Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Haziran '08

 
Kategori
Futbol
 

Futbolun öğrettikleri.

Futbolun öğrettikleri.
 

Avrupa ne kadar futbol ile yaşıyorsa, ABD de o kadar yaşamıyor. Bizim oralarda futbol ne kadar ilgi çekiyorsa, ABD’de beyzbol, basketbol ve amerikan futbolu ilgi çekiyor. Yüksek skorlu sporlara alışmış bir ülkenin insanları için 1-1 ya da 0-0 biten bir maçın çok ilgi çekici yanı yok. Oysa 1-1 biten bir maç inanılmaz heyecan verici geçmiş te olabilir.

Skorun heyecan ile direk ilgisi yok futbolda diye düşünüyorum. Dolayısı ile futbol hakkında heyecan ile konuşacağınız insanların çoğu ya güney amerikalı ya da avrupalı, buralarda...

Bizim medyayı uzaktan takip edince aslında pek çok davranışımızın bir yansımasını görmekteyim. Bu futbolun bize gösterdikleri ya da öğrettikleri aslında.

Beyin göçünden tutun da, kıskançlıklarımıza, düzensizliklerimize, aramızda ki kara cahillerin her şeyi batırıp sevinçlerimizi kursağımızda bırakmasına ve hatta “yumurta kapıya dayanınca” şeklindeki davranışlarımıza kadar.

Geçen hafta medya Fatih Terim’den nefret etme yarışına girmişti. Fatih Terim’den nefret etmemin 8 nedeni 18 nedeni ya da 70 milyonun 35 milyonu Fatih Terim’i sevmez...ve hatta “Olmadı bak şimdi Nihat! Nasıl kampı bırakıp gidersin olur mu hiç?” lere kadar hesap sorma yarışı.

Bunun yerine Fatih Terim’i sevmemin tek nedeni ya da 70 milyondan 35 milyonu onu seviyor denmesi acaba daha pozitif etki yaratmaz mıydı?

Bu satırları Fatih Terim’e bir sempatim olduğu için yazmıyorum...Bir mentaliteyi göstermek için yazmaktayım. Önceleri de Şenol Güneş, takımımızı dünya 3sü yaparken dahi her türlü sevgisizlik gösterilmişti.

Bu pek çok alanda böyle...nedense kendi insanımızı kendimiz itiyoruz. Sonra da diyoruz ki “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur.” Biz kendi içimizde böylesine sevgisizlikler, çekememezlikler ve itiş kakış içinde yaşarken hakikaten birbirimizin tek dostu olduğuna mı inanıyoruz?

Bu pek çok alanda böyle dedim ya hakikaten de öyle. Yurt dışından tüm heyecanıyla dönen doktorasını, post-doc (doktora sonrası çalışma) çalışmalarını en iyi yerlerde yapmış pek çok arkadaşım, gittikleri akademik ortamda türlü çekememezlikler ve kıskançlıklar ile boğulmuş ve heyecanlarını kaybetmişlerdi. Aynı bu fubolda ki başarımıza gösterdiğimiz türde bir hırçınlık ve sevgisizlik vardı.

Yarın Almanya maçı için iki olasılık var. Ya yeneceğiz ya da yenilecek ve kupaya veda edeceğiz. Ama bu iki opsiyondan olumlu olanını içimizde yaşatmak daha iyi olmaz mı? Ya da kinlerimizi, sevgisizliklerimizi kusana kadar...desteğimizi koysak.

Kim ne derse desin...benim aklım da yüreğim de ülkemin takımı ile birlikte...yensek te...yenilsek te.

Tüm bu heyecanları bize yaşattıranlara da çok teşekkürler.

 
Toplam blog
: 237
: 1302
Kayıt tarihi
: 06.08.07
 
 

Biyolojinin son yıllarda, özellikle son 10 yılda içeriğinin yoğun bir şekilde moleküler düzeye inmes..