- Kategori
- Gündelik Yaşam
Frezyalar

Saate baktım ve “ Geç kaldım” diyerek fırladım yatağımdan… Bu panik sadece birkaç dakika sürdü tabi. Çünkü üzerimde öyle bir ağırlık var ki hazırlanmak öyle kolay olmuyor. Yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım ve sonra giyinmek için odama doğru yöneldim.… Yatağımın başucunda duran beyaz frezyaların olduğu çiçek buketini görünce kocaman açıldı gözlerim… Bu frezyaların o saf görüntüleriyle akşamımı kâbusa çevirdiğini hatırladım hemen… Onlar yüzünden kafamda birçok şey canlanmış ve o “Sil” komutunu veren kararlı duruşum birden yerle bir olmuştu.
Bazen hayatından çıkarmak isteğin kişiler ya da aklından kazımaya çalıştığın anları baktığın her şeyde görmek öfke ve hüzün getirir. Oysa her şey yolunda gidiyordu. “Şimdi nerden çıktı bu” demeye başladım kendime… Aslında hatırlatan onlar değildi. Hatırlamak istedim ve bunu kendine itiraf edemediğin için de suçlamalar hep diğer yöne doğru oldu.
Bir yandan hazırlanıyor bir yandan da gözlerimi frezyalardan alamıyordum. Yüzümde akşamın izlerini görmek mümkündü. Gözlerim şişmiş ve kıpkırmızı olmuşlardı. Uykumu tam alamadığım için yüzümde dağınık bir ifade vardı. Üzerimi giyindim ve odamdan çıkarken öfkeyle tekrar dönüp baktım çiçeklere… Kapıyı çarpıp çıktım dışarı... Sanki kırgınlığım O’na değil de frezyalaraydı.
Geç kalmıştım ve hemen işe gitmem gerekiyordu. Fakat aldırmadım bu duruma. Düşündüm ve taksiye binmek yerine biraz daha geç kalmayı göze alarak yürümeye karar verdim. Bunun bana iyi geleceğini biliyordum. Hem uykum açılmış olacak hem de temiz hava içimdeki hüznü biraz olsun alacaktı…
Yürürken izledim etrafı kimi okuluna kimi işine gidiyordu. Komşunun bahçesinde sıra sıra dizilmiş sümbül saksıları ve bembeyaz çiçeklere bürünmüş erik ağacı gördüm sonra.. Bugün çiçeklerle başlamıştı gün ve devam ediyordu.
Temiz hava iyi gelmiş olacak ki daha sağlıklı düşünmeye başladım:))) “Bakmak değil midir önemli olan. Gördüğüm iyi ya da kötü olsa bile kendime göre şekillendirebilirim. Siyahı tamamen beyaz yapamam belki ama en azından en güzel halini düşünebilirim. Ya da kötü bir geçmişi olan frezyaları bile iyi hale getirmekte mümkün.” diye aklından geçirmiştim… “İstemek önemli, güzel bakabilmek birazda. Hemen başlıyorsun buna Seda” mırıldanmalarıyla yürümeye devam ettim.
Sokağın başına geldiğimde çiçekçinin önünde duran rengarenk frezyaları gördüm.. Önce duraksadım ve emin olamadım yapabileceğimden… “Güzel bakabilmelisin” dedim kendime… Eğilip bir buket beyaz frezya aldım. İnsanın kendini koşullaması mı yoksa aldanış mı bilemem ama en azından o günü güzelleştirmek için bir adım atmıştım.
Yaşam olumsuzlukları ard arda sıralıyor olsa da önümüze güzel bakabilmeyi öğrenmeli insan. Sebepsiz fırtınalar ruhumuzda tahribatlara yol açsa da hayat devam eder ve yürüttüğün geminin kaptanı olarak doğru rotayı bulman gerekir. Bazen alabora olma riskini göze alıp kırarsın dalgaların üzerine üzerine dümeni bazen de durgun sularından kendinden geçersin. Yaşam kocaman bir okyanus gibidir ve seçim sana bırakılmıştır. Ya hırçın dalgaları oluşturur, karanlık derinliklere dalarsın ya da masmavi, berrak bir şekil oluşturursun… Seçim senindir ve iyi ya da kötü en iyi kararı sen verirsin… Unutulmaması gereken durum ne olursa olsun bakabilmek önemlidir… Güzel bakabilmek… Ve okyanus senin baktığın şekildedir…
Seçimimi yapmıştım ve masmavi denize, baharın habercisi çiçeklere yöneldim. Doğru kararda buydu sanırım… Şimdi en önemli kısmı yani uygulama safhasındayım..Frezyalar yanı başımda ve gün güneşin parlak yüzüyle devam ediyor.
Resim : www.deviantart.com