Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ağustos '08

 
Kategori
Felsefe
 

Gelecek ama nasıl gelecek

Gelecek ama nasıl gelecek
 

Sistemin Oportünistleri

"Büyük beyinler fikirleri, orta beyinler olayları, küçük beyinler ise kişileri konuşur."
(Hyman Rickover)


"Yapılan iş ne kadar parlak olursa olsun, yüksek bir amacın sonucu değilse, büyük sayılmamalıdır."

(La Rochefoucauld)


"Güçlü olmak ile erdemlilik birbirine karıştırılır ve güçlü kendini her şeye kadir sanma eğilimi gösterir." (J. William Fulbright)


Gerçekliği ve onunla çelişenlerin farkında olarak mevcut olan çelişmeleri akıl yürütmeyle aşmayı ilke edinmek gayretine teğet geçmeyi alışkanlık haline getirmiş olan Oportünist jargon müdavimleri aldıkları konum itibariyle, duruşlarındaki o “kusursuzluk” paranoyasının, ödün vermez ve kıl aldırmaz pozisyonlarından doğan yanılgılarının harap hallerini kavrayamamış olarak hezeyan ve garabetlerini her daim böğürmekle meşguldürler. Her bir açılım esnasında tümüyle sabit fikir ve statükoya bağlı kalarak odaklandıkları için de varsıllık ve imkânları yoksunluğun ilkelliğine teslim ederek zavallı ruh hallerini tatminden öteye geçemeyerek objektif olması gereken bakış açısını kibir ve aymazlıklarına fütursuzca kurban etmektedirler.


Tarih bu gibi durumların tanıklığını pek çok kez tekrar tekrar bıkıp usanmaksızın yazdığı içindir ki bu şekilsizliğin düzey ve seviyesini tespit etme gayretkeşliği kabak tadı vermesi açısından usanç ve utanç kaynağı haline gelmesi ise çoğunluğu rahatsız eder bir hal almamış olsa da bu imkân ve olanakların hovarda mantığıyla hoyratça harcanıyor olması mevcut tavır ve iradeye karşılık farklı direnç ve savunum mekanizmalarının olmadığı anlamına gelmez. Yüksek perdenin şebeksi profilleri aynalara yansımış görüntülerinin sarhoşluğundadırlar. Derdest kültürünün aymaz dalkavuk bezirganlarından bozma vantrilokları sözüm ona korosal bir nahoşluğun kulak cazırtısından öteye geçemeyecek bir garabetin icracısı rolündedirler.


Psikolojik davranış deviniminden yansıyan değersizlikleri yenilik diyerekten tekrar takrar ısıtıp kitlelere servis yapma niyetinde olanların ne acıdır ki kaçırdıkları bir gerçek vardır. “”“ Cumhuriyeti olmayanın hürriyeti olamaz…””” gerçeği.


Çağdaş medeniyet seviyesi göreceli ve perspektifi çok geniş bir kavram değildir. Siyaseten tasallutun abluka ve dayatması sonucunda akıl tutulması yaşayan vantriloklar korosunun siyasal duruşlarındaki anormalliğe sapan açısıyla düzeltilebilmesi mümkün olmayacak bir noktaya sürüklenmesi tehlike sinyalleri veriyor olsa da ön plandaki yüksek perdenin şebeksi profilleri kapı kapı dolaşan bohçacı kadın edasıyla “”kimse kusura bakmasın”” martavalını dillendirmekte ve düştüğü komik durumun farkında olamadığı için de suya yazdığı yazının niçin okunamadığını anlamaya çalışmaktadır.

Oysaki fazlaca bir çabaya gerek olmaksızın siyasal düzlemde “siyasallık” kavramı tek başına oldukça önemli bir içerik oluşturmaktadır. Bu, günümüzde kaba ve sığ şekilde icra edilen siyasallıkla yakından uzaktan ilgili değildir. Düşüncesine hayat vermektir. Düşüncesini pratiğe sokma yeteneğidir. Her bir canlının doğasına ve yaşama alanına pozitif yönde objektif kriterleri gözeterek müdahale edebilme becerisidir “”Siyasallık””. Üretmek ve değer yaratabilmektir kısaca. Biz insanları hayvandan ayıran temel özelliktir “”Siyasallık””. Bu yoksa insan için yapıla gelecek tüm tanımlamalar her açıdan yanlış ve eksik kalacaktır. Varoluşun insana bahşettiği iyiye, güzele ve doğruya yönelimin ana teması sayasallık işlevsiz kılındığında ortaya çıkan olumsuzluklar dünya konjonktüründe yaşananlara paralellik gösterdiğinde, insanoğlunun sürekli anlamsız bir şekilde patinaj yapar hale geldiği görüldüğünde siyasallık misyonunu üstlenen unsurların bireyin güven ve mutluluğu bir kenara iterek bu asıl olan birincil görevin ifasından vazgeçtiklerini, kendilerince belirledikleri ve daha çok önem arz ettiğini düşündükleri önceliklerine yönelmeleri durumunda ise var olan ciddiyetlerini kaybetmeleri de kaçınılmaz olacaktır...

 
Toplam blog
: 40
: 1069
Kayıt tarihi
: 25.07.06
 
 

İzmirli'yim. Felsefe mezunuyum. İlgi alanlarım Felsefe, edebiyat, sosyoloji, tarih, toplum ve kültü..