- Kategori
- Dostluk
Gölge etmeyin
Egoist ve Egosantrik
Önce iki kavramı açıklayalım. Egosantrik kelimesi de egoist kelimesi gibi yabancı dilden devşirme bir kelime ama Türkçede egoist kelimesi kadar oturmuş bir kelime değil. Sözlükler egosantrik kelimesine karşılık 'bencil' ve 'beniçinci' kelimelerini veriyor. İki kavram da kabaca 'kişinin sadece kendini düşünmesi'ni ifade ediyor ama arada çok önemli bir fark da var. Egoist insan hep çıkar hesabı yaptığının farkındadır. Bilinçli olarak, kendi çıkarları uğruna, başkalarının ihtiyaçlarını yok sayabilir. Kavramsal olarak egosantrik kelimesinin ifade ettiği anlam yine kişinin sadece kendini düşünmesini vurguluyor ama fark, kişinin bu durumun bilincinde olmamasıdır .
Farkında olmadan, doğal olarak çıkarlarını koruması da diyebiliriz buna.
Egonun felsefedeki anlamı başkalarının kendi istediği şekilde yaşamasını, bekleyen bunu gerçek-leştirmeye çalışan, hiç bir şeyden mutlu olmayan kişilik olarak tanımlanmıştır. Yani bir çeşit hasta ruh demektir.
"Bir hareketi başlatıp sıfırdan en tepe noktaya getirmek ne kadar zor ise, tepede durmak çok daha zordur ve özveri ister." Bu herkes için geçerlidir.
Değerli yazar Emin Çölaşan, Hürriyet gazetesinden ayrıldıktan sonra bazı internet sitelerine verdiği söyleşiler ve yazılarla gündemde kalabilmişti. ART TV'de (Avrasya) pazar günleri Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilcisi Sn.Mustafa Balbay ile Ankara Rüzgârı adlı programı sunmaya başlaması kendisini sevenleri bir hayli sevindirdi. Bizleri üzen Basından öğrendiğimiz kadarıyla Çölaşan, Kanaltürk'ü satan Tuncay Özkan'ı eleştirmiş . Aynen şöyle demiş.
Şimdi benim kafamda iki tane Tuncay var. Biri çok büyük işler yapmış olan Tuncay. Diğeri kanalını Fettullah’a teslim etmiş Tuncay. İkincisini, Tuncay’ın bana anlatması gerekiyor. Sorgulanarak anlatması gerekiyor. Ne oldu da bu kanal satıldı?( Bunları yeterince anlatmıştı Sn Özkan ama siz dinlememişsiniz. Dinlemenize de gerek yok ya mutlaka bilmeliydiniz.) Ben bunu öğrendikten sonra kararımı vereceğim. Tuncay’ı dinledikten sonra, “Evet Tuncay satılmış” ya da “Tuncay haklıymış” diyebilirim. Bu satışın nedenlerini birinci ağızdan duymak istiyorum. Son aşamada Tuncay’ın yaptığı hatadır. (Eğer böyle söylemişseniz ki, ben inanamıyorum, yazıktır günahtır. İnsan Allahtan korkar.)
Sevgili Çölaşan, sizden bunları duymak benim gibi çok kişiyi de şaşırtmıştır mutlaka. Yazılarınıza son verildiği haberi Hürriyet’in genel yayın yönetmeni Sn.Ertuğrul Özkök tarafından verildiği zaman, siz cep telefonunuz ile Sn.Özkan’ı arayıp ona haber vermiştiniz. Bunun üzerine canlı yayında Sn.Tuncay Özkan bu haberi üzüntü ile Türkiye’ye duyurmuştu. Daha sonraları birkaç kez KanalTürk’te bir araya gelmiştiniz. Sn. Merdan Yanardağ’ın hazırlayıp sunduğu 5 ci boyuta Sn.Aydın Doğan telefon ile katılmış ve sizin kendisini vatan hainliği ile suçlamanıza yanıt vermişti. Kendinin AB yi desteklerken sizin AB ye karşı yazılar yazdığınızı ve yazılarınızın çoğunda hakaretler olmasından ötürü Hürriyet gazetesine çok davalar açıldığından bahisle size hiçbir zaman karışmadığını söylemişti. Benim Allahtan başka hiç kimseden korkum yok demiş, 1997 den beri gazetenin ilkelerine uymadığınızı ve kendinizi dokunulmaz tanrı yazar gibi gördüğünüzü, sizden sadece helalleşmenizi beklediğini söylemiş, yolunuzun açık, kazancınızın bol olmasını dilemişti.
Çok değerli bir yazarsınız, haklı veya haksız da olabilirsiniz. Sn.Tuncay Özkan o programa da telefon ile bağlanarak sizin yanınızda olmuş, size destek çıkmıştı. Şimdi siz ise, bir vefasızlık örneği göstererek Tuncay, satılmış ya da Haklıymış diyeceğim gibi sözleri nasıl söyleyebiliyorsunuz? Sonra affedersiniz ama bu ne tutarsızlıktır.
Kanaltürk’ün satışının ardından, bu işi bilen kişilerle bir araya geldim. İsimlerini vermeyeceğim ama yapılan yorumları aynen aktarıyorum, “Tuncay’a yapılan baskılara normal bir insan dayanmazdı. Bu baskı altında ölür giderdi. “ Bu çocuk bunlara direndi, dayandı ama en son aşamada hepimiz şok olduk. Bu şaşkınlığı yaşayanlardan biri de benim. Bence de çok yanlış bir olaydır. 180 derece saf değiştirdi.
Tuncay Özkan, toplumda büyük işler yaptı. Kanalını, ‘ulusalcılığın kalesi’ haline getirdi. Bu heyecanların sorumluluğunu alan kişilerin kendi sorumluluğunu da bilmesi gerekiyor. Tuncay o duyguların üzerine bir sünger çekti.diyorsunuz. Sn. Tuncay Özkan’ın 180 derece saf değiştirdiğini hangi kriterlere dayanarak söyleyebiliyorsunuz. Bildiğiniz bir şey varsa açıkça söyleyin de bizde bilelim. KanalTürk’ün kurulduğundan bu yana ne kadar baskı altında olduğunu ve direndiğini en az bizler kadar bilmiş olmanız gerekirken bu şekilde beyanatlar vermeniz hiç şık olmuyor. 22 senedir, günahınızla sevabınızla derler ya, işte sizi severek okuyanlardan birisi de benim. Hürriyetten ayrıldığınıza da en çok üzülenlerdenim.22 sene emek verilen, ömür geçirilen bir ekmek kapısından, okurlarınızdan ayrılmak, hem de böylesine ayrılmak elbette çok zor gelir insana ama oradan ayrılmak sizi değiştirmemelidir.Biz sizi olduğunuz gibi sevmiştik. Sn.Tuncay Özkan elinden gelenin en iyisini yapmıştır bence. Siz düşüncelerinizde elbette serbestsiniz ama şunu bilmelisiniz ki Sn.T.Özkan’ın ardında , hatta yanında 1 buçuk milyon kişi bir çığ gibi çoğalmaya devam ediyor ve ona inanıyor.
Tuncay Özkan’ı ART TV deki programa önce davet ediyorsunuz , önemli şeyler açıklayacağını söyleyince de programı iptal ediyorsunuz. Çeşitli basında, “Tuncay Özkan'la sıkı arkadaşlığı bulunan Emin Çölaşan’ın da Özkan'dan hazzetmediği söylenen Mustafa Balbay tarafından ikna edildiği öğrenildi.”diye yazılar yazıldı. Sn. Mustafa Balbay’ın ne alıp veremediği var acaba onu da merak ettim.
İzmir kitap fuarında “Ne yapmamız gerekir daha fazla bir şeyler yapmak istiyoruz” diyen gençlere Balbay şöyle yanıt vermiş. “Bence yurtsever insan, işini en iyi yapan insandır. Sizin için en önemli yurtseverlik göstergesi, önce derslerinizde başarılı olmanız ve kendinizi yetiştirmeniz.Bunun için ülkedeki ve dünyadaki gelişmelere duyarlı olmanız”. Güzel söylemiş de, kusura bakmasın ama el aleme verir talkımı kendisi yutar salkımı derler buna.Ne olmuş ta bu kadar düşman düşmüş Özkan’a. Açıklama bekliyoruz. Yazık çok yazık sizin gibi değerli yazarların birden bire ona cephe alması akıllara bir takım sorular getiriyor. Elinizi vicdanınıza koyunuz. Siz değerli yazarlar Türkiye’nin şu durumunda, birbirinize sahip çıkacağınız yerde birbirinizin gözünü oymakla meşgulsünüz. Nerede kaldı sizin yurt severliğiniz. Faydanız olmuyor bari gölge etmeyin lütfen.
Sevgi ve saygılarımla..
Tünay Süer