Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '14

 
Kategori
Futbol
 

Hacıosmanoğlu, Halilhodzic’i gönderdi, sözünü unuttu!.

Hacıosmanoğlu, Halilhodzic’i gönderdi, sözünü unuttu!.
 

O, ona benziyordu; o da ona...

İkisi de inatçı ve kararlı; “söz”ünü esirgemeyen...

Kimseye “eyvallah”ı olmayan, “gütme”yi seven...

Sürekli “umut saçan”, ama bunu erteleye erteleye, süre isteye isteye sürdüren...

Her şeyin kendilerinde biteceği iddiasında olan...

İşte, bu havayla, hava değişti diye umutlananlara umut pompaladılar. Bu pompalamanın yeline kapılanlar, “övgü”de, “parlatma”da kusur etmediler. Oysa “parlatmak” istediklerinin “cila”sı erken döküldü. Başarılarla sokaklara dökülmek hayali kuranlar, “suçlu” arayacaklardı doğal olarak.

Bula bula kimi, kimleri buldular?

*****

O, onun yanındaydı; o da onun...

O, alışık olunmayan bir “söylem”le çıktı ortaya... Alışılmış olanı, “Hocamızın arkasındayız”dı, onunki ise, “Hocamızın yanındayız.” oldu.

Yan yana olmak ne güzeldi!

Gel gör ki, gönülden geçenler, dışa öyle yansıtılanlar, gerçeklere uymuyordu pek. Bu bakımdan, bir terslik anında, yan yana olanlar, birbirlerini sürükleyeceklerdi.

Gidiş, o gidişti!.

Ama "dümen”de olan, “dümeni kırma” gücünü elinde tuttu!.

*****

O, ona söz verdi; o da ona...

Söz vermek, “noter kâğıdı”ndan daha değerlidir!.

İşler ters gidince, beklentiler, beklenti olarak kalınca, söz vermek de, kimileri için sıradanlaşır. Söz veren, sözünden dönünce, olur biter. Oysa sözünde durmayacaksan, söz vermeyeceksin. Sözünün arkasında durmazsan, “güvenilir” olmadığını resmen kanıtlamış olursun. Ortada bir belgeye, noterden alınan “kâğıt”a gerek kalmaz.

Söz, “senet”tir.

“Hocamıza güveniyoruz. Ancak neticede, başarıyı yakalayamazsak, elbette hocayla birlikte gideriz. Biz de durmayız burada. Biz gerekeni yaptık. Transferi bu takımın ihtiyacı olduğu için yaptık. Ancak bütün bunların neticesinde başarılı olamıyorsan, demek ki bu işi yapamıyorsun. Bırakacaksın, ‘Yapamıyorum’ diyeceksin, yapacaklara bırakacaksın.”

Gel gör ki, o, Süleyman Demirel’in günlük siyasete armağanı, “dün dündür bugün bugündür”e sığındı. “Birlikte gitme” konusunda daha önce söylediklerini ne de unutmuştu:

"Mücadelemin karşılığını alacağım, benim kalbim temiz. 24 saat bu kulüp için çalışıyorum, bunun karşılığını almadan gitmem.”

“Birlikte gideriz”le, “Durmayız burada”, herkesin demeye cesaret edemeyeceği sözlerdir.

Cesaret, öyle bir şeydir ki... Sormayın gitsin!..

*****

O, sahadakini, o da yanındakini suçladı!.

Birlikte çalışanlarla uyum içinde olmak, işlerinin sağlıklı yürümesi, beklenen başarıya ulaşılması için de zorunludur. Olumsuzluklarda, ters gidişlerde, kendilerine yönelen “eleştiri okları”nı etkisiz kılmak için, “yanındakiler”e yüklenmek, geçici rahatlık verse de, ileride “huzursuzluk” olarak patlak verecektir.

Kendi içlerinde kalması gerekenleri dışarıya yansıtmak, içeride söylenmesi gerekenleri dışarıda söylemek, birlikte çalışmanın mantığına uymaz.

O, sahaya/ futbolculara yönelik suçlamalar yaptı:

“Utan verici, ihanet.”
“Kalleş!”
“Bu oyuncular listemize girmişse, demek ki, kulüpleri onlardan vazgeçmiştir.”

O, “yönetme” konusunda suçlama yaptı:

“Yönetime sokaktan adamlar aldık, hata yapmışız.”

*****

O gitti; o da, verdiği sözle baş başa kaldı!.

Her sözü tutmak, kişinin elinde değildir; dış etkenler belirleyici olur:

“Bu yıl şampiyon olacağız, söz!”
“Kupa’yı 3 ay içinde getireceğim, söz!”
“İki kupa da bizim olacak, söz!”


Söz, “koşul”a bağlanmamış, yani “Olmazsa, bırakır giderim.” denmemişse, siyasetçi gibi konuşmuş, taraftara umut dağıtılmış olunur, o kadar!  Böylesi durumlarda, kişilere, “Söz namustur” diye yüklenmek doğru değildir.

Ama...

“... neticede, başarıyı yakalayamazsak, elbette hocayla birlikte gideriz.” dendi mi,  sonrasında hoca, daha uzun bir yol varken, “başarısız” diye gönderildi mi, işte burada verilen söz, gelir kapıya “tık, tık” vurur:

“Beni hatırladınız mı?”

Son söz:

“Söz”le “eylem”i uyumlu olanlar, eylemleri hoşa gitsin ya da gitmesin, tutarlı kişilerdir.
 

 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..