G-20 zirvesinde kazanan ve kaybedenler

Dünyada 1929 ekonomik krizinden daha derin bir kriz gelip, kapıyı tıklatınca, bazı geleneklerin, bazı emicilerin sonu göründü.

Dünya ekonomisini krizden kurtarmak için toplanan G-20Ülke liderleri değişik kararlara imza attılar.

Her lider basının karşısına çıkıp, krizle ilgili ve alınan kararlarla hakkında açıklamalarda bulundu.

Bizim liderinde dünyada baş gösteren krizle ilgili bir açıklama yapmasını beklerken, seçimlerden önce ümüğümüzü sıkmaya çalıştığını söylediği IMF yetkilileri ile görüşüp, anlaşmanın çok yakın(!) olduğunu, IMF’nin bazı isteklerinden vazgeçtiğini(!) duyurması, ülkemizde şaşkınlık yaratsada fazla yadsınmadı. Böyle bir toplantıyı fırsat bilip, dünya liderliği(!) konumuna uygun, dünya ekonomik krizi hakkında birkaç kelime etmesi gerekirdi. Oysa hiç söz etmedi!Toplantı boyunca, bazı liderler ile aynı karede bulunmaya özel çaba harcadı!

Bu toplantı vesilesi ile bazı liderlerin dünya kamuoyuna verdikleri mesajlara bakılacak olursa: Herkes kendi prestijini arttırma peşinde. Ayrıca halkların hakkını savunduklarını iddia edenlerin doğru söylemedikleri de alınan kararlar sonunda hemen anlaşılıyor.

Bu toplantıda bazı liderlerin verdikleri mesajlar:

ABD Başkanı Barack Obama: “ABD eski Başkanı Franklin Delano Roosevelt ve İngiltere eski Başbakanı Winston Churchill gibi kapalı odalarda elinde bir brandy bardağı ile dünyanın kaderini çizme dönemi geride kaldı. Bu, artık öyle bir dünya değil ve olmamalı da. Avrupa şimdi bir güç merkezi! Japonya, Çin, Hindistan, tüm bu ülkeler karar mekanizmasının içinde artık.” Diyerek, belli yerlerdeki sempatisini arttırma yolunu seçti.

Oysa o; eski dönemin güç merkezi ABD’nin Başkanı Obama’ydı. Bir adım daha atarak, “Benim misyonum konsensüs oluşturmak, köprü kurmak” sözleriyle yeni düzende ABD’nin yeni konumunu açıklamış oldu!

Oysa hiçbir lider, elindeki olanakları elinin tersi ile itmez. Uygulamalara bakıp göreceğiz.

Bu toplantıda; IMF’nin gücünün artırıldığı, krizin en önemli nedenlerinden biri olarak gösterilen ve finans dünyasının kara deliği olarak tanımlanan hedge fonların ilk kez denetlenmesini öngören, vergi cennetlerini kara listeye alan G-20 bildirgesi ile dizginsiz kapitalizmin sonunun geldiği ilan edildi. Onu da bekleyip göreceğiz. Eğer öyleyse, ekonomik krizin en kısa sürede bitmesi gerekir.

Avustralya Başbakanı Kevin Rudd oldu. Rudd, “Dünya piyasalarını altüst eden finans piyasası kovboylarının artık peşine düşüyoruz” sözleri ile yeni döneme ait görüşlerini aktardı.

Tabi dünya yıldızı, Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy de unutmamak lazım. O böyle toplantılarda öne çıkmayı seven bir lider! Böyle bir fırsatı kaçırmayan Sarkozy; çoğu kişi tarafından krizin altında yatan sebep olduğu düşünülen, zayıf denetimli Anglo-sakson modeli kapitalizmin sonunun geldiğini açıklayarak, kendine has uslubu ile kendine has açıklamalarından birisini yaptı!

Bu arada bu toplantıda bazıları prestij kazanırken, bazıları ise hazırdan yiyip, eski popülaritesini kaybetti.

Prestij kazananlar:

* IMF: Uluslararası Para Fonu’nun kaynakları 3’e katlandı, prestiji arttı, yeni düzenin merkez üssü haline geldi.

* ABD: Başkan Obama yönetiminde konumunu ‘dikte eden’ ülkeden, ‘konsensus oluşturan’ ülkeye kaydırdı, küresel ekonomiye 1.1 trilyon dolar enjekte edilmesini sağladı.

* Almanya-Fransa: Hedge fonlarda ve vergi cennetlerinde denetim talebi ’beklentilerinin de ötesinde’ karşılandı.

Popülarite kaybına uğrayanlar:

* Üst düzey yöneticiler: Prim ve ödemelere sınırlama kararı ile milyonlarca dolarlık bonus almak tarihe karıştı.

* Hedge fonlar: Sistemin karadeliği olarak tanımlanıyorlardı, artık denetlenecekler, tüm işlemleri ile ilgili rapor verecekler.

* Vergi cennetleri: Bir bölümü kara listeye alındı, bir kısmı da taahhütlerine uymazlarsa kara listeye alınmakla tehdit ediliyor.

* ABD Başkanı Barack Obama!

Neden Obama diyorsanız?

Yaptığı açıklamalar falan değil! Paranın önünde eğilmesi!

Ne parası diye merak ediyorsanız? Başlıktaki resme bakarsanız anlarsınız!