- Kategori
- Mizah
Gel ananın, babanın evine!

www.dpro.com.tr (terörist yazısı) Başbakanlık web sitesi Başbakan Erdoğan) MONTAJ (M.Mumcu)
- Gel ananın babanın evine!... (Başbakan Recep T. Erdoğan)
- Biz dağa çıkışı güçleştirmek istiyoruz... (Başbakan Recep T. Erdoğan)
Gel, yine Gel! Ne olursan ol, yine Gel! İster Kâfir ol, ister putperest ol, ister Mecusi, istersen yüz kere bozmuş ol tövbeni... (Hz. Mevlâna)
Gel, yine Gel! Ne olursan ol, Yine Gel! İster Terörist ol , ister vatan haini ol, ister Meclis'te, ister Kandil Dağı'nda, İstersen yüz kere cinayet işlemiş olsan da, Teröre bulaşmamışsan gel! Gel cici mama vericem sana gel! Dağdan aşağı Gel! Ananın, babanın evine Gel! (M. Mumcu)
Terörün bitirilmesi ile ilgili olarak Erdoğan Hükümeti'nin ve Genelkurmay'ın yoğun çalışmaları var. Başbakanımızın teröristlere hitaben yaptığı çağrıyı ve teröristlerden birinin cevabını hoşgörülerine sığınarak aşağıdaki şekilde yorumlamak istedim.
- Gel! Ananın, babanın evine gel...
- Geleyim de başıma gelmedik kalmasın değil mi?
- Bir şey yapmayacağız. Kırsalda kanlı olaylara katılmayanların, teröre bulaşmamış olanların ifadesini alıp bırakacağız.
- Sonradan kızıp da "Al ananı da, babanı da dağa git demiiicek misiniz?
- Demiycem.
- Dağdakilerden teröre bulaşmayan var mı? Ben az 8 kişi öldürdüm. Hem nereden bileceksiniz kimin öldürüp, kimin öldürmediğini?
- "Öldürmedik, teröre bulaşmadık, Kandil Dağı'nda keklik avlıyorduk" diye ifade verin yeter!
- Yani araştırmayacak mısınız?
- Araştırıyor gibi yapacağız.
- Ade be?
- Hamdolsun başkan Buşla görüştük, Elhamdülillah terörü bitireceğiz. Sizleri bitirmek istemiyoruz. Bu vatanın evlatlarısınız, inin dağdan şehire. Size albüm yapalım. Her birinize birer albüm. CiDileriniz piyasayı ayağa kaldırsın. "DAĞDAN İNDİM ŞEHİRE, ADAMI DÖVERİM EVİRE ÇEVİRE"
- Maaş da bağlayacak mısınız? Sigortalı olacak mıyız, emekliye ayrılacak mıyız? Dağdaki çalışmalarımız da emeklilik hesaplanırken hesaba katılacak mı? Estetik ameliyat yaptırıp yüzümüzü değiştirecek misiniz?
- ?
- Biz şehir hayatına alışık değiliz. Keleşlerimizle inip, çeteleşmemize, arazi, çek-senet, adam kaçırma, otopark vs mafyası gibi işlerle ilgilenmemize izin var mı?
- ??
- Adam öldürdüğümüzde, katil ruhlu olmamız göz önünde bulundurularak cezada indirim yapılacak mı?
- ???
- Şehirlerde yaşayanlar, bizlere uyum sağlamak için bir müddet rehabilitasyon merkezlerine gönderilecekler mi?
Başbakan burada daha fazla dayanamaz. Titremeye başlar ve çıkarabileceği en yüksek sesle bağırır,
- Ne diyon sen ya?
Korumalar zor yetişirler. Başbakanı yatıştırırlar ve son sözünü söylemesini beklerler.
- Gelme ananın babanın evine! Hatta ananı babanı da al götür Kandil'e.
GELELİM İŞİN CİDDİ YORUMUNA:
Sayın Başbakan, tabii ki hükümet üyeleriyle birlikte terörün bitirilmesi için uğraşıyorsunuz. Buna bir diyeceğimiz yok. Hatta Genelkurmay Başkanı ile de barıştınız ve koordineli bir şekilde kararlar alıyorsunuz. Bu da sevindirici ve ülkemiz adına çok yararlı. Başbakanın devletin kurumlarıyla dargın olması yakışık almıyordu.
Cumhurbaşkanı da değişti. Eskiden kararlar köşkte derin uykuya dalıyorlar, bir türlü onaylanmıyordu. Şimdi köşkün kapısından içeri girer girmez onaylanıyor. Cumhurbaşkanı neredeyse kararları kapıda karşılayacak. Bu da güzel. Devlet mekanizması hızlı işliyor artık.
Tereddütlerimiz var tabii. Acaba yavaş yavaş Devlet'i her kademede ele geçirip de alışmadığımız bir idare şekli mi dayatacaksınız bize diye. İnşallah öyle bir düşünceniz yoktur
Baksanıza Fazıl SAY bile korkmuş gidişattan. "Yurtdışına gideceğim, İslamcılar kuşattı Türkiye'yi ben kendimi yabancı hissediyorum" diyormuş.
Valla açıkçası ben de kendimi yabancı hissediyorum yavaş yavaş. Almanya'daki günlerimi özledim sayın Başbakanım.
Dağlarda eğitim gören, dış güçlerin bilerek veya bilmeyerek maşalığını yaparak 24 yıldır ülkemizde terör estirenlerin tamamına yakını da bizim insanlarımız. Onlar öldürmekle tükenmezler. Sivrisinekleri öldüreceğimize bataklığı kurutmalıyız.
Bizler için terörist olan insanlar, Tunceli'deki, Şırnak'taki, Diyarbakır'daki ve başka bir şehirdeki vatandaşlarımızın evlatları. Yani gökten kalaşnikofla dağlara inmediler. Ana baba kuzuları. Bir şekilde kandırıldılar veya beyinleri yıkandı. Ama onların bu devlet düşmanlığı kendiliğinden oluşmadı ki. Gelmiş geçmiş tüm politikacıların da katkıları var bu oluşumda.
Çağrınızı anlayışla karşılıyorum sayın Başbakan. Teröristleri etkisiz hale getirmek için birtakım önlemler alıyorsunuz da, böyle ulu orta medya kanalıyla teröristlere "ananızın, babanızın evine gelin!" demeniz hiç yakışmıyor.
Ülkemizde evlatları bu teröristler tarafından öldürülmüş birçok ana, baba var. Onların yerine koyun kendinizi. Onların duygularına da tercüman olmalısınız. Bu pisliklere karşı vatanını müdafaa ederken canını vermiş insanlarımızın, kahramanlarımızın ruhlarını titretmeyin!
Gazilerimiz var. Aslanlar gibi gittiler asker ocağına, ama... Sizin analarının, babalarının evlerine dönmesini istediğiniz bu kalleşlerin, kahpe mayınlarıyla uzuvlarını kaybettiler, gençliklerini tam yaşayamıyorlar.
Lütfen sayın Başbakan, lütfen! Bu işler Kasımpaşa kabadayılığı yaparak değil de muhalefetle, devletin kurumlarıyla ciddi çalışmalar yapılarak halledilir. Başkan Bush'la görüşmeniz de faydalı olmuştur mutlaka. ABD'siz yürümüyor bu işler. Anlıyorum sizi ama Baykal'la ve diğer politikacılarla da görüşseniz bir ara.
Ayrıca bu insanların çoğu uzun yıllar uyuşturucu ve cesaret verici haplara alıştılar. Adam öldürme mekanizması haline geldiler Bunları kısa bir sorgulamadan sonra aramıza salmanız doğru olur mu? Zaten ülkemizin büyük şehirlerinde hiçbirimizin can güvenliği kalmadı. Daha da kötüleşir.
Bu insanlar, tekrar toplum yaşamına karışmadan önce iyi bir rehabilitasyondan geçirilmeli. İnsanların aralarında, huzuru bozmayacak şekilde, insan gibi yaşayacaklarına karar verilmeden salıverilmemeli.
Daha sonra da kontrol altında bulundurulmalı.
Bilmem anlatabildim mi?
Saygılarımla.
Mustafa Mumcu, 15 Aralık 2007 Saat: 10:15