Bazı insanlar, yaratılış itibariyle ayarsız, arsız ve arızalı halleri ile beraberinde yaratılmışlardır, Elbette sözlerimiz dünyanın, İnsanlığın, huzurunu bozan kendini beğenmiş, kibirli, yaşamın gerçek kural ve kaidelerini hiçe sayan, Ana yurdundan değil, gökyüzünden indiklerini sanan arsız, ayarsız, kibirli ve kendini beğenmişler için geçerlidir.

Bu arsızlar, ayarsızlar ve arızalılar azınlıkta olduğu halde, çoğunluğun huzurunu bozmakta, yoksulluğun, fakirliğin artmasına neden olmaktadırlar.  

Ana yurdundan geldiklerini inkâr ederler, gökten indiklerini sanırlar. Hesap, kitap, defter, tartı, değer biçme aletlerini kendileri taşır. İşledikleri günahların ve suçların karşılığını kendileri yazar, kendileri tartar, kendileri değerlendirir. Çünkü onlar ayrıcalıklıdır.

Peki, gökyüzünden indiklerini sanan bu arsızlar, ayarsızlar ve arızalılar derecelerin en yüsek katı olan gökyüzünden neden yer yüzüne inmişlerdir. Ana yurdundan gelenlere tepeden bakmak, kibirli hallerini göstermek, haksızlık, zulüm, yapmak, kısa yoldan köşe dönmekle zengin olmak, fakir ve fukarayı çarpmak için ana yurdu yer yüzüne inmişlerdir.

Gökyüzünde kime haksızlık ve zulüm yapacaklardı. Kendilerini nasıl üstün göreceklerdi, Haksızlık ve zulüm yapılacak yer ana yurdundan gelenlerin yaşadığı yeryüzüdür. Bunlar o nedenle yeryüzüne inmişlerdir. Yoksa daima gökyüzünde kalacaklardı.

Bu arsızlar, ayarsızlar, arızalılar, yüzsüzler, kibirliler, hırsızlar, ve dolandırıcılar bilmezler ki Yere gireni, yerden çıkanı, gökten ineni, göğe yükseleni ancak, Yüce Allah bilir. Arsızlar ve iblisin ortakları bunu bilseydi gökten indiklerini sanmazlardı. Ana yurdunu inkâr etmezlerdi. Zenginliğe, ibadetlerine, ilimlerine, soyuna, güc ve kuvvetlerine güvenmezlerdi.

Böyle kibirlenenlere tevazu göstermek caiz değildir. Aksine böylelerin  kibrini yüzlerine vurmak, yüzlerini kızartmak caizdir. Kendi kendini beğenen, kendi kendine değer biçen, iblisle ortaklaşa benlik peşinden koşanlar kendilerini başkasından üstün görenler, ilmiyle, ibadetiyle, soyuyla, kuvvetiyle, servetiyle, mevki ve makamı ile, yakınlarının çokluğu ile kibir edenler hem bu dünyalarını, hem de esas dünyalarını kaybederler.

İlim silah gibidir. Düşman elinde zararı, dost elinde faydası olur. Yani ilim kibirlinin kibrini, tevazu ehlinin tevazuunu artırır. İlmi ile kibirlenmek, büyük felekattir. İbadeti sebebiyle kibirlenmek felaketlerin en büyüğüdür. Soyu ile övünmek ise ahmaklık, Güç ile kuvvet ile kibirlenmek cahilliktir. Filde güçlüdür, Kaplan hızlı koşandır. Lakin insan kaplan gibi koşamaz, kuş gibi uçamaz.

Zengin olmak üstün olmayı, güçlü olmayı gerektirmez. Hep söylerim zenginler Karun ve Karun'un hazinelerini düşünsün. Beyhude dünyada geçici olarak sahip olunan mal ile kibirlenmek çok çirkindir. Makam mevki üstünlük sebebi değildir. Böyle kibirli olanlar insan olarak yaratılmışlar ancak insanlık vasıflarına erişmeden bu dünyadan göçüp gidecek nasipsizlerdir. Bilmezler ki İblis kibir yüzünden makamdan kavuldu şeytan oldu.

Her şeyi onlar bilir, takdiri onlar hak eder. Saygı, hürmet onlara gösterilir. Hak, hukuk ve yaşam için nefes almak bile onların tekelinde. Yeryüzündeki haramdan, haksız kazançtan olmazsa ayaklarını bile toprağa basmazlar. Onların gözünde toprak kirli, çünkü onlar gökyüzünden inmiş birer kibirli ve ayrıcalıklı. Ana yurdundan gelenleri tanımazlar kale almazlar.

Ey ana yurdundan gelenler şu gökyüzünden indiklerini sanan kibirlilere unutamayacakları bir ders veriniz. Vereceğiniz ders sesli ve kulaklara küpe olsun. Cümle âlem verdiğiniz dersin sesini duysun.

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN