Genel kurmayın kozmik odası

Bugün ulusça 2010 a hep beraber merhaba! Dedik.

2009 yılının birçok baş döndürücü olayını da geride bıraktık. Ancak görünen o ki; 2009 a damgasını vuran, özellikle de siyasal ve kurumsal olaylar bu yıla da damgasını vuracak gibi.

2009 yılının son günlerinde gündeme bomba gibi düşürülen “başbakan yardımcısı Bülent Arınç’a suikast” iddiasıyla gelişen olaylar 2010 yılının ilk gününe de damgasını vurmayı başardı.

Sayın Arınç’a yönelik suikast iddiasının ardında Genel Kurmay Başkanlığı personelinin adının karışması sonrası adli takib başlatılmış, bu adli araştırma ise Genel Kurmay’ın kalbi olan “Kozmik odaya” kadar işi götürmüştür.

Genel Kurmay’ın “en mahrem yeri” olan Seferberlik Dairesine bağlı Özel Kuvvetlerin kalbi sayılan “kozmik odada” günlerdir araştırma yapılmaktadır.

Ankara Cumhuriyet savcılığının kararı gereği bu odada günlerdir araştırma yapan bir ağır ceza reisi ise hala araştırmalarına devam etmektedir.

Özel Kuvvetlerde yapılan bu araştırma vesilesiyle, Genel Kurmayın “en gizli ve en önemli bilgilerin saklandığı” bu odanın araştırılması yıllardır sorulan bazı soruları da yeniden gündeme getirmeye yetmiştir.

Ordunun her hareketinden rahatsız olan, orduya “asimetrik savaş” açmış olanlar da bu olayı fırsat bilmişlerdir.

Özel Kuvvetlerin geçmişinin “kontrgerillaya dayandığını, bu birimin Türkiye’de çıkarılan bir takım karanlık eylemlerin içinde olabileceğini” iddia edecek kadar cüretkâr iddia ve yorumlar ortaya atılmaktadır.

Sayın Arınç’a yönelik “suikast iddiası sonrası ordunun kalbine girilmesi ise düşündürücüdür.

Konuyla ilgili birçok siyasetçi yorum ve görüşlerini açıklamış, en ilginç açıklamayı ise MHP Grup Başkanvekili Sayın Oktay Vural yapmıştır.

“Bülent Arınç olayı bir levye olarak kullanılmış, özel kuvvetlerde ki bu kozmik odalara girilmek için bu levye kullanılmıştır.”

Sayın Vural’ın ifade etmeye çalıştığı, “Arınç’a suikast bahane edilerek özel Kuvvetler ve Kozmik odalar hedef alınmıştır” demeye getirmekte ve bu konuda ki tereddütlerini de çekinmeden ifade etmektedir.

Kanımca “kozmik odada” yürütülen bu araştırma sonucu, yıllardır Özel Kuvvetler hakkında yürütülen karalama kampanyalarının “asılsız ve mesnetsiz” olduğu ortaya çıkar ve iftiralardan vazgeçilir.

Kozmik odada yürütülen araştırmalar devam ederken bu kez de 2009 un son günü, bu araştırmaları yürüten ağır ceza reisinin “takip edildiğini” polise haber etmesi ile ilgili olaylar gündeme taşınmıştır.

Yapılan ihbar üzerine seyir halinde bulunan beyaz renkli iki araç emniyet güçlerince durdurulur ve bu araçlarda bulunan askeri personel Merkez Komutanlığında sorguya alınır.

Merkez Komutanlığında yapılan araştırma sonucu bu araçlardan birinin Deniz Kuvvetleri Komutanlığına ait olduğu, içinde iki şoför er ile bir uzman çavuş bulunduğu ortaya çıkar.

İkinci araç ise KKK bağlı garnizona ait bir araç olduğu ve içinden iki şoför, bir elektrik teknisyeni er ve bir marangoz erin bulunduğu tespit edilir.

İki aracında “herhangi bir suç unsuruna rastlanılmaması” sonucu mürettebatıyla birlikte serbest bırakılır.

Bu olayla ilgili Genel Kurmay Başkanlığı bir açıklama yaparak konuya açıklık getirmiş, yaptığı açıklamada: ”Olayın bir şüphe üzerine yapılan ihbar ve bu ihbara yönelik bir uygulama olduğu anlaşılmış ise de; son günlerde yaşananların kişilerin ve toplumu ne hale getirdiğini göstermesi bakımından önemli olduğu düşünülmektedir”.

Genel Kurmayın bu açıklaması artık iyi okunmalıdır. Son günlerde yaşanan ve gelişen olayların toplumu ve kişileri nasıl gerdiğini ve tehlikeli bir gidişin söz konusu olduğunun altını çizmektedir.

Yaşanan olaylardan askerde, millette ve birçok siyasetçi de rahatsızdır. Bir takım bahaneler yaratılarak Genel Kurmaya ve ordumuza yönelik “hesaplaşmalar” peşinde koşuluyorsa bu gidilen yol çok tehlikeli bir yoldur.

Genel Kurmay Başkanının da sık sık vurguladığı “orduya karşı asimetrik bir savaş yürütülmektedir” açıklamasının ne kadar isabetli bir tespit olduğu da açıkça ortaya çıkmaktadır.

sONSUZLUK( Osman Özeker) 01.01.2010.