- Kategori
- İlişkiler
- Okunma Sayısı
- 412
Gel

Sakladım tanelerimi...Gel...
Vakit ayrılığı vurduğunda dizdim gözyaşlarımdan incileri koynuma
Sen geldin; kaldırdım tanelerimi
Sen varken ağlamak yok, yakışmaz varlığına gözyaşları
Döndüğünde yüzünü benden uzaklara ve bıraktığında sevgimi kucağıma
İşte o zaman saklandığı yerden çıkarır tekrar dolarım boynuma
Kaçınılmazı buysa sevdamızın hazırda olacaklar daima
Sen varken asla olmaz ama; istersen inanma senin için ağladığıma
Yanımdayken içim dışım gülüyor ya; sen hep öyle bil beni
Sen varken gülüşlerin en parlağıyla dolacak dünyamız
Tüm acı yokluğunda sarıyor, zehrimi akıtmaya başlıyorum o yoklukta
Akıtmak ta değil bu ya... Iğıl ığıl sızıyor göz pınarlarımdan
Dönmedikçe sevdama; kararıyor incilerim bak
Değeri artıyor siyaha bulandıkça tanelerimin
Ve senin...
Daha içerden daha acı seslenir oluyorum; Gel
Gelmedikçe çığlığım büyüyor; Gel
Özlemek yarasına tuz basmak için de olsa Gel...
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Bu son ayrılık acısı olsun hayatınızda. Her şeyi yeniden başlatacak kırık şiirimsi sesiniz geri döndürsün sevdiğinizi size. Hoşçakalın sevgilerimle...
Yaz Hamra Aydemir 26.11.2009 11:51- Cevap :
- Kraliçe'm hayat bimediği sürece ne ayrılıklar son bulacak, ne özlemler ve kavuşmaya dair seslenişler... İyi dileklerinize yürek dolusu teşekkürler yine de. Sevgilerimle. 26.11.2009 17:26
Unuttuk neredeyse yüreği ne zaman emanete verdiğimizi. O kadar eskidir sevginin, sevgilinin bıraktığı izler. Gelişlerine yüzdürülen kağıt gemilerimizi hatırlıyoruz bazen. Maviliğimiz onun okyanusundan geliyor, biliyoruz. Hangi denizde dalgalar kıyıya vursa orada atar kalbimiz, köpüğüne gizleriz tüm güzellikleri. Ne zaman su almıştır gemi, bu gidiş ne zaman düşülmüştür geçmişimizin yazgısına, unutamayız. Giden, renkleri yüklemiştir heybesine. Şimdi griye çalan bir şehrin ıssız kaldırımlarındaki sokak lambaları kadar öksüzdür dilimizdeki şarkı. Ya notasını kaçırırız farkında olmadan, ya sözünü. Giden, içimizdeki hayatı götürmüştür giderken. Bakan, bir et yığınından ötesini göremez cismimizde. Kalan, umudu yitirmez yine de. Dil susar, kalem susar belki. Gözleri ile çizer umudu boşluğa. Gelmediği her gün büyüyen çığlıklarla haykırır, gel.. Gel ki renklerim gelsin seninle. Nefesimi üfle içime. Üfle ki can gelsin seninle.. Kırdım dilimin kilidini, çığlık çığlığa seni diliyorum..
Private 25.11.2009 22:09- Cevap :
- Ümit Kardeşim oldu mu ya? Bu yorumdan sonra kim okur benim yazdığımı artık. Şiirden güzel olmuş yorumunuz ve çok daha uçsuz bucaksız. Gel diyen dilleri duyan sevgililer olsun hayatımızda. Gelseler de can gelse özümüze yeniden değil mi? Teşekkürler ve sevgiler... 28.11.2009 22:29
Ne gelen olur, ne de bir haber... Hele de toprağa kaptırmışsan, boşunadır sesleniş; GEL diye...
Emine Supçin 23.11.2009 1:22- Cevap :
- Toprağa karışanlara sözüm yok ama bin yıldır seslenilenler neden gelmez? Ya biz gelmeyeceklerini bile bile neden Gel deriz? Yorumunuzla anlam kattınız... Teşekkürler...Sevgiler... 23.11.2009 9:53
İnsanın ürpermesine neden olacak kadar içten, sıcak ve bir o kadar da doğal sesleniş; özlemin sevgi dolu kaplerde karşılık bulmasını ve hissedilmesini sağlayan duygu sağanağıdır. Her damlası ile insanın kalbinin hüzünle dolmasına sebep olur bu şiir... İlham ve esin kaynağını her zaman canlı tutman dileğiyle...
Ersen KUR 20.11.2009 13:57- Cevap :
- Beğenin için teşekkürler. Umarım esin kaynağım her zaman canlı kalır...Sevgilerimle... 22.11.2009 20:25