bu yetkiyi kısıtlayabilecek hiçbir güç yoktur" dedi.

Bu tartışmalarla ortaya bir kuvvetler ayrılığı kavgası çıkmıştır. Beslenme noktası Türban olan bu kavga kime ne kazandıracaktır henüz o belli olmamakla beraber demokrasimizin ve yargı kurumlarımızın yıprandığı ortadadır.

Üstelik ortada bir Anayasa hazırlığı varken başlamadan bitmiş olacaktır. Türban işin özüne bakıldığında bir hedef saptırmadır. Önümüzde yaklaşan yerel seçimler için bir hazırlık, başka gündemlerin önünü kapatma ve kamplara bölmenin bir yoludur. Kısaca bu hükümet gerilimlerden beslenen bir hükümettir. Yarattığı gerilimlerle kendi çıkarlarını koruyan, kendine göre şekillendiren ve her seferinde de daha büyük kazanımlarla önümüze çıkan bir hükümettir. Ama ne yazık ki onların bu stratejisine pirim veriyoruz sadece. Yapmamız gereken onca şey varken sadece pirim verip seyirci kalıyoruz. Olan da dediğim gibi demokrasimize ve yargımıza oluyor. Daha ne kadar yıpranmalarına seyirci kalacağız bilmiyorum. Bir an önce Türk insanın acil uyanışa geçmesi diliyorum. Bu uyanışta her geç kaldığımız da elden giden kayıplarımız da artacaktır hızla.

 
Toplam blog
: 295
: 3718
Kayıt tarihi
: 01.10.06
 
 

Milliyet Bloğa nasıl geldim ve nasıl yerimi aldım bilmiyorum. Sanırım uzun yıllar okuduğum bölüml..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara