- Kategori
- Tarih
Hanedan Damatları
Hanedanın Damatları
Anadolu’da İstiklal mücadelesi başlayınca Padişahın tüm muhalefetine rağmen Hanedanın bazı damat üyeleri Ankara’ya katılma girişimlerinde bulunmuştur.
1. Enver paşa da bunlara dahildir. Sakarya savaşı öncesinde emrivaki ile Batum'dam gelip ordunun başına geçmek istemesi, M.Kemal'in kesin talimatı sınırdan geçmesi halinde tutuklanması iradesiyle son bulmuştur.
2- Sultan Reşatın büyük oğlunun damadı Abdülhalık İhsan Sokollu bey milli mücadeleye katılmış ve bu kızları Emel Nurcihan Hodo'nun sürgünden erken dönmesini sağlamıştır.
3. Damat Şehzade Ömer Faruk Efendi babası Abdülmecit’in Ankara'ya davet edilmesi ve babasının tereddütleri üzerine eşi Sabiha hanımla helalleşip ve kayınpederi olan Padişah Vahdettin’e Anadolu’ya geçme sebebini anlatan bir mektup bırakarak ecnebi bir bir geminin ambarında bir dolaba saklanıp Nisan, 1921 de İnebolu’ya çıkmıştır. İnönü savaşları bitmiş Yunanlılar yeni bir taarruza hazılanmaktadır. Kendisi piyade yüzbaşı olduğu için milli mücadeleye her nerde uygun görülürse katılmak isteği, Ankara’ya telgrafla bildirilmiş fakat red cevabı gelmiştir. İkinci bir telgrafta hiçbir siyasi maksadı olmadığı cephede görev almak isteği ise cevapsız bırakılmıştır. Şehzade 5 gün sonra çok üzgün bir şekilde tekrar İstanbul'a dönmüştür.
4. Damat, Ulviye Sultanla evli olan Sadrazam Tevfik paşanın oğlu Padişah yaveri, Erkan-ı Harp binbaşı İsmail Hakkı Bey ise Mayıs ,1919 da harbiyeden sınıf arkadaşı Babanzade Fuat beyin Beyoğlu’ndaki evinde bir ziyafete katıldı. Davette bulunan İngiliz İstihbarat subayı yüzbaşı JOHN Bennett’in içkinin tesiriyle ağzından şunları kaçırdı. ‘’Hükümetin Samsun’a ordu müfettişi olarak gönderdiği M.Kemal muvaffak olamayacak, muhtemelen vapur batırılacaktı.
İ.Hakkı bey saraya döner dönmez yardımcısı Kurmay Yüzbaşı Neşet beyle (Ankara’nın gizli Hamza teşkilatı Başkanı) haberi Kuvvacılara ulaştırdı. M.Kemal bekleyip yakalanmaktansa hemen yola çıkmayı kararlaştırıp, açıkta avlanmamak için Bandırma vapurunun kaptanına kıyıdan gitmesini isteyecekti. Salimen Samsun’a vardılar 2 saat sonra bir İngiliz destoyeri limana demir attı.’’Aynı haber M.Kemal’in sınıf arkadaşı Bahriye nazırı Rauf Orbay’dan da gelmişti.
Bilahere Kurmay yüzbaşı Neşet bey Ankara’ya geçip kurtuluş savaşına katılır.Bir süre sonra da teşkilatın bir diğer elemanı Ekrem Bey aracılığıyla İsmail Hakkı Beye, Neşet Beyden bir mesaj gelir: Ankara’da kurmay subaylara büyük ihtiyaç vardır. İsmail Hakkı Bey de Ankara’ya geçecektir ancak Şehzade Ömer Faruk Efendi gibi yarı yoldan geri çevrilmek istememektedir. Ankara gerekli garantiyi verir ve İsmail Hakkı Bey “Koyun Tüccarı Mustafa Ağa” kimliğiyle İngiliz kontrolünden geçerek, Ankara’ya ulaşır. Mustafa Kemal Paşa kendisini yanına danışman almak ister. İsmail Hakkı Bey bunu kabul etmez, Anadolu’ya geçişinin makam ve ikbale bağlanmasını istemez. 5.Süvari Tümeninde Fahrettin paşanın maiyetinde büyük hizmetler verir, yararlıklar gösterir ve iki defa kırmızı şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirilir.
Eşi Ulviye Sultan, kendisine haber vermeden Anadolu'ya geçtiği için abasının muvafakatiyla İ.Hakkı beyden boşanmıştır.
İsmail Hakkı Beyin Anadolu’ya geçişi İstanbul basınının büyük ilgisini çeker, Milli Mücadele taraftarı gazeteler, haberi manşetten ve olabildiğince geniş verirler. Haberlerin ayyuka çıktığı bir gün Sultan Vahdettin Sadrazam Ahmet Tevfik Paşa’ya oğlunun nerede olduğunu sorar. Paşanın cevabı kısadır: “Sarayda olduğunu sanıyorum.” Vahdettin gazeteyi uzatır ve “Bakın; Anadolu’ya kaçmış” der. Paşa’nın cevabı yine kısadır ama bu sefer oldukça manidar ve muhteşemdir: “Öyle ise görevini yapmaya gitmiş.”
Ahmet Tevfik Paşa Ankara’ya Padişah kadar katı ve soğuk değildir. Sadrazamlığı sırasında İnönü savaşlarından sonra Ankara hükümetiyle beraber bulunduğu Londra barış görüşmelerinde ‘’Söz Ankara delegesinin deyip jest yapmıştır.
İ.Hakkı bey kurtuluş savaşından sonra Bülent Ecevit’in teyzesi Ferhunde hanımla evlenir. Sonraki hayatında Diplomat olarak Türkiye’yi temsil eder.Ulviye sultandan olan kızı Hümeyra Sultanı çok özlediğini Atatürk’e açar.1924 yılında sürgünden ilk dönen hanedan üyesi olur. İnönü’nün girişimiyle 1939 da çıkarılan özel yasayla Enver paşanın 2 kızı (Rana ve Mahpeyker) beraber vatandaşlığa kabul edilir.
.