- Kategori
- Blog yazarları tartışıyor!
Hangisi daha vicdani? Cüzdan-i ret mi, vicdan-i ret mi?

Askerlikten kaçmak için her türlü numarayı yapan cüzdan-i retçiler askerliği ertelemek için ipe un serecek yolları bulmaktalar. Sürekli üniversite değiştirenler mezun olsa bile bir başka üniversiteye kayıt yaptırtanlar bu sınıfa giriyorlar. Yurt dışında ve içinde yüksek lisans ve ardından doktora yapan kişilerin yaşları ilerlediği için bu kişilerin cüzdan-i retçiliğini makul sayabiliriz. Vergi ve SSk Pirimlerini zamanında ödemeyerek iktidar olacaklardan af bekleyen vergi yüzsüzlerini de Cüzdan-i Retçi sınıfından sayabiliriz. Her iki durumda da bu ülkenin vergisini, pirimini zamanında ödeyen ve askerliğini zamanında yapan insanlarına haksızlık yapılmaktadır. İktidarlar bu durumu kendilerine oy getirecek alan olarak görmekteler.
Yine devletimizin Ali Cenaplılığı sonucu gecekondu affı, imar affı, hapishane affı vs. diye listeyi uzatabiliriz. Bu tür istismarlara duyarsız kalanlar devlet ve iktidar artık iş çığırından çıktığı için, hiç olmazsa ne kurtarırsam kar mantığıyla hareket etmekte tıkanıklılığı af yoluyla aşmaya çalışmaktadır. Her af gelecekte çıkacak affın beklentisini ve istismarını oluşturmaktadır.
Şayet özellikle askerlikle ilgili cüzdan-i retçilik artık kanıksanmıyorsa, iktidarı ve muhalefeti ile normal karşılanıyorsa ortada askerliğini seve seve yapanlar ile şehit ve gazi olanlar açısından acınası bir durum vardır. O zaman askerden geçerli gerekçesi olmadan Cüzdan-i Retçiliği ile kaçanların ödediği paralar özellikle şehit ve gazi aileleri ile askerlik görevini canı pahası yapanlar arasında paylaştırılmalıdır. Böylece vatan borcu yapan açısından adalet duygusu nedeniyle zül olmaktan çıkabilir.
Gelelim Vicdan-i Retçilere bunların bir kısmı askerliği düşünsel mantıklarına ters bulanlarla bir kısmı da Yahova Şahitleri gibi dini inançları nedeniyle askerlik yapmak istemeyenlerdir. Bu şahısların bilinen sayısı 200 kişi civarındadır. Buna bakarsak onbinleri bulan cüzdanı retçilerin yanında çok cüzi bir sayıdır. Fakat, Vicdan-i Retçilik çok kolaylıkla ayrılıkçı gruplar ve askerden kaçmak isteyen açısından da rahatlıkla cazibe merkezi oluşturabilecek bir durum arz etmektedir. Cüzdan-ı Retçilerin büyük kısmı rahatlıkla Vicdan-ı Retçilerin safına katılacaktır. Askerlik devlet otoritesinin olduğu yerde, emirle yapılan bir vatan borcudur. Bu özelliği dikkate alınarak düzenleme yapılmalıdır. Yoksa, askere çeşitli nedenlerle gitmeyenlerin sayısı, seve seve askere gidecek insan sayısından daha çok olacaktır.
Jeopolitik konumu nedeniyle askerlikten kaçıracak ve soğutacak düzenlemeler terörüzmün ve savaşların kol gezdiği coğrafya da yaşama şansımızı ortadan kaldıracaktır. Devlet otoritesinin kaybolduğu kurtuluş savaşı yıllarında savaşmayan, fakat elinde silahı ile eşkıyalık yapan 120 bin’den fazla savaş kaçkının olduğunu hatırlamamız gerekir. AB Ülkelerinin büyük kısmının Jeopolitik rahatlık bir çoğunda da paralı askerlik yapılıyor olmasından dolayı, Vicdan-ı Retçilik konusunda eli daha rahat gözükmektedir. Ayrıca Türk devlet yapısının temel taşlarını Ordu-Millet gelenliğinin oluşturuyor olması nedeniyle, bu konuda AB’ye uyum adında yapılacak düzenlemelerin, devletin bekası açısından büyük riskler taşıyacağını öngörebiliriz.
Ne Yapılabilir? Vicdan-i Retçilik toplumda bu konuda duyarlı kesimin itirazlarına rağamen gerçekleşirse, hiç olmazsa Vicdan-i Retçiliği kabul edilenlerin kabullerinin mümkün olduğunca zorlaştırılması, normal askerlik süresinin iki katı bedava kamu hizmeti vermeleri ve de bazı vatandaşlık haklarından kısıtlanmaları gerekir. Yoksa gün gelir seve seve askere gidecek adam bulamazsınız.