Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '07

 
Kategori
Aile
 

Gençlere...

(Gençlere belki duygularımızı aktarabiliriz diye yıllar önce yazdığım duygularımı buraya aktarmak istedim)

SEVGİLİ OĞUL…

Bazı konuları konuşmamız ve sonucunda da bir ortak noktada buluşmamız gerekiyor. Ancak, seninle konuşma isteğim, bir türlü gerçekleşmiyor.

Nedeni ise çok basit...

Oturup konuşma ve anlaşma zeminini yakalayamıyoruz.

Gençlik yaşının getirdiği dikkatle dinlememe eğilimin, buna karşılık benim, belli etmemeye de çalışsam, beceremediğimden gösterdiğim olumsuz tepkim...

Çare?...

Yazılı olarak ulaşmak... Şimdi onu yapmaya çalışacağım. Umarım seni kırmadan anlatabilirim.

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, SENİ SEVİYORUZ... Bu en tabii duygularımızdır.

İnsanların, evlatlarına karşı duyduğu TABİİ sevgi sonucunda, belli ve önlenemez tavırları vardır.

Örneğin; sağlık durumu, olaylara karşı telaşlanmak, haberdar olmak isteği v.b. gibi...

Ana ve babanın bu en tabii ve yok edilmesi mümkün olmayan tavırları, çocuklarının zaman zaman tepkilerine neden olur.

Bu tepkinin, bu yaşlarınızda da çok doğal olduğunu elbette biliyoruz.

Ancak, sizlerin de bu konularda bize karşı anlayış göstermenizi beklemenin de hakkımız olduğunu düşünüyorum.

ÖNCE SEVGİ

Sevgi ve onun ayrılmaz parçası olan saygı, güzel ilişkilerin temelidir.

Kuran-ı Kerim’de “Fussulet suresi, 34. ayet: İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) güzel hasletlerle (huylarla) sav; o zaman seninle kendisi arasındaki düşmanlık bulunan kimse, sımsıcak bir dost olur.”

“İsra Suresi, 37. ayet: “Yeryüzünde şımararak yürüme. Çünkü sen, yeri delemezsin, boyunca dağlara ulaşamazsın.”

Kuran’da da yüce Allah böyle buyuruyor ve tebliğin, yani Kuran’ın temelinde SEVGİ ve SAYGI esas alınıyorsa, bunun bir hikmeti olmalı. O hikmet de MÜKEMMEL ve İYİ İNSAN olmanın yollarıdır.

İNSANLARA GÖTERECEĞİNİZ SAYGI, SEVGİ, MERHAMET, MUHABBET ve ADALET; HAYATTAKİ BAŞARININ TEMEL KURALIDIR.

İNSANLARA GÖSTERDİĞİNİZ SAYGI, SEVGİ, MERHAMET, MUHABBET ve ADALET KADAR, TOPLUM İÇİNDE DEĞER KAZANIRSINIZ.

Bunların dışındaki kazandıklarınız, zahiridir... Geçicidir.

ANNE ve BABA’ya KARŞI GÖREVLER

Yine Kuran’dan bir ayet vereyim.

“İsra Suresi, 23.ayet: “Rabbin. “ Kendinden başkasına ibadet etmeyin, ananıza babanıza iyilik edin.” Diye hükmetti. Onlardan birisi veya her ikisi, senin yanında ihtiyarlığa ererlerse, onlara “üf” bile deme. Onları azarlama!... Onlara güzel söz söyle!...”

Gördüğün gibi, anaya ve babaya, ata’ya saygısızlığın hiç bir kabul edilir tarafı yoktur. Onlara karşı kırıcı olmak, Allah yanında makbul bir davranış değildir.

Çünkü; ana ve baba, davranışları ile evlatlarının her zaman en iyi huylara, en güzel eğitime ve en güzel yaşama imkanına sahip olmalarını ister ve bütün çabaları bunun içindir.

Onların sevgileri ve onların tecrübeleri, sizlere ışık tutmalıdır...

Çünkü; tecrübe, kolay elde edilir şey değildir. Karlı olanı, en ucuza mal etmektir. Bu da, tecrübelilerin, yani büyüklerin sözlerinden ibret almakla olacak en kestirme imkandır. Senin edineceğin ilave tecrübeler, bunlara eklenecek ama, karlı şekilde edinmenin yolunu öğrenmekle olacaktır. Yoksa, bazı tecrübeler, insanlara çok pahalıya gelebilir.

Bu, acı ve üzüntü demektir.

Bizim istediğimiz ise, en az acı, en az üzüntü ile hayatınızı sürdürmenizdir.

DELİKANLILIK

Şimdi gelelim delikanlılık faslına...

Öncelikle, “ Delikanlı “ kavramı ile “Sokak kabadayısı “ kavramını birbirine karıştırmayalım.

“Sokak kabadayısı” güzelliklerden yoksun, insanlıktan nasibini almamış, bilek gücünden başka hiç bir gücü olmayan, sadece kendi çıkarlarını önde tutan ve hiç bir güzelliği olmayan duygusuz ve insanların nefretle karşıladıkları tiplerdir.

Oysa “Delikanlı” lık kavramı, bunun tam tersidir.

Yüreğinde sevgi vardır...

Bilek gücü ile değil, yürek gücü ile sevgi gücü ile düşünür ve davranırlar... Meselelerini yüreklerindeki sevgi, beyinlerindeki güzel düşünce ve bilgi gücü ile hallederler.

Onlar için önce, insanların mutluluğu önemlidir...

“ Delikanlı”da küsmek yoktur.

“ Delikanlı” meselesini oturur, konuşur, halleder ve bitirir...

Kafasına (beyin gücüne), yüreğindeki sevgi gücüne sahip olmayan bir kişinin, “delikanlı” kavramı ile kendini değerlendirmesi, son derece yanlıştır.

Delikanlı, açıktır... Şeffaftır...

Yanlışlık, onun ne kaderindedir, ne davranışlarındadır.

Delikanlının saklayacağı hiç bir şey yoktur, kendine emanet edilen mallar ve sırlardan başka.

“Delikanlı” ağlamaz, ancak duygulanır...

Duygularını, belki de küçük iki-üç damla gözyaşı ile, ama davranışları ile sergiler. Bunda bile açık ve şeffaftır...

Delikanlı; Kadın’a karşı saygılı, şefkatli ve merhametli davranır. Çünkü kadın; her şeye rağmen korunmaya, sevilmeye, saygı duyulmaya muhtaç ve layıktır.

Sevgili Peygamberimiz, veda hutbesinde “Kadınlar size, Allah’ın emanetidir.” buyurmuşlardır. Ayrıca, RUM SURESİ 21 ayette; “ Huzur bulmanız için kendi cinslerinizden eşler yaratması, aranızda sevgi ve merhamet bağları oluşturması da ALLAH’ın VARLIĞININ DELİLLERİNDENDİR. Gerçekten bunda düşünen bir toplum için alınacak dersler vardır.” demektedir.

Dolayısıyla, kadını koruma ve kollama şeklindeki davranış biçimi, delikanlının doğal davranışlarından biridir.

Delikanlı, kendi işini kendi görür. Çünkü etrafına saygılıdır.

Delikanlı, gecenin karanlığında değil, gündüzün aydınlığında yaşarlar...

Çünkü gece; kötülüklerle doludur.

Gündüz ise, güzelliklerin şeffafça görüldüğü zamandır.

Delikanlı, şeffaftır ve sevgiyle doludur.

“Delikanlı” dinler...

Çünkü dinlemediği hiç bir meseleyi, doğru çözemez...

Öyleyse, dinlemek zorundadır.

Delikanlı, yanlış yapmamak için de dinler.

Hata, insanlara mahsus bir olgudur. Delikanlı, hatasını “Delikanlıca” kabul edendir.

“Delikanlı” her şeyden evvel dürüsttür. Dolayısıyla, etrafı da dürüst ve “delikanlı” olmak durumundadır.

Yanlış insanlarla arkadaşlık, yanlışlığa giden yoldur.

Delikanlı, kendi onurunu korur, aynı zamanda, karşısındaki insanların onuruna da saygı gösterir.

Delikanlı, asla kötü söz söylemez. Küfür etmez...

Çünkü kötü söz, sahibine, yani kötülere aittir.

Delikanlıda hiç bir zaman yanlış yoktur. Hatası olabilir, onları da düzeltmeyi bilir.

Sonuç olarak “Delikanlının” silahı ve gücü, gönlündeki sevgisi, kafasındaki bilgisi, çevresinden bu davranışları ile gördüğü saygıdır...

Çünkü “Delikanlının” korkutmaya ihtiyacı yoktur.

SONUÇ

Umuyorum ki, bununla seni kırmamışımdır...

Çünkü, başında da belirttiğim gibi, amacım seni kırmak veya üzmek değil...

Sevgini, etrafındakilerle paylaş...

Paylaşılmayan sevgi, sevgi değil, olsa olsa bencilliktir.

Bencillik ise, Kuran’da en kötü fenalıklar arasında sayılan bir tavırdır.

İbrahim PEKBAY

13.03.2001

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..