Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Temmuz '12

 
Kategori
Siyaset
 

Gerçek hayattan kopuş...

Gerçek hayattan kopuş...
 

Bir milliyetçi, yani “milletini çok sevdiğini” söyleyen bir kişi, oturduğu apartmanın kapıcısını diğer apartman sakinlerinden daha çok mu sever?...

Veya yolda, trafikte, herhangi bir yerde karşılaştığı insanlara “sevgi dolu gözlerle” mi bakar?

Irkçı olmadığını söyleyen, “Türkiye’de yaşayan herkes Türk’tür.” diyen bir milliyetçi,  PKK’ya yakınlık duymayan bir Kürdü “kardeşinden ayırmaz” mı?...

Alevilere, liberallere, Ak Partililere, CHP’lilere…  “içten içe bir sempati duyar” mı?

Yani bir milliyetçi, gerçek hayatta,  bütün milletini gerçekten çok mu sever?

Hayır, sevmez…

Fakat yalan söylediğini de bilmez…  Siyaset konuşurken gerçek hayattan kopar ve başka bir âleme geçer… O geçtiği yerin adetlerine göre, “yalandan sevmeler”, yalan sayılmaz çünkü.

İslam dinine veya “Kemalizm dinine” mensup bazı insanlar ise kadınların nasıl giyinmesi gerektiğini vaaz eder:

”Örtünmek gerektiğini – Örtünmemek gerektiğini” söylerler.

“Cehennemde yanacaksınız –  Gerici kalacaksınız” derler.

“Cennete gideceksiniz – Çağdaş olacaksınız” müjdesini verirler.

“Çarşaftı, türbandı, türbanlının makyajıydı, mini etekti, tahrikti…”

Bütün bunları, imamların veya kadınların vaaz etmesi normal karşılanabilir belki.

Fakat bunların diğer erkekler tarafından söylenmesi…  yani başkasının “karısının kızının” giyim kuşamı konusunda laf edilmesi hiç normal değil aslında.

Karşınızdaki kişinin eşi türbanlı veya mini etekli olabilir…

Arkadaşınızın eşi veya kızı herhangi bir biçimde giyiniyor olabilir...  

Ama bütün bunları düşünemezsiniz…

“Lafın nereye gittiğini” bilmezsiniz…

Gerçek hayattan kopmuş ve başka bir âleme geçmişsinizdir çünkü.

O âlemde; ayıp, delikanlılık, incelik, centilmenlik gibi şeyler yoktur.

Pek çok siyasi önderin ve kanaat önderinin o âlemde olması, bu geçişleri kolaylaştırır… Söylenenleri normalleştirir.

“Zekât verilmemesi” bir kez konuşulur ama “mini etek giyilmesi” bin kez konuşulur…

“Diyanetin laik bir sistemde olması”  bir kez konuşulur ama “türbanın laik bir sistemde takılıyor olması” bin kez konuşulur.

“Düğünde diğer kadınların ne giydiğinin, kimin çok açık giyindiğinin, kimin saçını çirkin bir şekilde örttüğünün” dedikodusunu kadınlar yapar normalde… Ve bu konuşmalardan büyük haz alırlar…

Bu normaldir...

Fakat koca koca adamların bu tür dedikodulardan haz alması, oldukça acayip bir durumdur.

Bütün bu garip durumlara düşmeler, gerçek hayattan kopuşun sonucudur. “Gerçek hayata sıkı sıkıya tutunmak” bu bakımdan da gereklidir.

 
Toplam blog
: 62
: 577
Kayıt tarihi
: 12.09.11
 
 

1963 Rize doğumluyum. İlkokulu Rize'de, ortaokulu Üsküdar'da okudum. Elektrik Teknik Bilimler kur..