Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '08

 
Kategori
Mizah
 

Haddini aşan yazar!

Haddini aşan yazar!
 

Günlük gazetesini okurken birden parmaklarını şıkırdatmaya başladı!
Hanıım, hanıım kurtuluyorsun benden!
Kalp krizi mi yoksa beeey?
Yok yok, iş bulduuum, ev sana kalsın!.
Pipom şifonyerin çekmecesinde, numaralı gözlüğümü de getir, boynuma asacağım!
Kendimi ispat etme fırsatını buldum nihayet!
Hı hı, tabi tabi!
Hemen bir belediye otobüsüne atlayıp verilen adreste almıştı soluğu!
Kapıyı genç bir kız açmıştı, sekreterdi galiba!
Buyurun efendim, ne istemiştiniz?
Şeyy, ilanınız için gelmiştim de!
Bekleme salonuna buyurun istirahat edin, patronumuza haber vereyim!
Ne çok oda var yahu etrafta, hepsi de harıl harıl çalışıyorlar maaşAllah!
Maaş dolgun demektir!
Birisini işinden edeceğim galiba, ama olsun!
Herkes kısmetini yer, doğru dürüst çalışsaydı kör mü!
Kimi iş bulamaz, kimisi de ne haltlar karıştırır!
Şu karşıki odayı isterim valla!
Kızılay meydanını tam cepheden görüyor!
Buradan ne haber çıkar beeee!
Mitingler, kavgalar, joplamalar hep bu meydanda!
Şakır şakır resim çeker yayına veririm anında!
Güvenilir yazarım nede olsa!
...........!
Ceketini ilikleyerek selamladı karşıdan gelen zatı!
Patron sizi bekliyor efendim!
Efendim dediğine göre bu adam odacıydı mutlaka!
Bilseydim hiç hazrola geçer miydim?
Odama yerleşeyim sen görürsün, günde kırk bardak çay içerim ben!
Koridorun sonundaki odanın kapısına geldiğinde şaşkınlığını gizleyemedi!
Düğün salonu kadar kocaman bir oda ve ufak tefek adamın gömüldüğü kocaman deri koltuk vardı!
İşte bu defa emindi karşısındaki kelli felli adamın patron olduğundan!
Piposunun tombul tarafını avucunda sıkarak, başıyla selam verdi!
Buyurun efendim, nasıl yardımcı olabilirim dedi patron.
Şeeyyy, ıııııı ilan vermişsiniz de, umarım geç kalmadım!
Yok yok geç kalmadınız henüz başvuran olmadı, ilk siz geldiniz!
Yakınlarda oturuyorum da!
Kızılayda mı oturuyorsunuz yani, oooo, iyisiniz, iyisiniz!
Zenginsiniz anlaşılan?
Yok yok efendim buraya tek dolmuşluk mesafede demek istemiştim!
Tanınmış bir yazar olmak şartı var ilanınızda! Nedenini pek anlayamadım da?
Siz hangi gazetelerde yazıyorsunuz!
Tabii ki çok okunan bir gazetede efendim!
Adınızı bağışlasanız?
Adım .......!
Hiç rastlamadım, bağışlayınız lütfen!.
Olabilir beyefendi o sizin eksikliğiniz!
Derya Sazak beyi falan sürekli okurum ama!
Efendim sadede gelecek olursak biz çok okunan bir yazar arıyoruz.
Çok sayıda vatandaş tarafından adı duyulan!

Şükür bunu kanıtlayabilirdim!
Google la adımı yazmanız yeterli efendim, çarşaf çarşaf yazılarımı görürsünüz!
Sayfamı açayım bakın isterseniz, referansım sağlam yani!
Hiç gerek yok efendim, kendinizden o kadar eminsiniz ki.
Biz firmamıza bağlı bir çok şirketlerle irtibat halindeyiz!
Şikayetlere maruz kalmış sorunlu şubeleri canlandırmak pojemiz var!
Süpermarketler vs...
Peki ben ne yapacağım efendim?
Buraları dolaşacak gözlemlerinizi bize bildireceksiniz, bir nevi gizli müşteri gibi yani!
Tarihi geçmiş bozuk ürün bulundurma şikayetleri had safha da!
Üstleneceğiniz görev, halkımızın düşüncelerini, olumluya dönüştürmek!
Size otobüs ve metrolarda kullanmanız için aylık abonman kartı çıkaracağız!
Bu iş tam bana göreymiş, iyi bir gözlemciyimdir!
Yalnız anlayamadığım bir şey var, neden yıllık değil de aylık abonman kartı?
Deneme süresi efendim!
Beyefendi denemenize hiç gerek yok, görevimi layıkıyla yapacağımdan emin olabilirsiniz!
Çamur adamın tekiyimdir ben, hepsinin canına okurum!
Oh oh ne ala, hemen iş başvuru kaydınızı yapalım o halde!
İki adet fotoğrafınız var mı yanınızda?
Bir de basın kartınızın foto kopisi!
Ha sahi,bu konu hakkında tek kelime haber istemiyoruz!
Nasıl yani?
Basın kartınızı göstererek görevlileri korkutacaksınız sadece!
Daha dikkatli olun yazarım haaa diyeceksiniz!
Onlarda deşifre olmamak için kendilerine çeki düzen verecekler!
Ama benim basın kartım yok ki!
...........!

 
Toplam blog
: 1021
: 1607
Kayıt tarihi
: 19.10.07
 
 

Çok eski olmayan bir tarihte tıpkı sizler gibi Melek'lere gülümsermişim uykulu hallerimde!  ..