Gelecek tahmini

Yıllar geçiyor, değişiyor her şey. Ve öyle hızlı değişiyor ki, bildiklerimiz üç yolda eskiyor, beş yılda yok oluyor. Geçmişe özlem beş yıla indi. Bilgisayaralar telefonlara yüklendi, her yerde her yere ulaşmak mümkün. Çok değil on yıl önce yani 2001 yılında bu mümkün değildi. Okuma yazma zorunluluğu yerini, bilgisayarla okuma yazmaya bıraktı, iş ararken neredeyse iş görüşmelerinde artık bilgisayar bilmek bir avantaj sağlamaz oldu. Yaşamak kolaylaştı, insanlar ne yapacağını şaşırdı. İnsan beyni ve davranışları teknoloji kadar hızlı değişmiyor. 

Zaten sosyal olayların, teknolojiden etkilenmesi yirmi yıl gerektirir diyorlar. Bu durum ilginç sonuçlar oluşturuyor. Teknoloji çekirdek aileyi dağıttı, anne, baba, çocuk ayrı odalarda kendi tv lerini izliyor, kendi ekranlarında internet sitelerini dolaşıyor, fakat isteniyor ki aile yemekte birlikte olsun, olmuyor. 

Onlarca tv kanalında insanlar hiç görmedikleri hayatları seyrediyorlar, o hayatlara özlem duyuyorlar, aileler çocuklarının kendi hayatlarını, kendi öğrettiklerini yaşasın istiyorlar, olmuyor. Devleti yönetenler toplumu kendi görgü ve bilgileri ile terbiye etmeye çalışıyorlar, yetemiyorlar. . Esad’lar, Kaddafi’ler, Mübarek’ler bunu anlamadıkları için halkının kanını döküyorlar. İranlı kızlar İran dışında bildikleri gibi yaşıyorlar. Yirmi birinci yüzyıl, iletişim çağı, bilgi çağı kendini anlamayanları, kısa veya uzun vadede alt edecektir. 

Sanayi devrimini anlamayan devletlerin ortadan kalktığı gibi. Değişimi anlamayanlar, değişimin içinde erimek zorundalar. Yeni zamanın ahlakı geliyor, ebeveyn, çocuklar arasında devlet ve yönetilenler arasında yeni bir düzen yeni bir ahlak, yeni bir değer anlayışı kuruluyor. 

Bu bir yerlerde hızla cereyan ederken, bir yerlerde yavaş oluyor, ama oluyor. İdeolojiler kılık değiştiriyor, fanatikler giderek azalacak, Faşizm, Komünizm gibi keskin ideolojilere bağlı insanların sayısı eser miktara kadar inecek. Depolitizasyon had safhaya ulaşacak çünkü yeni devlet ve insan ilişkilerinde politika sadece çevre üzerine yapılacak , doğal çevre üzerine. Hamasi nutuklar atılırsa çevre için atılacak, insan odaklı bir dünyaya doğru yol alıyoruz. Eğer bu ön görülerim olmaz ise, üçüncü dünya harbi çıkacaktır. 

Bu iki keskin uç arasında salınan bir dünyada yaşayacağız. 

Eğer yukarıda sözünü ettiğim devlet, insan ilişkisi tüm dünyada sağlanmaz ise yani paylaşıma dayalı yeni bir ekonomi oluşmaz ise on yıl sonrasında bir üçüncü dünya harbi yaşayabiliriz. 

Çin kalkınıyor, bir Çinli bir Amerikalının tükettiği enerjinin yarısı kadar enerji tüketirse dünyada kimseye enerji kaynağı kalmaz, buna Hintliler de katılırsa vay dünyanın haline, dünyanın sonunu getirecek bir savaş kaçınılmaz olur. 

Önümüzde iki seçenek var ya insan gibi bir paylaşımcı bir dünya yani insan ve çevre odaklı bir dünya, ya da savaşla yok olan bir dünya. İlk tahminim insan aklına yatan bir tahmin olduğu için öyle bir dünyaya doğru yol alıyoruz dedim. Ama tarih hep ikinci tahmini gerçek kılmıştır. 

Bu kez insanların daha akıllı olduğunu düşünmek istiyorum. Ölmek yerine yaşamanın daha güzel olduğunu anladıklarını düşünüyorum. Eğer insanlar anlamamışsa bunu, tabiat kendi yolunu bulacak ve insanlığı savaşsız yok edecektir bundan kimse kuşku duymasın. Belki bunu tabiat birkaç kez yapmıştır. Dersini almayan insanlık belki birkaç kez bu dünyadan silinmiştir. 

Yeniden silinmemek için……