- Kategori
- Felsefe
Gkg

Gidenler; giderlerken, sihirli bir küpe doldururlar harcanan hayatı. İçine doldurdukları bütün geçmiş zamanları, alıyormuş gibi yapar küp. Oysa, sadece bavullar ve kamyonlar taşıyabilir içine konan ne varsa. Küpler, içine konan her şeyin birer nüshasını bırakırlar, alındıkları yere. Hayatın, bir o kadarı gider ve bir o kadarı durur yerli yerinde.
Kalanlar; kalırlarken, henüz habersizdirler. Aynı mutlu yorgunlukla kurmuşlardır sofrayı. Birazdan çalacak olan zildedir kulakları. Kapının önündeki, o çift terlikle beklerler. Uzayan dakikaların ürküntüsünde; gözlerinde umut, ellerinde kitap… Soğuyan bir tas çorba gibi beklerler. Kıpırtısızdır kirpikleri, sadece, kalanlar beklerler.
Ulu bir tepeden seyreder, fareli köyün kavalcısı. Henüz harcanmamış bütün zamanları toplar. Açık eder gidenin yollarını; kalanı, sarar sarmalar. Bir hayat arsızı, bir zaman hırsızıdır melodiler. Açacaktır vaktinde, henüz tomurcuktaki nergisler.
Gelenler; bir önceki hayattan, tam zamanında gelirler. Gidenlerdir, gelenler. Kırılmıştır küpleri. Yok’u gömmüşlerdir sözlerine. Usulcacık girerler, giyerler terlikleri, yakarlar altını çorbanın. Kitabın kapadığı yüzü öperler.
Gidenler, kalanlar ve gelenler; harfleridir hayatın…