Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Kasım '09

 
Kategori
Deneme
 

Gel Çocuk.

İçimde büyük bir kırgınlığı beslediğimin farkında değildim.


Göremediğim birden çok gerçek yüzüme çarpıyor sanki. Canımı acıtıyor mu desem ? Evet hemde çok. Ama kırılmam gereken insan karşımda değil. Yani kırgınlığım birazda kendime. Hatta sadece kendime. "Sende benden farksız değilmiydin zaten?.." Neden bile bile kendimi bu lanet şeyin içine attığımın cevabını biri gelip sorsa ben bile cevap veremem. Bilmediğim soruların bilmediğim cevaplarını nasıl verebilirim ki? Ya da nasıl diyebilirim kendimce aşk masalları yarattım ve yine gerçek olurlar sandım. Söyleyemem. İnsanlar ya gülerler halime, ya da eskiden sahip olduğum ima yüklü bakışları barındırırlar yüzlerinde. Kızamam ki. Kızmaya hakkım yok ki. Dahada önemlisi kimseye bir şey anlatamam ki. Sana bile. Söyleyemem içimdekileri. Anlatsam, anlamanı bekleyemem. Anlatmasam aklım sende kalır. Zaten hep sende değilmi ki? Savruluyorum biliyor musun? Ordan oraya savruluyorum. Zaman içinde duygularım bile gezinti yapıyor. Ama ben sensiz hiçbir yere gidemiyorum. Sokaklar anlamsız geliyor. Yollar üstüme üstüme geliyor. Hani hep derim ya zaman senin yanında çabuk geçiyor diye. Şimdi sen yoksun. Ve ne saatler geçiyor ne de günlerim. Anlaşmış gibi hergün saatim duruyor. O bile kabul edemiyor. Ben nasıl edebilirim ki? Sen hayatıma girdikten sonra her şey daha anlamlı geliyordu ya hani? Şimdi hiçbir şeyin bir anlamı yok gibi. Her şeyde hala biraz sen varsın. Ve hala her şey çok belirsiz. Ama yine her şey anlamsız. Sen hayatımdaki tek anlamdın halbuki.Başlamayan bir şey bitmez düşüncesiyle daha da bağlanmışım sana. "Nasılsa başlamadı ki neden bitsin?" İşte bu soruyla kendimi avutuşum sana olan sevgimle eş değermiş aslında. Ben seni sevdikçe bu küçük avuntularımda büyümüş ardı sıra. Ha bide bahsettiğim kırgınlık. Hepsini büyüttüm de bir seni büyütemedim çocuk. İstemedim büyümeni. Ben senin annendim. Ve sen büyüyünce gidecektin. Belki bunu bile bile "annenim ben senin!" dedim. Anneler hep en çok sevilen olur sandım. Söyledim ya sadece sandım. Yüzüm gülmüyor desem kendime yapılmış en büyük ihaneti yaparım aslında. Gülüyorum. İnadına. Biliyorum mutsuz olmamı hiç istemedin. Hala daha istemezsin. Madem mutsuzluğumdan bu derece korktun neden güzel çocuk neden beni anlamamak için elinden geleni yaptın? Lanet olası zaman yüzünden bu hale geldiysek eğer neden durdurmadın zamanı? Benim için. Benim için bunu yapmayı göze alamadın mı? Oysa ben senin için kendimden bile vazgeçmeyi göze almışken, oysa ben hala daha çocuksu hayallerle o bakıpta imrendiğim o bakıpta özendiğim büyük aşkların kahramanları olabileceğimizi düşlemiştim. Bunları yapabilcek gücüm olduğunu bile bile. Neden tutmadın hiçbir şeyin ucundan? İstemedin değil mi güzel çocuk? Sende büyük aşkları yaşayabilcek ne zaman vardı ne de mutluluk. Madem boş hayallerde sürükleniyordum neden bunca yandı canım? Madem boştu herşey neden herşeyimi seninle doldurdum? Neden baştan başa senim hala daha? Neden ellerimde ellerinin kokusu var? Neden senin nefesini hissedebiliyorum? Ya sana çok alışmışım, ya da hala ümit ediyorum. Hala daha birgün her şey güzel olacak düşüncesiyle yaşıyorum. Bana her şey güzel olacak dermisin? Her şey düzelecek , yine çocuklar gibi gülecek , yine benimle benim yanımda benim için mutlu olacaksın diyebilir misin? Sevmeni isteyecek cesaretim olmadığı için, tek istediğim seninle mutlu olmak. Madem karşılık bekleyemecektim neden görmek istiyor bedenim seni bunca ? Neden hala daha bir umut, olur ya belki benim olursun diye bekliyor? Sen benim ruhumdun. Ruhum bedenine kavuşmayı bekliyor. Sen, her şeyden önce kelimelerine aşık olduğum çocuk! Onları esirgeme bari benden...
Sesinle uyuyorum, sesinle uyanıyorum. Ne olurdu seninle uyuyup seninle uyansam? Sen ne kaybederdin? Ben ne kaybederdim? Ne olurdu her şey hayallerimdeki gibi olsa? Bay mükemmeldin. Baştan sona seni sevebilmeyi öğrettin bana usul usul. Ne kaybettim? Peki ya ne kazandım. Seni mi? Kendimi mi? Girdiğim bu yolda ne seni kazanabildim ne de kendimi. Aksine... Ben seni severken kendimi kaybettim. Hayatında her şey var diyorsun. İyi ama sen yoksun. Sen herşey değilmiydin? Demekki her şeyim yok. Her şeyim uzak. Ve ben her şeyimi çok özledim. Peki ya sen? Sus, verme cevap. Kırılırım... Söyledim ya kırgınlığım birazda kendime. Sadece... Sadece seni istiyorum. Sadece bir kaç dakika istiyorum senden. Özledim be çocuk. Çok özledim hemde. Elimde değil inan. Elimde olsa sevmezdim bile. Ama sen, sevgiye en çok yakışan insansın. En çokta sana yakıştırdım sevgimi. En çokta sende değer gördü. Ama ellerim üşüyor çocuk. Bedenim üşüyor. Hastayımda birazcık. Yüreğim üşüyor. Eğer olsaydın. Eğer olsaydın demek istemiyorum! Yoksun çünkü. Gel güzel çocuk .İlk gelişin gibi gel. Masum masum, gizli gizli gel. Yeterki gel.

 
Toplam blog
: 22
: 440
Kayıt tarihi
: 09.11.09
 
 

Anadolu üniversitesi sanat tarihi öğrencisiyim...