Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Haziran '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Foça'da Aşk'ın Tarifi: "Gecesi Ay Kadar Parlak, Gündüzü de Yıl Kadar Uzun" Olmak !

Foça'da Aşk'ın Tarifi: "Gecesi Ay Kadar Parlak, Gündüzü de Yıl Kadar Uzun" Olmak !
 

Fok'ların heykeli bile meydanlarda sevişiyor.


           Hep yazar çizerin. “Foça’da , şehre ismini veren “Fok”lar kayıp diye. Evet hala daha yoklar. Körfez gezisi kaptanı Selim Değirmencioğlu’na göre, foklar var ama,  tek tük. Onları ancak sefer sırasında biz görüyoruz. Balık bulamayınca ancak limana giriyorlar” dedi.

          Ama dert etmiyoruz. Şehrin sembolü olarak heykellerine bakıp bakıp foklara hasret gideriyoruz. Esas, şehrin yeni siması ve çehresinin güzelliği, hızlılığı şuhluğu, gece yaşantısındaki “pırıltılı” periler. Bunlar su perileri. Bir gecede  sıraya barları dolaşıyorlar.  Her barın altını üstüne getiriyorlar. Bu  periler, gündüz suda, geceleyin de karada bir araya geliyorlar.

          Neme lazım, Foça’lıların hakkını yemeyelim. “Aşk Ormanı yetiştiricisi “ Korhan Müstecaboğlu’nun dediğine göre,  cebinde 5 lirası olan, etraftan doluşuyor Foça’ya, donla denize giriyorlar. Kıyıları pisletip, arkalarına bakmadan gidiyorlar. Metro çıktı çıkalı Foça’da durum bu” diyor. O da haklı. Biz o dediği plajları görüntülemedik

     .FOÇA 'NIN GÜNDÜZÜ İLE GECESİ BİR BAŞKADIR. AKŞAM KAPANIR BURADA PERDE PERDE.

          Müzikli, çıngıraklı, cicili bicili arabayla seyyar satıcının renkli yaşantısını kaydettik. Burada da ortaya çıkan sokak heykellerini resimledik. Geceleri, içkinin su gibi aktığı barları dolaştık. Feneri nerede ve nasıl söndürdüklerini  resimledik. Sabahın ışıkları yanmasaydı gökyüzünde, daha da çekecektik resim.

          Sabahın serinliği ile kendimize geldik. Bazı arkadaşlar “kim yaktı lambaları” diyordu. Barın loş ışığına alışmış. Gökyüzünün aydınlığını hala kabullenemiyordu.  O şarkıdaki gibi “ sürsün bu sarhoşluk, sabaha kadar” demeğe getiriyordu. İlahi.

                                     FOÇA' NIN SİREN KAYALIKLARI. FOKLARIN YAŞADIĞI YERLER.        

           Foça’lılar usta denizcilermiş. 50 kürekli tekneleriyle seferlere katılan bir kavimmiş ilkten. Öyle ki, Samsundan Midilliye, sonraları İspanya ve Fransa’ya kadar da uzanmışlar. Altın ve gümüş sikke’leri ilk bastıran kavimlermiş.

          İster metro olsun, ister olmasın. Aynı kalabalık dünkü gibi bu gün de var. Hıncahınç. Üst üste insanlar. Geceler dolup dolup taşıyor.

          Buradaki slogan şu:  “ Foça’nın: fokları gözükmüyor, horoz’u ötmüyor, deniz kızları aranıyor” Bir nevi"efsane" geri dönsün isteniyor sanki. Şimdi bir su perileri dadandı şehre. İki günlüğüne İstanbullardan gelenler var. Bunlar aşk perileri. Kendi halindeler. Geceleri patlatanlar, çatlatanlar onlar. Hayat burada, su gibi akıyor bu perilerle. Kimi gurup gelmiş. Kimi aile boyu. Kimi el ele diz dize oturup, birbirlerinin sadece gözleri bakaraktan içen genç aşıklar da var

         

          Su perisi olur da aşk perisi olmaz mı? Bir de konuşulanları dinleyelim bakalım: Karşıyakalı aşıklara rastladık. K.Yaka’nın aydınlığından kopup gelmişlerdi. Fısıltılarına kulak verdim ki, kendi aralarında birbirlerine qaşkı anlatıyorlardı. Valla ne diyeyim. Bizim objelktifin camları mı, benim mi, buğulanıverdi işte.  Duyduklarımız şöyleydi aşağ yukarı:  “Aşk, seni hapsedecek göz aramak / Yalnız gecelerde, geniş kalbine sığınmak / Ve gece, onun hayaliyle yatmak / Ama uyandığında, onu bulamamaktır/ Aşk, düşündüklerini anlatamamak / Sebepsiz yere gülüp ağlamak / Hassas bir kalp taşımak / Ama onu, hiç kırmamaktır / Aşk, dünyayı, bildiklerini unutmak  / Kemiklerinden gelen sesi duymak / Yıllarca aradığın aşkı bulmak / Ama onu görüp, kavuşamamaktır.

          Buğulanan gözlerin ardından, biz de fısıldayarak ekledik bu güzel duygulardan duygulanarak: “ Bir sevgilinin gecesi; Ay kadar parlak, gündüzü de, yıl kadar uzun olmaktır…”

          Foça da her taşın altında tarih var.  Adım başı da doyumsuz eğlence var. Oksijeni bol şehir. Kibritle şömineyi tutuşturmak,  mumu yakmak isteseniz,  kibrit çöpü, elinizde meşale oluveriyor. Sabahları yataktan kalkan, alışık olduğu tansiyon ilacını, o sabah kullanma gereği duymuyor.

          Laf aramızda, milletin gözüne gözükmeyen fok’lardan bıkmış gari. Ya n’apıyorlar?   “Horoz” arıyor kazılarda, horoz. . Bu horoz kırmızı altın horoz. Esas Foça’nın simgesi bu horozmuş Fransız bayrağında da var. Fransızlar da aramış burada horozu.

          Şimdi bu horoz çok kunuşuluyor. Foçalılar, Pers’lilerden kaçarken, gemilerinin burnunda bu horoz resimleri varmış. Marsilya’ya varınca da bu horozu çok sevmiş Fransızlar. Sırf bu yüzden de Fransız Tatil Köyü, ilk olarak Foça’da kurulmuştu. Şimdi adamları gücendirdik. Kala kala boş evlerle baş başa kaldık. Türkiye’nin ilk horozlu çıplaklar kampı da buradaydı.

          Foça da her taşın altında tarih var.  Adım başı da doyumsuz eğlence var. Oksijeni bol şehir. Kibritle şömineyi tutuşturmak,  mumu yakmak isteseniz,  kibrit çöpü, elinizde meşale oluveriyor. Sabahları yataktan kalkan, alışık olduğu tansiyon ilacını, o sabah kullanma gereği duymuyor.

          Eski çağlarda; “rakı olsaydı”, Foçalılar, Pers’leri kaleye hapsedip, “ rakılama”  yaptırırlar, bir anda kaynaşırlardı.Taa, İspanya’lara kadar kürek çeke çeke zahmetler edip, buralardan kaçmazlardı.

          Ört ki, ölem !

İSMİNİ ALAMADIK. BULUNDUĞU BARDA DOSTLARI FERAH VURALLARIN MASASINDAYDI. O KADAR MEŞGULDÜ Kİ, LAFININ  ARALIĞINI ARADIK, BULAMADIK. SADECE KONUŞMAYAN, MİMİK VE JESTLERİ İLE MERAMINI BİR PANTOMİM SANATÇISI GİBİ İFADE EDEN  YAPISI VARDI. BİR ÇILGINDI

              AMERİKADAN KALKIP GELMİŞLER İKİ GÜNLÜĞÜNE. FOKLARINIZI BULAMADIK AMA,    DOSTLUKLAR EDİNDİK. DEDİLER VE BİR GECEDE KAYBOLDULAR. BİZDEN AMERİKAYA SELAM.

İKİ SEVİMLİ ARKADAŞ RESTORAN SAHİBİ İLE POZ VERDİLER. MÜTEVAZİ KARŞIYAKALILARDI

HER YER İNSAN KAYNIYORDU. SANKİ  İLK DEFA FOÇA FARK EDİLİYORDU SANKİ

FOÇA SANKİ , İLK DEFA KEŞFEDİLİYORDU. ÇOK KALABALIKTI.. METRONUN DA ETKİSİ VAR TABİ.

HEM ÇALGILI, HEM PÜSKÜLLÜ, RENGARENK, MOTORİZE BİR SEYYAR SATICISI. ARABASINDA HER ŞEY VAR.

SICAK BİR TARAFTAN. FOÇAYI KURTARAN O MEŞHUR SERİNLİĞİ.

FOÇAYA AİT BİR MODA OLSA GEREK. HERKES BİRBİRİNİN RESMİNİ ÇEKİYOR.

SOKAK HEYKELLERİ DE BURAYA GELMİŞ. İLGİNÇ GÖSTERİLER SERGİLEDİLER. HALKLA BÜTÜNLEŞTİLER. KİMİSİ DE DÜRTTÜ ONLARI SAHİCİ Mİ DİYE.

KAPTAN SELİM DEĞİRMENCİOĞLU AÇIKLARDA SİREN KAYALIKLARINDA FOK LARIN YUVASININ OLDUĞUNU SÖYLÜYOR. AÇ KALDIKLARINDA FOKLAR O ZAMAN KÖRFEZE GİRİYOR. 2 NCİ KAPTAN  DİLEK HANIM DA  "FOKLARDAN ÜMİT KESİLMEZ" ONLAR HEP ARAMIZDA"  DEDİ.

FOÇA NIN TANINMIŞ SİMALARI FERAH ARDA VURAL ÇİFTİ, SAHİL BANDINDAKİ AMERİKANVARİ DÖŞELİ  EVLERİNDE BİZE KAHVE İKRAM ETTİLER. GECELEYİN İYİ EĞLENMİŞLERDİ.

FERAH HANIMLA AYNI OKULDAN ARKADAŞI OLAN FERHAT CELLEK İLE SÜRPRİZ  KARŞILAŞMALARI TARAFLARIN DAİMA İFTİHAR VE SEVİNÇ KAYNAĞI OLARAK HER KARŞILAŞMADA KENDİNİ GÖSTERİR. İKİSİ DE FRANSIZCA ÖĞRETMENİ. RESİMDE İKİ YAKIŞIKLI , FERAH HANIMIN EVLERİNDE POZ VERDİLER.

HERKES AYNI ANDA, YURDUN HER YERİNDEN KOPUP GELMİŞTİ SANKİ.

KARGACIK BURGACIK SOKAKLARIN ARALARINDA SAYISIZ BAR VAR. TEK ODA VE ÖNLERİDEKİ YOL DA MEKAN OLARAK SEÇİLMİŞ.YERLİ VE YANANCI TURİSTLER , AÇIK BARLARI TERCİH EDİYORLAR.

BYKUŞ BAR, YÜKÜNÜ ALMIŞ, ÇILGIN GECELERE EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR. ORKESTRASI MÜKEMMEL.

İSMİNİ BİLMEDİĞİMİZ SARIŞIN BAYAN BİR PANTOMİM SANATÇISI GİBİ. MÜZİĞİN RİTMİNE KAPILDIĞINDA  SÖZ YERİNE MİMİK VE  ÇARPICI JESTLERİNİ KULLANDI. BİZ NE DEMEK İSTEDİĞİNİ ANLAMAMAKLA BERABER, GÜZELLİĞİ İLE SALONU AYDINLATIYORDU.

HAKSIZ  MIYIZ PANTOMİM SANATÇISI DERKEN. HÜKMÜ SİZ VERİN. BEN SUSTUM. (solda)

Y O R U M S U Z    ( alttaki  ve üstteki resimler )

 

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..