Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '11

 
Kategori
Eğitim
 

Hasanoğlan Köy Enstitüsü mezunu öğretmen Musa Kazım Yalım

Hasanoğlan Köy Enstitüsü mezunu öğretmen Musa Kazım Yalım
 

Musa Kazim Yalım öğretmen uduyla


Musa Kazım Yalım, 1950-1951 öğretim yılı Hasanoğlan Köy Enstitüsü mezunu. Ne zaman konusu geçse, Köy Enstitüleri'ni kapatmanın ve Türk Milli Eğitim tarihini karartmanın gerisinde olan güçleri hiç affedemiyor.

“Bu okullarımız sürseydi, eğitim kesintiye uğratılıp, kapatılmasaydı ülkemiz bu sıkıntıları yaşamayacak, eğitilip, yetiştirilen üretici ve yaratıcı insanlarla hem eğitim düzeyi artacak hem de her zorluğu yenmeyi başaracaktık. Kişilikli bir eğitimle, kendimize özgü bu sistemle, kişilikli kuşaklar yetişecek, el açmadan, bel bükmeden, kimselere yanaşmadan, ülkemiz kalkınma aşamalarını başaracaktı.

Çok yazık ettiler, çok...” Dertliydi. O günleri yaşamış, başarıları görmüştü. Serzenişinde yerden göğe değin haklıydı.

“Okulda ilk günlerimi hiç unutamam. Babamla birlikte Hasanoğlan'a geldik. Annem yoktu. Okumak zorundaydım. Babamla beni misafirhaneye götürüp ağırladılar. Ablalar bana yol gösterdi, okulu tanıttı. O kadar hoşuma gitmişti ki… Güzel yataklar, üç öğün yemek vardı. Ben bunları köyde bulamazdım, bulma olanağım da yoktu. Köyde nerdeyse ayağımda çarık bile yoktu diyebilirim. Bu ortam, bu yakınlık beni okula bağladı. Zaten başka çarem de yoktu. Ben okuyacaktım.

Babam beni bırakıp gitti. Benimle gelen dayımın oğlu daha sonra dayanamayıp okuldan ayrılıp köye döndü. Ben devam ettim. Mutluydum... Okulun çalışma düzeni, derslerde aldığım bilgiler, beni buraya bağladı. Örneğin, kürenin hacmini ölçmek için öğretmenin sınıfta bir karpuzu ortadan kesip, çevresine ip dolaması,  basit ölçüm yöntemini göstermesini hala unutamam.

Hele bağ çubuklarını dikip, numara vererek, her öğrenciye bakım için yanlarına diktiği plakalarla bu çubukların bakımının yapılması anlatılmaz. 1000 kök bağ çubuğu vardı. Numaralara göre bağ çubukları tek tek kontrol edilirdi. Öğrenciler bu kontrollere göre notlar alır, çubuklardan hangi gübre ile ne kadar verim alınacağı saptanır, kayıt altına alınırdı. Böylece tutulan kayıtlara göre, çubukların bakımı ve verimi, verilecek gübre miktarı belirlenir bundan sonraki çalışmalarda bu yol izlenerek verim artırılırdı. Ayrıca bu bulgulara göre orta Anadolu koşullarına en uygun yöntemler de belirlenmiş olurdu.

Tarım öğretmenimiz İzzet Palamar bu titizlik ve düzen içinde bizlere ciddi çalışmalar yaptırdı. Bağ çubuklarının numaralarına göre notlar ve öneriler hazırlamak için, her öğrenci titizlikle kendi bakımında olan asmaları izler, çalışmalarını yürütürdü. Bakım önerilerine göre yetişen asmalarda verimin artması ayrı bir mutluluk kaynağımızı oluştururdu.

Her çalışmamız yeni başarılar için adımlar atmamızın bir başlangıcıydı. Bunlardan biri de müzik çalışmalarıydı. Müzik dersinde; müzik eğilimi olan 80 kişi belirlenerek, bir mandolin orkestrası oluşturuldu.  Müzik öğretmenimiz Mehmet Öztekin'di. Çalışmalar ilerleyince, oluşan bu 80 kişililk orkestra ile konserler vermeye başladık. Orkestra elemanlarından biri de bendim. Konserde öğrendiğimiz çeşitli parçaları çaldık. Bizi dinleyenler arasında opera sanatçısı birisi de varmış, bizleri çok beğenmiş. Daha sonra bu sanatçı ile çok seslilik üzerine çokça konuşarak, tartışmalar yaptık. Çok sesli Türk müziği üzerinde ağırlıklı duruldu. Benim çok ilgimi çekiyordu. Sonraları bu sanatçının çok sesli Türk müziği çalışmaları oldu. Ne var ki, bazı tepkiler almaya başlayınca, çok sesli müzik çalışmalarından vazgeçtiğini öğrendik. O günlerde o tartışmaları sık sık anımsar, çok sesli müziğin yapılmasının gerektiğini hep düşünürdüm.

Bu bende bir tutku olarak kaldı.

Öğretmen olduktan yıllar sonra mandolin yerine çok sevdiğim enstruman olan udu alabildim. Bu günlerde de, o günlerde öğrendiğim parçaları zaman zaman çalıp söylüyorum. Türk Halk müziği ve Türk sanat müziğiyle yakından ilgilenip, fırsat buldukça arkadaşlarıma küçük konserler veriyorum. Böyle bir konseri Hasanoğlan’da 20-30 Temmuz 2010 tarihleri arasında yapılan Yaz Okulu Çalışması’nda gerçekleştirdim. Sanki enstitüdeki o öğrencilik yıllarıma döndüm, sanki o yılları yeniden yaşadım. Çok mutlu oldum.

Ancak çevrede gördüğüm görüntüler, yıkıntılar, bakımsızlık, ilgisizlik, vurdum duymazlık beni çok etkiledi, üzüldüm.

Yine de geleceğe ümitlerle bakıyorum. Çünkü kıpırdanışları sezmek bile beni ümitlendirdi. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum." Daha zaman olsa anlatacakları vardı Musa Kazım Yalım öğretmenin. Ne var ki, yorulmuştu.

Musa Kazım Yalım öğretmenize sağlıklar diliyoruz. Ki; bize daha çok örneklik etsinler.

 

Mehmet ERBİL

www.mehmet-erbil.tr.gg

 
Toplam blog
: 63
: 729
Kayıt tarihi
: 29.09.11
 
 

Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi-Yüksek Lisans Resim-19 kişisel Resim Sergisi Yazı..