Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Hakan Karaduman (Akdenizli)

http://blog.milliyet.com.tr/akdenizli

12 Ekim '06

 
Kategori
Genel Sağlık
 

H5N1

Bir savaşın kazanılmasında iki etken çok önemlidir. Birincisi karşıdaki düşmanın gücü, diğeri de korkularımızın gücüdür.Korkularımız bu mücadelede ne denli etken ve güçlüyse, asıl düşmandan daha çok bize zarar verecektir. Korku, mücadelenin kazanılmasında bizi tedbirli ve sıcak tutacaktır ama fazlası ayak bağı olmaktan öteye geçemeyecektir.

Bahsettiğim konu çok yakın bir zamanda eğer kuş gribi virüsünün insandan insan geçme yeteneğini geliştirip bizleri çaresiz bırakabilecek kadar hızla öldürücü yayılırsadaki anlar içindir.

İstereseniz önce -sizleri de sıkmadan- virüs nedirle başlayayım.

Virüs kelimesi latincede zehir anlamına gelir. Elektron mikroskobundan önce varlığı bilinmeyen bir formdu. Hatta virüslerin yaptığı hastalıkların sorumlusu bakteriler sanılıyordu.

Virüsler nasıl bir formdur. Size anlattığımda virüsler için canlı mı yoksa değil mi yanıtını siz verin.

Virüsler dış tarafında bir protein kılıf ve içerisinde de nükleik asit(RNA bilinen en küçük nükleik asit molekülüdür, moleküller ağırlığı 25.000 daltondur) bulunan yapılardır. Yani canlı organelleri ve stoplazmaları yoktur. Dış ortamda kristalleşerek -tabir uygunsa ölü haldedir- milyonlarca yıl var olabilirler. Hatta bazı kuramcılar uzayda milyonlarca yıl bir meteorun üzerinde yolculuk yapabileceklerini öngörürüler. Peki nasıl aktifleşmekteler? Uygun bir canlı hücreye girmeleri gereklidir. Canlı ve cansız arasında bir geçiş formu olarak da isimlendirilir. Her virüs kendine has hücrelerde yaşam bulur. Örneğin kuduz virüsünün beyin hücrelerini tercih etmesi gibi. (Sıkılmdadık sanıyorum. Ama inanın bu kuş gribi işi çok ciddi) Uygun hücreye ulaşınca virüsün ilk yaptığı hücrenin zarını eritmektir. Daha sonra bu kapıdan içeri girerek kendi nükleik asitini içeri bırakır. Virüsün nükleik asiti, hücre yönetimini ele geçirir ve kendi nükleik asitlerinin kopyalarını yaptırdıktan sonra protein kılıfları sentezletir. Bunları birleştirdikten sonra yüzlerce virüs ortaya çıkar ve daha sonra şişen hücre patlar! Ortaya çıkan virüsleler diğer sağlıklı hücrelere saldırırlar. İlk olaylar hücre içinde olduğundan antibiyotikler yeterli etkinlikte değildir.

Kuş gribi Avian Enfluenza adı verilen bir virüsün yol açtığı bir hastalıktır. kuluçka süresi birkaç saat ile 3 gün arasındadır. Virüsün, 56 derece’de 3 saate veya 60 derece’de 30 dakikada öldüğü bildirilirken, formalin ve iyot bileşiklerine de duyarlı olduğu belirtilmektedir. Ayrıca virüs, kontamine gübrede düşük ısılarda en az 3 ay canlı kalabilirken, suda 22 derece’de 4 gün, 0 derece’de ise 30 gün canlılığını sürdürebilmektedir.

Kanatlı hayvanlar arasında bulaşma söz konusuyken insana bulaşması riski çok yükselmiştir. Çünkü insandan insana çok rahat bulaşan bildiğimiz virüslerin DNA yapılarıyla girişeceği bir değiş tokuş kıyameti başlatabilir. Eğer böyle bir mutasyon gelişirse tüm dünyada 300 milyon kişinin ölmesi olasıdır. Türkiye için düşünülen rakam 8 milyon iken bu rakam daha da büyük olabilir. İnsandan insana bulaşma başladığında artık kanatlı hayvanların bir önemi kalmayacaktır. Üstelik avian enfluenza, DNA değiş tokuşuna yatkın bir virüstür.

Virüs hava yoluyla birkaç kilometre taşınabilir. Ayrıca böcekler, sinekler, kuşlar yoluyla diğer duyarlı hayvanlara bulaşabilir. Virüs, enfekte olmuş kuşların dışkılarıyla kümes hayvanlarına geçebilir. Evcil kuşların serbestçe gezindikleri, kuşlarla aynı kaynaktan su içtikleri ya da taşıyıcı durumdaki enfekte olmuş kuşların dışkılarıyla kontamine olabilecek su kaynaklarını kullandıkları yerlerde, enfeksiyonun kuşlardan evcil kümes hayvanlarına bulaşma riski daha yüksektir. Canlı kuşların sıkışık ve sağlıklı olmayan koşullarda satıldığı pazarlar da bir başka yayılma kaynağı olabilir. Asıl tehlike insandan insana bulaşmasıyla başlayacaktır. Bunun önemini anlatmak için dünya tarihinde son yüzyılda gelişen salgınlardan bahsetmeliyim.

1918 ve 1919 tarihleri arasında H1N1 pandemisinin 50 milyona yakın insanın ölümüne yol açtığı bilinmektedir. (Ardından 1957-58 (H2N2), 1968-1969 (H3N2) ve 1977-78 (H1N1) pandemileri olmuştur. Halen dünya üzerinde H3N1 ve H1N1 virüsleri birlikte dolaşmaktadır.)

Bundan sonra da yeni pandemilerin olması kaçınılmazdır.

Patolog Taubenberger, İspanyol gribi olarak da bilinen 1918 grip virüsünün bir çok özelliğini ortaya koydu. Ölümcül grip virüsünün genetik materyalini izole etti. Elde edilen genetik materyalin bu günkü virüslerin genetik materyali ile karşılaştırılması sonucunda, 1918 virüsünün insanda hastalık yapma özelliği kazanmış olan bir kuş grip virüsü olduğunu ortaya koydu.

1918 virüsü H5N1 ile yakın benzerlikler taşımaktadır. 1957 ve 1968 yıllarında pandemilerden sorumlu virüsler insan ve kuş gribi virüslerinin bir araya gelmesiyle oluşan türlerdir.

Aşı geliştirilmesinde zorluklar vardır. Günümüzde kullanılan grip aşıları yumurta içinde hastalık yapma yeteneğini kaybetmiş virüslerin çoğaltılması ile yapılır. H5N1 grip virüsleri aşıların üretilmesinde kullanılan yumurta dokusunu harap ettiği anlaşıldı. Üstelik bu zorluk yetmiyormuş gibi h5n1 virüsü akciğerlerde normal grip virüsünden tam 40 bin kat daha fazla ürediği bilinmektedir. Hastalık belirtilerinin solunum sisteminde ortaya çıkmasında daki neden budur.

Bütün bu olumsuzluklara rağmen bilimsel gelişmelerin edindiği bilgiler virüsün yenilmesi açısından bize güçlü silahlar vermektedir. Etkin aşı ve grip ilaçları etik kurallardan ödün vermeden tüm insanlara ulaşacak şekilde üretilmelidir.

Peki soğukların artmaya başladığı bu günlerde kendimiz açısından h5n1’e nasıl yaklaşacağız. Şunu bilmeliyiz ki henüz etkin olarak insandan insana bulaşma bir-iki vaka dışında kesin değildir. Buradaki tüm çabalar virüsün insandan insana yaygın bulaşma yetisine karşı mücadele etmektir. Bu, da kanatlı hayvanlardan geçebilecek hastalığın ivedilikle ayrıştırarak tedavi edilmesindeki başarıya bağlıdır.

Son on gün içerisinde hasta veya ölü kanatlı hayvanlarla temas hikayemiz varsa, ani başlangıçlı 38 derecenin üzerinde ateş, boğaz ağrısı, öksürük, yaygın kas ağrıları, solunum zorluğu gibi bulgulara sahipseniz en yakın sağlık merkezine başvurunuz.

Bu konuya gelişmelere göre devam edeceğim… sağlıcakla

 
Toplam blog
: 470
: 551
Kayıt tarihi
: 28.08.06
 
 

Ateşten denizleri mumdan gemilerle geçmeye" benzer hayatımız. Mutlaka mavi gökyüzü görünecektir. Gid..