Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Godot’ nun geleceği yok, gitsem mi acaba??

Godot’ nun geleceği yok, gitsem mi acaba??
 

Yemyeşil uzayıp giden bahçedeki papatyaların arttığı dikkatimi çekiyor.. Birkaç ağaçta beyaz çiçeklerini sergiliyor usulca.. Güneş olanca gücüyle parlıyor.. Anlıyorum, ''bahar'' göz kırpıyor.. Ve ben tanrıya bir kez daha minnettarlığımı bildiriyorum bize bahşettiği bu güzellikler adına..

İstanbul’a bahar gelirken ben yine yollara düşmeye hazırlanıyorum soğuk, güneşsiz bir kuzey ülkesine gitmek için..

Kederliyim..

Ee niye gidiyorum o zaman??

Keşke o kadar kolay olsaydı kalabilmek!.. Hem bu sefer ki gidişimde acılı / boş bir kalp de bana eşlik edecek.. Genelde bu gidişler hep sonbahar’a nasip olurdu yaşamımda ama bu sefer tuhaftır geçirme işlemi ilkbahar’a düşüyor.. Gerçi daha belli değil gideceğim ama yine de ben şimdiden hazırlayayım kendimi dedim.. Hayal kırıklığının pozitive indirgenme ön hazırlığı alıştırması diyebilir miyiz sizce?.. Ama biliyorum ki bu sefer gitmek zorunda olsam bile, bu gidişin gerçekleşecek dönüşünde bir daha gidiş olmayacak artık, buna eminim.. En azından bu beni biraz olsun rahatlatıyor..

Hangi ünlü Türk şairiydi o; adı aklıma gelmiyor tüm yaşamı son nefesine kadar otel odalarında vukuu bulan ve hayatta tüm sahip oldukları sadece 1-2 bavul eşya ve de yazdığı şiirleri olan?..

Okuduğumda çok etkilenmiştim, belki de kendimden çok izler bulduğum için.. Bazen aklıma gelmiyor değil beni nerden toplayacaklar diye.. Ömrüm bavul hazırlayıp, bavul boşaltmakla geçti/geçiyor.. Bana ruhsal tarzı ile çok benzeyen bir arkadaşım var, şu an New York’ta yaşıyor. Onun annesi ona bir keresinde ''Hele şu aynaya bir bak, kolların ne kadar uzamış bavul taşımaktan'' dediğinde ve de onun da gerçekten aynaya bakıp kollarını ölçmesini anlattığında ne de çok gülmüştük.. Üç sene önce New York/Long Island’a onu ziyarete gittiğimde yine aynı konuyu açtığımızda, habire ayna karşısına geçip kollarımızı ölçüp, gülmekten kırılmıştık bir gece yarısı.. Aslında ikimizde gayet farkındaydık o gece ama çaktırmadık: Bu sefer ki gülüşmelerimiz biraz acılıydı.. Farkettirmeden birbirimizden gizledik hoş, keyifli geçen bir gecenin nezaketine istinaden..

Neyse daha fazla ayrılıklardan konuşmayalım artık, nasıl olsa zamanı geldiğinde yürekteki betimlemeler kendiliğinden düşecek beyaz sayfalara..


Sevdiğim bir felsefecinin dediği gibi :

‘‘Benim için, birinci planda mutluluk var, neşe var. Hayattan keyif almak önce geliyor. Yaşama yönelik bir felsefe öne çıkıyor. Keyifli yaşa! İşinden keyif almıyorsan işini değiştir. Bekleme, çünkü o zaman Godot’yu beklemiş olursun. Godot’un geleceği yok. Sadece beklersin ve böylece hayatını boşa geçirirsin. Kimi, neyi bekliyorsun ?...’’

İşte belki de bu yüzden, beklemeye tahammülüm olmadığı için hep ''gitmeyi'' tercih ediyorum..

 
Toplam blog
: 10
: 1028
Kayıt tarihi
: 11.01.07
 
 

...Korkak ve utangaç yaşamamak için hayatı, bilinmeyeni/zor yolları tercih ettim gitmek için, hazır ..