Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ekim '08

 
Kategori
Deneme
 

Fransızca dersinde sıkılmak

Fransızca dersinde sıkılmak
 

İyi başlamıştı halbuki. Bir araya gelişler, konuşmalar, gülüşmeler, ard arda gidilen konserler... Tamam çok da güzel değilsin hani, zarafetinle bütün gözleri üzerine de çekemiyorsun. Ama son günlerde bir harikasın. Üstün başın, saçların, bakışların daha da bir anlamlı. Bir saniye canım, sıra bana geldi:

"Nous nous sommes promenes sur le Champs-elysees. C'est une avenue tres large."

Muhabbetimiz azaldı ister istemez. Tamam, bende problem var, durgunum günlerdir, nedense canım sıkkın işte. Uzaklaşmanı seyrediyorum, elinden tutamıyorum, kayboluşunda ben de yitip gidiyorum.

Şimdi de sen okuyorsun :

"Bien que les medias les y aient prepares."

Fiilde neden 's' takısı var bilmiyorum, anlamıyorum, anlamak da istemiyorum.

Sen okuyorsun evet. Saçlarını kulağının ardına koyuyorsun, boyalı gözlerini hocadan kaçırıyorsun umarsızca. Ellerini dizlerinin üzerinde birleştirip öylece oturuyorsun. Ara ara yanındakiyle konuşuyorsun, öbür yanın boş bugün.

Bir saniye sıra yine bende :

"Il arrive souvent que des offres tres interessants y soient propesees."

Yine anlayamadım okuduğum şeyi, fiilin hangi zamanda olduğunu. Umrumda da değil, anlayasım da yok zaten.

Kaşlarını çattın şimdi, sıra sana geldi. Kısacık bir şey okudun, şanslısın. Rahatladığını hissediyorum gözlerinden. Esnedin şimdi, gülümsedin biraz. Sıkılganlığını hissediyorum yüzünden. Şimdi elini yanağına dayadın, yeni boyanmış, güzelce taranıp toplanmış saçlarında gezdirdin. Bugün gerçekten çok hoşsun. Yanındakiyle gülüştün, hoca size baktı, ama bir şey demedi, baktığını görmediniz bile.

Yan taraflardan anlamsız, gereksiz bir espri geldi. Birkaç kişi güldü yalandan. Sen de güldün, ama gayet kısa sürdü. Espriyi duymamıştın, anlamamıştın bile...

Sonra yine alıştırmalar okunmaya başlandı. Sen iki elini birbirine kenetledin, dirseklerinin üzerine koyarak destek aldın, birinin ders boyu seni yazdığının farkına varmadan, aklının ucundan bile geçirmeden.

Şimdi de hoca bir espri yaptı, herkes güldü. Ben anlamadım bile. Sesim soluğum kesildi bu ders. Aşık değilim sana halbuki. Neden böyleyim bilmiyorum. Gerçekten, aşık değilim, eminim olmayacağım da.

Belki bu yazıyı bir yerlerden bulup arkadaşlarına göstereceksin. 'Bu ben miyim acaba?' diye soracaksın. 'Evet ya, sensin işte.' diyecekler. Ama bu sen değilsin, gerçekten değilsin...

"Nous avions ecoute la meme chanson, mais ce n'etait pas suffisant..."
(Aynı şarkıyı dinlemiştik, ama bu yeterli değildi...)

 
Toplam blog
: 53
: 1499
Kayıt tarihi
: 17.10.08
 
 

*Liberal muhafazakar, oldukça postmodernist ve meritokrat bir gezgin  *Kuleli - Galatasaray - Boğ..