- Kategori
- Aşk - Evlilik
Hasb-i halim

Bugün kimse bana dokunmasa da ben hep şu battaniyenin altında kalsam-kaç yıl böyle kalabilirim acaba-kimseyi duymak istemiyorum şu an kimseyle konuşmak da… Çok yorgunum. Yıllarca uyusam geçer mi bu yorgunluğum. Hiçbir şey hafifletmiyor içimi, boşuna uğraşmayın. Zaman denilen afete söyleyin geçsin gitsin hayat penceremden ben bakakalayım ardından…
Yüreğim yorgun ama, parmaklarım değil anlaşılan… Bir hışımla yazmak istiyorlar…Ne anlatacaklarsa …
Yüreğimin dinleyesi yok, konuşası yok, yazası yok, yaşayası yok, gözlerimin gülesi yok, niye zorluyorum.
Hayatımda tat veren her şeyden uzağım bu günlerde… Kitap okuyamıyorum, yazı yazamıyorum, gülümseyemiyorum… Niye…
Aaaa! Ben sevmedim bu halimi tanıdık bir hal hatırlamak istemediğim. İsyan ediyorum var mı bir itiraz ?Bana ne ?
Zil çaldı! Güven ve saygının huysuz oğlu geldi yine kapıma. Gördüm seni, gördüm seni… Annem yabancılara kapını açma dedi. Gerçi sen yabancısı değilsin yüreğimin ama, açmam sana! Pışık! Kolaydı içeri girmek! Sürüm sürüm sürünesin kapılarda!Girersen beni süründürürsün bilirim…