- Kategori
- Psikoloji
Gökyüzüne kanat açmak
Çoğumuz kendimizi çeşitli kalıplar içine sokuyoruz. Bu kalıpların dışına çıkmak için de pek mücadele etmeye yanaşmıyoruz. Aslında istesek bunların dışına çıkabiliriz. Dünyayı farklı gözle görebiliriz. Ama nasıl?
Çoğu insan yaşamı boyunca kişiliklerinin içinde sıkışıp kalıyor, davranışlarını kabul ediyor ve yenilenmeye karşı çıkıyor. ' Ben ' lerin kurbanı oluyor. Her sabah güne başlarken onlar için gökyüzü hep gri ve siyah tonlardadır. Maviliği yakalamakta zorlanırlar. Oysa ki maviyi görebilmek için emek sarfetmek gerekir.
Zincirlerini kırıp uçmayı öğrenenler vardır. Düşüncelerini sık sık irdeleyip, kendi özgürlüklerini tümüyle ellerinde tutabilmişlerdir bu kişiler. Birey olma yolunda büyük adımlar atmışlardır. Kendilerini bulmaya çalışmışlardır.
Hayatta insanlar kurban olmaktan çıkmalı bence. Yaşamın bizzat sahibi olmalı. Onu kendi elleri ile yönlendirebilmeli. İnsan ruhunun güçünü en iyi şekilde kullanabilmeli. Bunun için ufak bir kıvılcım yeter. O içimizdeki ışığı yakmaya karar verelim yeter ki!
George Eliot'un bir sözü çok hoşuma gider; ''Olabileceğiniz insan olmak için asla geç kalmadınız.''
Ömrümüz boyunca kendimiz olmanın önündeki en büyük engel, başka insanların ne düşüneceği kaygısıdır. Başkalarının hayatımıza müdahele etmeleri, alacağımız kararlarda hata payının yüksek olmasına etken olur. Riskleri göze alıp kendi özgür irademize sahip olmalıyız.
Bir insanın beyninin ipotekli olması kadar kötü birşey olabilir mi? Güzel fikirlerin; özgür düşünceler sonunda çıktığına inanmışımdır hep.
Hepimiz kendimizi hatalı alanlardan kurtarabilecek güçteyiz. Yeter ki bu değişime açık olalım.
Etrafınız karanlık olabilir. Bir mum yakın ışığı sizi aydılatsın. O ışık ki yüreğinizdeki sıkıntılardan sizi kurtarsın. Biraz cesaret yeter. Korkmayın!. Üstüne üstüne gidelim yanlışların...
Bugün bizi kurban haline getiren düşünceler bize ait değildir. Hayatın renklerine sarılalım bütün gücümüzle.
Nerede yaşıyor ve yaşamaya çalışıyor isek;
sevgiyle kalın...