Görecek Günler Var Daha

Türk sinemasında komedi denince akla ilk gelen film, yediden yetmişe herkesi güldürmüş, aradan geçen yarım asra yakın zamana rağmen bugün bile eskimemiş "Hababam Sınıfı"' serisidir hiç kuşkusuz. Espri konusunda başarılı sayılabilecek Türk halkına nesiller boyu kahkaha attıran bu seride zaman zaman duygulandıran, gözleri dolduran sahnelere de rastlanmaktadır. Hangimiz üzülmedik okula haciz geldiği sahnede sınıftaki eşyalar bir bir sökülürken? Hangimizin gözü dolmadı sınıf topluca Mahmut Hoca'yı hastanede ziyaret ederken?

 

Çok değil bundan 2,5 sene önce Bayern Münih karşısında 5-0 yenilmesine rağmen özellikle ilk yarı oynadığı oyunla taraflı tarafsız herkesin sevgisini kazanan, grubunu namağlup bitiren Beşiktaş'ın kadrosu da tıpkı haciz gelmiş "Özel Çamlıca Lisesi" gibi boşaltıldı her geçen gün. Maddi imkansızlıklar öyle bir seviyeye geldi ki kulüpte, ikinci kez "Feda" demek zorunda kalındı. Yüksekten uçulan günlerde Beşiktaş taraftarı, sezona başladığı gün Larin, Necip, Hasic, Ersin vb. bir ilk 11'le oynanacağını rüyasında görse inanmazdı. O sahnede çalan "Aldırma Gönül" şarkısı kötü sezonlarında Beşiktaş taraftarının tezahürat olarak kullandığı bir eser. Eğer kalan sürede gerekli takviyeler yapılmazsa bu sezon da dillerine pelesenk olabilir gibi görünüyor. Yine de Trabzonspor karşısına çıkan bu mütevazı Beşiktaş kadrosu, oyun disiplinine sadık, mücadele anlamında iyi bir sınav verdi diyebiliriz. Zira karşılarında mücadele gücü de düşük bir ekip vardı.  

 

Şampiyonluğu kılpayı kaçırdıktan sonra ertesi seneyi bunalımlı geçirmesine alıştığımız Trabzonspor, sezona hiç hazır olmadığını açıkça gösterdi dün akşamki derbide. Soyadı benzerliği taşıdığı ünlü fizikçinin kafasına düşen elma gibi bir anda ligin son haftasında Trabzonspor'a gelen Eddie Newton, Ünal Karaman sonrası geriye giden takımı Hüseyin Çimşir'in ardından vasat bir takıma dönüştürmüş gözüküyor. Tabi ki giden önemli oyuncuların yerinin dolmaması da buna etken ancak Newton'un oyun planının ne olduğu bile değildi. 

Çok başarılı geçen 4 sezonun ardından 1997'de Ajax'a transfer olan Şota'dan beri bu kadar iyi bir golcü gelmemişti Karadeniz sahillerine. Geçen yaz sessiz sedasız transfer edildiğinde kimse bu denli etkili bir performans beklemiyordu ondan ama Sorloth öyle iyi bir sezon geçirdi ki, Beşiktaş karşısında o olmayınca tüm hücum kurgusu da alt üst olmuştu. Kulüpten izinsiz ülkeye dönmemesi Viking kültürüyle yetişmiş birine pek yakışmadı açıkçası ama yerinin doldurulması bu maddi sıkıntılar içerisinde kolay olmayacaktır.

 

Öte yandan özellikle ilk yarısı sıkıcı ikinci yarısı vasat bir karşılaşma oldu. Yeni sezon, yeni umuttur diye beklediğimiz ilk hafta maçı hele bir de böyle şanlı iki kulübü karşı karşıya getirince oluşan heyecanlı bir maç izleriz beklentisi boşa gitti. Maçta yıldızlaşan bir oyuncu olmadığı gibi savunmaları zorlayan ataklar da göremedik. Kötünün iyisi olan Beşiktaş net bir galibiyet aldı ve önemli bir deplasmanı daha ilk haftadan ekarte etti. Hayal kırıklığı şeklinde geçen PAOK maçının ardından daha derli topluydu savunma hattı. Yeni transferler Mensah, N'sakala ve Wellington takımla geçirdikleri süre artınca biraz daha olumlu işler yaptı ama bu kadar kötü bir Trabzon varken ölçü kabul edilebilir mi emin değilim. Kiralıktan geri dönen Larin, yine bu takımın forveti olamayacağını gösterirken, Hasic de henüz bu seviye için yeterli gözükmedi. Çok basit bir hata yapan kaleci Ersin ise Fevzi Tuncay'ı anımsattı yetişkin futbol izleyicisine. Fevzi, kimi zaman harika maçlar çıkarsa da bazen yaptığı kritik hatalar nedeniyle taraftarın diken üstünde olmasını sağlardı. Benzer hataları Ersin'de de görüyoruz. Tabi yaş olarak oldukça genç ve tecrübeye ihtiyacı var. Ama Beşiktaş'ın da daha sağlam bir kaleciye gereksinim duyduğu inkar edilemez. 

 

Futbolculuğunda zaman zaman koşmadan, fazla efor sarf etmeden bile Beşiktaş'a zaferler getirebilen Sergen Yalçın, bunu teknik adamlığına da yansıttı. İllet hastalığa yakalanması sebebiyle maçı evinde izleyen Beşiktaş efsanesine en güzel geçmiş olsun hediyesi maçı 3 puanla tamamlayan ekibinden geldi. Siyah beyazlı ekibe oyunculuk yıllarında daha çok yedek kaleci olarak hizmet eden ve görev geldiğinde başarılı olan Murat Şahin önderliğindeki Beşiktaşlı futbolcular karşılaşma sonrası Sergen Yalçın'la görüntülü görüşme yaparken Hababam Sınıfı'nın topluca Mahmut Hoca ziyaretini akıllara getirdi. Hastalığı atlatacak bir Sergen Hoca'nın görecek güzel günleri var Beşiktaş'ta.

 

https://jeneriklikpaslar.blogspot.com/