Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Temmuz '09

 
Kategori
Güncel
 

Hakaretinizi nasıl alırsınız?

Hakaretinizi nasıl alırsınız?
 

Birinin bir başkasını "hakir düşürmek" amacıyla söylediği söze "hakaret" diyoruz.

Güzel Türkçemiz, bizim ağzımızda hakaret yönünden çok zenginleşmiştir.

O kadar ki, dünya dilleri içerisinde en "iç soğutucu" hakaret sözcükleri bizim dilimizdedir.

Hatta, şöyle bir şey anlatırlardı bununla ilgili olarak:

Hem Rumca, hem Türkçe bilen Kıbrıslı bir papaz, birine kızdığı zaman Türkçe küfredermiş..Nedenini soranlara da "Türkçe küfredince içim daha bir rahatlıyor" dermiş..

"Hakaret edebiyatımız" oldukça zengindir, dedik. Neler yoktur ki..Yaratıcı zeka gerektiren binbir çeşit küfür sözcüğümüz var:

Bir kere, "ana, avrat düz gitmek" vardır ki, çok sık baş vurulan cinsel içerikli bir iç soğutma yoludur.

Öküz, eşek, it, deve...gibi hayvansal benzetmeler..

Manyak, psikopat, deli..gibi patolojik yaklaşımlar..

Hain, salak, salaş, kemik yalayıcı, şapşal..gibi çok "masum" ifadeler..

Aslında bunların hiç biri "hakaret" anlamı taşımıyor. Son sıradaki örnekleri zaten, ülkenin en yüksek mahkemesi "masum eleştiriler" olarak değerlendirmiş; ben söylemiyorum.

Yargıtay gibi en yüksek hukuk mercii "hain, salak, salaş, kemik yalayıcı, şapşal" gibi ifadeleri hakaret saymadıktan sonra, diğerleri hayda hayda hakarete girmez..

Ne yani, birinin sadece sözlü olarak, bir "cinsel arzusunu" dışa vurmasının nesi hakaret olacak?

Nitekim bununla ilgili de şöyle bir şey anlatırlar: Almanyaya yeni gitmiş bizim işçilerden biri, Alman olan formenine "ananı..." diye başlayan bir cinsel arzu ifadesinde bulunuyor. Tabii, Alman, bizim Türkün ne dediğini anlamıyor. Yanındaki diğer Türklerden birine soruyor. Onlar da durumu açıklıyorlar; bu senin ananı "sevekmiş", diyorlar..

Alman, şaşkın şaşkın bakıp: "Ama benim annem çok yaşlıdır.." diyiveriyor.

Öküzmüş, eşekmiş, itmiş, deveymiş..bunların hakaretle ne alakası var. Biz hayvan sever bir toplum değil miyiz? Bunları bir insana yakıştırsak ne olur yani!!!

Manyakmış, psikopatmış..bunlar zaten gençler arasında, hakaret bir yana, nerdeyse "iltifat" sayılıyor..


Yani, demem o ki, Yüksek Mahkememiz, bir sosyal gençeği, "hukuki" anlamda tescillemiş. Gazeteci Servet Kabaklı'nın profesörlere karşı kullandığı, "hain, salak, salaş, kemik yalayıcı, şapşal" gibi ifadelerin hakaret içermediğine karar vermiş...

Demek ki, zaten pek ağzımızı büzmediğimiz bu hakeret konusunda, bundan sonra daha rahat olacağız..İş hukuki anlamda "meşrulaşmıştır"...

Ama, burası Türkiye, siz yine de dikkati elden (ve dilden) bırakmayın..Bu sözcükleri kime karşı kullandığınız da çok önemlidir..

Örneğin, bunların hakaret olmadığına dair "içtihat" üreten Yargıtay üyelerine karşı hiç kullanmayın..

Sonra kendinizi kodesin soğuk duvarları arasında bulabilirsiniz..

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..