Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mayıs '08

 
Kategori
Aile
 

Geyşa ruhuda, ahçı ruhuda bir yere kadar....

Geyşa ruhuda, ahçı ruhuda bir yere kadar....
 

Hanım arkadaşlarla konu eşler ve yemek ortamlarından açılınca, ilginç diyalogların geçtiğini öğrendik. Bunlardan bir kaçını sizlerle paylaşmadan edemedim.

Canım..eline sağlık, köfteler güzeldi ama keşke soğanlar öyle büyük büyük kalmasalardı....

Canım..eline sağlık, yemek güzeldi ama soğanlar ölmemiş bilmem farkında mısın...

Canım..eline sağlık, tuz koymayı unutmuşsun ama olsun eklerim artık.

Canım...eline sağlık, herşey çok güzel, iyi ısıtmışsın(hazır köfte vs her ne ise)

Canım..eline sağlık, nefislerdir eminim ama ben yağ-ekmek peynir yiyeceğim

Canım..eline sağlık, bu fasulyeleri ya çok haşlıyorsun, ya da çiğ kalıyorlar, ortası yok mu bunun?

Canım..eline sağlık, sanırım bunu hiç sevmediğimi unutmuşsun...

Canım..eline sağlık, balık yemediğimi söylemiştim unuttun galiba..

Canım..eline sağlık, etleri çiğnemek için savaşıyorum ama sanırım galip geleceğim.

Canım..eline sağlık, ben en azından tadına bakayım...

Canım..eline sağlık, siparişte verebilirdik aslında boşuna yorulmuşsun.....

Canım..eline sağlık, içecek vardır değil mi....bu birayı içmediğimi biliyorsun aslında ama neyse...

Ey sevgili sevdiklerimiz, eşlerimiz, oğullarımız; sizlerden bu yazılanları en azından bir tanesini bir şekilde bir kez duyabiliyoruz. Hanımlar arasında yaptığım anket sonuçlarına göre sıraladım bu mız mızlıkları. Aslında hata ediyoruz tabi ki, ne kadar okusakta, ne kadar elimizden geleni yapsakta, kusur bulunacaksa bir şekilde bulunur. Yani erkek olmayı hiç istememişimdir, ama yalnızca bu kaprisleri yapabilmek için çok kısa bir süre olabilmeyi de isterdim.

Aslında erkeklerinde suçu yok, onları bu hallere getiren biziz. Eğer kanımızda varsa hizmet etme güdüsü, ve anaçlık, çevremize kol kanat germeden yapamıyoruz. Bu durumda tabiki karşımızdakinin suçu yok.

Aman iyi dinlensin, üstü başı hep titiz ve düzgün olsun, yediği yemeklerden sonra mutlu mutlu gerinsin ve üstüne de kahvesini içtimi biz aldığımız hazla kendimizden geçelim. Açıkcası bu tür vericiliğin ve hizmet tutkusunun genetik olup olmadığı konusunda bir araştırma okumadım, araştırdığımda bu da yeni bir blog konusu olabilir.

Hizmet, ilgi-alaka ve kendinden geçercesine anaçlık halinin de elbet bir sonu oluyor, ne bel kemiklerimiz dayanıyor bu yorgunluklara ne de beynimiz. Sonra mızmızlıklar hanımlara geçiyor sanırım. Beyler de bakıyor olacak gibi değil, yıllar ama çok yıllar sonra pek bir efendi oluyorlar.

Bu yazıyı okuyanlar içinde yok bizde asla böyle durumlar diyecek olacaktır, hatta bazı erkek yazarlar kapris yapmadıklarını eve yardımcı bile olduklarını söyleyeceklerdir. Kimse kimsenin yakın ilişkilerini bilemez ama karşılıklı saygı ve sevgi varsa ne mutlu herkese, sevgilerimle

 
Toplam blog
: 196
: 6404
Kayıt tarihi
: 30.03.07
 
 

Uzman doktorum, kendimi bildim bileli çalışıyorum. Kendi adıma  yaşamdan beklentim, huzurlu ve ko..