- Kategori
- Gelenekler
Folklorumuzda Hıdırellez

Anadolu’muzda yaşanılan birçok gelenekler ve adetler vardır. Bu yaşanılan gelenekler arasında özellikle Mayıs’ın ilk haftasında genelde 6 Mayıs’ta bu Hıdrellez geleneği eğlenceleri köylerimizde ve kentlerimizde yapılır.Hıdrellez gelenekleri genelde Anadolu’muzun hemenhemen her ve il ve ilçelerinde köy ve kasabalarında bu kutlamalar yapılır. Bazı farklılıklar gösterse de kutlamalar aynı amaç ve doğrultuda eğlenceli bir şekilde sergilenir.
Bunlar arasında birlik ve beraberlikler ve tutulan iyi niyetler yaşatılır. Mayıs ayından bir hafta önce hazırlıklar yapılır. Evler baştanbaşa badana yapılır, köşe, bucak temizlenir. Çocuklara ve genç kızlara, gelinlere çarşıdan, pazardan renk renk çeşit çeşit giysiler alınır. Kurabiyeler, börekler, pastalar hazırlanır. Köy veya kasabaya yakın bir derenin veya bir bahçenin çevresinde toplanılır. Herkes kendine göre bir niyet tutar.
Ev isteyen, araba isteyen, niyet çetilir, çocuğu olmayanlar da genel olarak salıncak veya beşik çerden, çöpten yapılır niyetler tutulur. Dualar edilir. Birlikte yaptıkları pasta, börek ve kurabiye gibi yiyecekleri, börekleri yerler. Davullar, zurnalar çalınır, kimi zaman ateşler yakılır. Hep birlikte halaylar çekilir, türküler ve şarkılar birlikte söylenir. Gençler birlikte halay çekerken çocuklar ağaçlarda salıncaklar kurar ve kimi çocuklarda tepelere çıkıp uçurtma uçururlar. Bu arada bazı yaşlı kadınlarda karşılıklı olarak doğaçlama olarak manilerle söyleyerek bu eğlencelere ayrı bir anlam kazandırırlar.
Yöre de tespit ettiğim manilerden bazıları şunlardır.
Gül gibi pürlenir mi?
Dibi gümbürlenir mi?
Yâri yakın olanın
Mendili kirlenir mi?
***
Gül idim, hare düştüm
Bülbülüm zade düştüm
Kınamayın a dostlar
Vefasız yâre düştüm
***
Gidene bak gidene
Gül sarılmış dikene
Allah sabırlar versin
Gizli sevda çekene
***
Gülü kestim dalından
Geçtim yârin yanından
Gülümsedi görünce
Bir dişi var altından
***
Gül dererler dererler
Gülü kalbura dizerler
Güzeli candan severler
Çirkini baştan savarlar
***
Kaşların karasına
Gül koydum arasına
Gel bir mene söyleyim
Yüreğin yarasına
***
Git yârim sağlık ilen
Gül yağla yağlık ilen
Yağlık eskir, gül eskir
Kavuşsak sağlık ilen
***
Gül üstünde üzümsün
Yârim iki gözümsün
Seni unuttum sanma
Yüreğimde sızımsın
***
Kale kaleye karşı
Kalenin içi çarşı
Bir şeftali ver bana
Dosta düşmana karşı
***
Kaleden indim ancak
Elinde yeşil sancak
Ne kız oldum ne gelin
Ateşe yandım ancak
***
Kalenin ardı tandır
Yandır Allah’ım yandır
Beni bir şahin eyle
Yârin koynuna kondur
***
Karşıdan kavun yerler
Ben de gitsem ne derler
Otursam bile yesem
Şu şunu sevmiş derler
***
Sandık sandık üstüne
Bir daha sandık üstüne
Deryadaki gemiler
Yürüsün bahtım üstüne
***
Dağlar dağladı beni
Gören ağladı beni
Demir zincir kâr etmez
Gönül bağladı beni
***
Kalenin ardındayım
Gecenin dördündeyim
Herkes derin uykuda
Ben yârimin derdindeyim,
Abdülkadir Güler
Kaynak: Kezban Özer
1928 doğumlu, okur, yazar
Kızıltepe / Esenli köyü.