- Kategori
- Gündelik Yaşam
Güven yok
-Kardeşimi de güvenmiyeceksem kime güveneceyim ?
-Kendine güven !
-Öf baba yav
Kime güvenip , kime güvenmemeli ? Nedense güven konusu olunca, içime bir sıkıntı çöker. imseye güvenemiyor olmamın verdiği huzursuzluk mudur nedir, kapkara bir kasvet gelip yüreğimin üstüne çöker. Ezim ezim ezilirim. Mesleğimden olsa gerek, sorgular dururum olayları, hareketleri, geçmişi, geleceği…. Çoğu Hakim ve Savcıların özel yaşantılarında da gördüm bu olayı. Sorgulamak…. Sorgulayan insanlar kolay kolay kimseye güvenmezler. Kuşku ile yaşamak …. Kendinden başkasına güvenmemek….malını , mülkünü kimseye teslim etmemek….Alırken sormak… sormak ….sormak. Bıktırıncaya kadar sormak . Sonuç güvensizlik . Verirken … verirken mi? Kimseye bir şey vermezler ki ! Vermem ki!
Aklımın almadığı bir dünyada, sığamadığım bir yeryüzünde, küçük bir havuza bırakılan balına balığının çırpınışı gibi çırpınıyorum . Burası benim yerim değil diye ! Ben daha büyük dünyaların adamıyım. Bu dünyaya sığmıyorum.
Sabah 04.00 den beri küçük kayığımda 0.25 lik misine ve sinek iğne ile sabırla oltamın ucunda beklerken , yanımdan çok süratle bir tekne geçiyor. Dalgası teknemi nerdeyse alabora edecek. Dört saattir beklemenin verdiği tevekkül ile umursuz ve efendice arkasından bakıyorum. İşte diyorum dünyaya sığamayan bir deli daha.
Dünyaya sığamayan ben … Kimseye güvenemeyen ben….Tellerime en tiz tonları yükleyip, ağustos böcekleriyle yarışıyorum. Düşünürken hep ayağımı sallarım.. sol ayağımı. Şimdi yazarken de sallıyorum. Sevgilim gelip usulca ayağımı tutuyor.
-Sakin ol ! diyor Sakin ol.
Sakin olmam için güvenmem gerek …sonsuzluk gerek….sığmam gerek dünyaya. Bana sonsuzluğu içine alan bir dünya gerek.