Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Eylül '10

 
Kategori
Dostluk
 

Gülpembe...

Gülpembe...
 

Gülpembe…

Ben bugün eve geldiğimde “sen”i yazacaktım Gülpembe… “sen” i “ben” i… bizim gibileri. Ama yazamadım Gülpembe. Aklımda olan başka şey vardı, onu yazmaya başlamıştım, hatta senle buluşmaya gelirken yarım bırakıp gelmiştim, onu bitirmeliydim. Bitirsem ne olacaktı? Her şey düzelecek miydi sanki? Olsun, bu da benim kendime olan saygım, kendi dürüstlüğüm.

Yüreğimde, ondan daha da çok aklımda hüzün, seni düşündüm… Ne olursa olsun, ne kadar sıkıntı çeksen de, etrafındakilerin yardımına koşuşunu, bir kedi uğruna, bunca sıkıntına rağmen, “Sordum, havalanmıyormuş, kedi bagajda gelemez” diyerek, otobüs biletini iptal edip, kendin için değil, “alt tarafı bir kedi” için, yetmeyenini yetirip, uçakla gelişini.
Ve bugün buluştuğumuzda, bütün bunlara, “Bu manyaklar beni öldürecek” deyişine rağmen, içi gülen gözlerini yazmak istedim. Hani Barış Manço’nun;

“Sen gülünce güller açar gülpembe
Bülbüller seni söyler biz dinlerdik gülpembe
Sen gelince bahar gelir gülpembe
Dereler seni çağlar sevinirdik gülpembe” dediği gibi sen güldükçe güller açsın hayatında hem de sevgi dolu, sevgi kokulu güller açsın. Bu gülleri derleyenin olsun bir de. Derdin, tasan hiç ama hiç olmasın ve güllerin hiç solmasın.

“Güz yağmurlarıyla bir gün göçtün gittin sen inanamadık gülpembe
Bizim iller sessiz bizim iller sensiz olamadı gülpembe
Dudağımda son bir türkü gülpembe
Hala hep seni söyler seni çağırır gülpembe” demeden birileri ardından, kendin için yaşa artık olur mu Gülpembe, hı gardeş olur mu?

 
Toplam blog
: 210
: 3227
Kayıt tarihi
: 29.03.07
 
 

Yazmak... Öyle güzel, öyle hoş ve öyle derin bir eylem ki!.. Olmazları bile oldurabiliyorsun. "Ke..