Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Temmuz '06

 
Kategori
Sosyoloji
 

Gallup'un anketi üzerine

Gallup'un anketi üzerine
 

Gallupun en son anketini çoğunuz okumuşsunuzdur zannediyorum.Gallup asıl adı The Gallup Organization Europe olan kamuoyu araştırmaları yapan bir şirket. Belirli aralıklarla kamuoyu yönelimlerini ölçerek sonuçlarını kamuoyu ile paylaşır. Ben bazı sonuçları ilginç bulduğum için sizinle paylaşmak istedim.

Tüm Avrupa Birliği ülkelerinde yapılan bu son anketin konusu vatandaş memnuniyeti ve kurumlara güvenin ölçülmesi ile ilgili. 5 yıl önce,bugün ve 5 yıl sonrası için ülkelerin ilerlemesine dair memnuniyetleri sorulmuş katılımcılara.

Ankete katılanlara kıyasla Türkler ,5 yıl öncesine göre ülkesiyle gurur duyan milletler arasında yüzde 65 ile ilk sırada yer almış. Bizi yüzde 40’la Yunanlılar,yüzde 39’la İspanyollar,yüzde 30’la Macarlar,yüzde 26 ile İngilizler,yüzde 18 ile İtalyanlar,yüzde 14’le Danimarkalılar,Fransızlar ve Almanlar izliyor.İsveçliler yüzde 13 ile son sırada.

Anketin belki en çarpıcı sonuçları ‘’kurumlara güven ‘’ sorusu sorulunca ortaya çıkmış.Sonuçlar Avrupa halkalarının da tıpkı bizim gibi en çok ordularına güvendiğini ortaya koyuyor. Bizde en çok güvenilen kurum yüzde 86 ile ordu iken ,bu oran AB ülkelerinde de yüzde 67 ile ordu olmuş.Bizim TSK’ ya güvenimiz haklı sebeplere dayanıyor. Zira Türkiye Cumhuriyeti’nin en modern,en iyi organize olmuş ve çağın ileri teknolojileri ile en iyi şekilde donatılmış kurumu ordu zaten. Bununla beraber halkımızın orduya yüklediği manevi anlamların da bunda etkisi büyük. Peygamber Ocağı gibi yüksek manevi bir payesi var bizde ordunun.Oysa AB ülkeleri bugüne kadar daha çok sivil kuruluşlarıyla övünürdü. Avrupa Devletlerinin son derece oturmuş,modern ve iyi organize olmuş sivil kuruluşları var. Avrupalılar kriz zamanları ve olağanüstü haller dışında çoğu zaman ordu üniforması bile görmeye tahammül edemezlerdi bugüne kadar. Sanıyorum bu durumun değişmesinde son yıllarda giderek ivme kazanan terör olaylarının etkisi büyük. Özellikle son birkaç yıl içinde yaşanan Madrid,Londra saldırıları ve Fransada’ki son öğrenci olayları güvenlik kaygılarını iyice arttırmışa benziyor. İnsanlarının geleceğe korku ile baktıkları bir AB’nin,önümüzdeki dönemde Küresel Siyasette kendisinden beklenen aktif,açılımcı ve olumlu rolü oynaması da çok zor gözüküyor.

Araştırmaya göre Türkler ordudan sonra yüzde 60’la en fazla hükümete güveniyor. AB ülkelerine bakıldığında ise ulusal hükümetlere güven son sıralarda yer alıyor. Türkler üçüncü sırada yüzde 57 ile yargı ve dini organizasyonlara güveniyor. Medya ise en çok güvenilen kurumlar sıralamasında hem bizde hem de AB ülkelerinde son sıralarda maalesef.

Anket sonuçları arasında bence en kayda değer olanı Türk Halkı’nın uzun yıllardır en az güvendiği siyaset kurumuna ve sivil kuruluşlara yeniden güvenmeye başlamış olmasıdır. Bu zihni dönüşüm önümüzdeki yıllarda ülkemizde demokrasinin ve özgürlüklerin gelişmesine büyük katkılarda bulunacaktır. Şunu da unutmamak gerekir ki şuan ki hükümet ekonominin dibe vurduğu bir dönemde işbaşına geldi.4 yılda ülkemiz AB,Ekonomi ve Özgürlükler konusunda küçümsenemeyecek mesafeler katetti. Ama asıl marifet dibe vurmuş bir ülkeyi yukarı taşımak değildir,dibin dibi yoktur çünkü.Aslolan bundan sonra ülkemizin nereye gideceğidir. Siyasetçilerimiz asıl şimdi gerçek bir imtihan vereceklerdir. Ülkeyi bir adım daha ileri taşıdıkça halkın bu ülkeye ve siyasetçiye olan güveni de artacaktır. Bu fırsat heba edilmemelidir.

AB ülkelerinde önümüzdeki dönem bu araştırma sonuçları da gösteriyor ki büyük değişimler olacaktır. En başta ulusal hükümetlerine güvenmeyen AB halkları onları ilk seçimde değiştirme yoluna gidecektir. İtalya’da Berlusconi’nin gidişi,İspanya’da Zapateronun gelişi,Yunanistan’da Karamanlis döneminin başlaması,Almanya’da Merkel’in işbaşına gelmesi ve şimdiler de İngiltere’de Tony Blair’in valizini toplaması bu değişimin işaretleri. Gallup’un araştırmasında AB halklarının aldıkları altyapı hizmetlerinden memnun olduğunu da gösteriyor. Bu sonuç onların hali hazırdaki refah seviyesinden memnun olduklarını fakat gelecekte bu durumun devam etmeyeceği endişesi taşıdıklarını gösteriyor. Bunda haksız sayılmazlar. Avrupa da giderek artan işsizlik,göçmen sorunları,sosyal güvenlik sisteminin giderek artan yaşlı nüfus yüzünden iflas noktasına gelmesi ve ekonomik resesyon bu kaygıların haklı olduğunu gösteriyor. Halk bu endişeleri sandığa yansıtarak şimdilik yönetim değişikliğiyle sorunların hallolacağını ümid ediyor. Bekleyip göreceğiz.

Evet,sonuçlar bizim açımızdan ümit verici. Ülke olarak moralimizin yüksek olması,ülkemizle gurur duymamız gelecekte bizi daha iyi günlerin beklediğinin işareti. Artık ülke olarak var olan sorunlarımızın tek çözüm yolunun legal siyasetten geçtiğini,sivil organizasyonların ülkenin değişim motoru olacağını göreceğimiz günler yakındır. Herşeyin tozpembe olmadığı da aşikardır. Ben sadece zihinsel dönüşümümüzün önemli olduğunu vurgulamak istedim. Zira değişim önce zihinde başlar,kafalar değiştiğinde makus kaderimizinde değişmesi yakın demektir. Bence eli kulağındadır…

 
Toplam blog
: 9
: 869
Kayıt tarihi
: 14.06.06
 
 

Dünya ve toplum olarak çok büyük değişim ve dönüşümler sath-ı mailine girmiş bulunuyoruz. Ben sadece..