Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

30 Eylül '13

 
Kategori
Spor
 

Gençler kabusu oyun havası ile bitti

Gençler kabusu oyun havası ile bitti
 

Fenerbahçe dün akşamki galibiyetle sadece galibiyet serisini 5'e çıkarmadı, aynı zamanda en son 7 Nisan 2013'te Ordu'yu deplasmanda yendikten 175 gün sonra tekrar İstanbul dışı deplasmanda kazandı. Gençlerbirliği'nin 9 maçtır evinde yenilmediğini de düşündüğümüzde dün akşamki maç çok önemliydi. Galatasaray'ın Rize karşısında evinde 1-1 berabere kalarak puan kaybettiği haftada puan farkını 5'e çıkarması özellikle zorlu maçlar öncesi çok önemliydi. Diğer yandan Galatasaray'ın iç karışıklığı, Beşiktaş'ın da derbiden saha kapatma ve Bilic'e 3 maç ceza ile ayrılması Fenerbahçe'nin ekmeğine yağ sürüyor. Gençlerbirliğ her ne kadar da maç öncesine kadar oynadığı 5 maçta 1 galibiyet 1 beraberlik ve 3 mağlubiyet alsa da kadrosunda Stancu, Petrovic, özellikle Jimmy Durmaz ve Gosso gibi çok önemli futbolcuları barındırdığından önlem alınması gereken bir takım. Bununla birlikte klasik bir Anadolu takımı hüviyetinde de değiller. Pozitif ve öne doğru oynamak isteyen, kontra ataktan çok sistemli bir oyunla golü arayan bir yapıya sahip.



Fenerbahçe oyuna klasik 11 ve oyun düzeni 4-2-3-1 ile başladı. Aslında Alper Potuk'u daha çok ikinci devrelerde oyunda görmeye alışığız. Christian'dan istediği verimi ve hareketliliği alamayan Ersun Hoca Holmen'i o bölgeye monte ederek takıma ciddi bir ivme ve hız kazandırmıştı. Ancak 6+0+4 sınırlaması nedeniyle Holmen'in de kadroya dahil olduğunu düşünürsek bu zorlu deplasmanda çok ihtiyaç duyabileceği bir forveti tribüne göndermek gerekirdi. Ancak Ersun Hoca Emenike'yi kulübeye aldı, Holmen'i tribüne. Bu tercih hem rotasyon açısından doğru olduğu gibi Alper'in takımı ateşleyen dikine dribblingleri de maçı kazanmada etkili oldu. Maçın ilk yarısı için söyleyebilecek çok fazla birşey yok. Etkisiz birkaç şutun ve Meireles'in heyecan yaratan şutlarının haricinde hemen hemen pozisyonsuz ve ortada geçen bir maçtı. İkinci yarıda Meireles'in zorunlu değişikliği'nin ardından Salih'in oyuna girmesi Fenerbahçe'yi ofansif anlamda ileri taşıdı. Tabi sadece Salih'ten bahsedemeyiz. Her iki bek Caner ve Gökhan, hatta Mehmet Topal'ın dahi pozisyonların içinde olması Fenerhabçe açısında iyi oyundan ziyade çaba, azim ve arzuyu gözler önüne seriyor. İlk yarıda orta sahada çok fazla pas yapamayan Fenerbahçe uzun toplarla etkili olmaya çalışırken ikinci yarı oyunu Gençlerbirliği'nin yarı sahasına yıktı. Bunda az önce bahsettiğim defansif oyuncuların önemi olduğu gibi Alper'in dribblingleri de önemli rol oynadı. Çünkü sürekli orta sahanın göbeğinden, sağından, solundan, defans derinliğinin içine doğru kopup gelen bir futbolcu tehlike yaratır ve takımı geri sürükler. Zaten en kötü ihtimalde alınan fauller dahi oyunu rakip takımın yarı sahasına yıkmak için büyük değer sahip. Zaten bu baskının sonucunda da Kuyt'ın golü geldi. Yalnız belirtmek lazım golden önce kesinlikle faul yok. Egemen, aşağıda gördüğünüz gibi vücudunu Uğur'un önüne sert bir şekilde koyarak topa sahip oluyor. İlhan Cavcav "Hakem arkadaşım beni aradı ve faul olduğunu söyledi" dese de nafile. Pozisyon faul değil. Tabi Uğur sol bek



oyuncusu. Onun yerinde Tosic ya da Kulusic olsaydı aynı hamlede hangisi ayakta kalırdı bilemeyiz. Kuyt golü attıktan sonra gol için yüklenen Gençlerbirliği'nin arkasında Fenerbahçe daha çok boş olan buldu. Alper, Topal ve Salih hepsi orta alanda daha rahat oynadılar ve pozisyonların içinde ok fazla yer aldılar. Bununla beraber defansif anlamda da dün akşam Fenerbahçe sahaya çok iyi yerleşti ve zaten pozisyon üretmekte zorlanan Gençler'e daha az pozisyon verdi. Burada Caner için bir parantez açmak istiyorum. Caner'i yıllardır izliyorum. Piyasaya daha çok sol bek olarak çıkan Caner git gide sol açık mevkisine, daha sonra da 4-2-3-1'in sol açığına adapte oldu. Hala sol bek olarak ilk 11'lerde (Milli takım ve Fenerbahçe) başlasa da Caner'in bu anlamda istekli olduğunu düşünmüyorum. Caner bir sol bek olarak defans yönü kuvvetsiz bir oyuncu. Hatta pozisyonları dikkatle dinlerseniz defansta adam kovalarken de çok gönülsüz. Jimmy Durmaz'ın bir pozisyonunda Jimmy yanından rahatça geçip ardından rahatça şut çekiyor. Bknz


Pozisyonun bittiği yerde Jimmy'nin önünde Egemen ve Topal var ama Jimmy'nin rahatça şut çekebilmesinin sebebi Caner. Caner Jimmy'yi takip ederken birden takibi bıraktığı için Egemen ve Topal müdahalede gecikiyor. Caner'in defansif anlamda "mücadele eden" görüntüsü bana biraz göstermelik geliyor.

Biraz da Emenike'den bahsedecek olursak 82. dakikada oyuna giren Emenike son 10 dakikada yine kendisine has özelliklerini ortaya koydu. İki tane pozisyona giren Emenike ikisini de harcadı. Birinde topu bomboş pozisyonda olan Salih ve Alper'e atmayıp kendi vurmayı seçti. Çok kötü bir vuruşla topu dışarı yolladı. İkincisinde de inanılmaz bir dribbling ile sağ kanattan ceza sahasına soktuğu topu kalecinin üzerinden sağ içle dışarı yolladı. Şimdi baktığımız zaman evet Sow da çok pozisyon kaçırdı. Ama Sow'un yaşadığı problemler ve kadro dışı kalma durumları düşünüldüğünde yine de 3 golü var. Bana göre zaten Emenike Fenerbahçe'nin ilk 11 oyuncusu değil. Öne geçtikten sonra skoru açmak için kullanılacak geniş alan oyuncusu. Ayrıca Kuyt ya da Burak Yılmaz gibi golü koklayan değil, pozisyonu kendisi yaratan bir oyuncu. Dikkat ederseniz Emenike'yi kendisinin yaratmadığı pozisyonlarda çoğunlukla hep pozisyonun dışında görüyoruz. Genelde Webo ve Kuyt bu konuda daha etkin ve etkililer. Bunda Emenike'nin belki sağ açıkta oynatılmasının da etkisi olabilir ama ben yine de Emenike'nin çok iyi bir golcü olduğunu düşünmüyorum. Burak Yılmaz ya da Kuyt kadar gol sezgileri iyi olmadığı gibi son vuruşları da çok iyi değil. Karabükspor'daki Emenike ile şimdiki Emenike bana kalırsa birbirinden çok farklı. Karabükspor'da çok cesur vuruşları vardı. Kalecinin kapattığı köşelerden, kaleciyle karşı karşıya kaldığında sert ve tavana vuruşları vardı Emenike'^nin. Ama sanırım Fenerbahçe gibi büyük bir takımda oynamanın verdiği baskı onu bu cesaretten alıkoydu. Emenike eğer eski cesaretini toplayamazsa daha çok saç baş yoldurtur gibi geliyor.

Fenerbahçe Ankara'dan lider olarak döndü. Bilic'in yokluğunda evinde çıkış arayan Antalya karşısında olası bir puan kaybında Fenerbahçe liderliğini sürdürecek. Zorlu maçlar öncesinde bu galibiyet serisi ligin ikinci yarısında çok daha değerli hale gelecek.

 
Toplam blog
: 14
: 93
Kayıt tarihi
: 13.08.13
 
 

Hayatın hızlı akışı içinde bir tutam soluklanarak etrafına bakan ve aslında herkesin her gün fark..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara