Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ocak '12

 
Kategori
Yetenekler
 

Havalanmak, uçmak ve konmak üzerine...

Havalanmak, uçmak ve konmak üzerine...
 

Konmayı becerememek


Kanatlı hayvanların uçabilenleri, bir tek istisna hariç, uçtuktan sonra yere konacaklarında rüzgarı hep önden alırlar. Uçaklar da, bu doğa olayı gözlenerek ve örnek alınarak yapıldığı için, aynı prensibe göre kalkar ve inerler. 

Ördek ve Angut, aynı familyada yer alan kanatlı canlılardır. Herkesin malumu olduğu üzere, her iki hayvan da güzel Türkçemizde 'argo' olarak pek de hoş karşılıklara sahip değillerdir.
 
Ördek; karayolu ile yapılan insan taşımacılığında, bir yerden başka bir yere gitmek üzere düzenli sefer yapan otobüs, minibüs, dolmuş gibi, içinde ücretini ödemiş yolcuların bulunduğu araçların, seyahatleri esnasında yolda, eğer yer varsa oturarak yoksa da ayakta gitmek üzere aldıkları kişileri tanımlamak için kullanılır.
 
Ördek olarak tanımlanan yolcu, kendini bulunduğu yerden alıp gitmeyi düşündüğü noktaya ulaştıracak araç için seçici olma lüksüne sahip değildir, kısaca ''Artık ne çıkarsa bahtına'' durumundadır ve kendisine yol ücreti olarak ne söylenirse öder, yer olarak neresi gösterilirse de oturur. Öyle biletini bir hafta önceden almış Kamil Koç yolcusu gibi, yok bayan yanı, cam kenarı, tekerlek üstü, 26 numara gibi kaprisler yapmaz, yapamaz, yapmak istese bile zaten yaptırmazlar. O da bunu bildiği için pek fazla sesini çıkarmadan, sessiz sedasız yolculuğunu sonlandırmaya bakar. 
 
Ördeklerin genlerinde de şöyle bir durum söz konusudur ki bu özellikleri de genellikle erken ölümlerine sebep olur; trafiğin olduğu yollarda, karşıdan karşıya uçarak geçebilecekken, ısrarla ve inatla öndeki ördeğin peşine tek sıra halinde takılıp yürümeyi tercih ederler.
 
Aynı familyanın bu iki ders almaz kanatlısı, işte bu sebeplerden biz Türklere alay malzemesi olurlar. 
 
Arkadaşları tarafından gaza gelip havalanan ama sırf gazla da bu işin yürümeyeceğini gördüklerinde bu sefer de yere inmek isteyen angutlar, arkalarından esen rüzgar dolayısıyla ne yazık ki tepetaklak olup, çakılırlar toprağa. 
 
Konmayı beceremeyecekler, sağın solun fazla gazına gelip havalanmamaları gerektiğini bir türlü öğrenemez ve zaten kendileri öğrenemediği için de sonraki kuşaklara aktarmaları da söz konusu bile olamaz.
 
Hadi angutlar, yardıkları kafa gözle, ağır hasarlı olarak kazayı atlatırlar belki ama ördeklerin durumu, dosta düşmana örnek olacak kadar acıklıdır. Karşıdan karşıya geçerken ezilen bir düzine ördek, insanın yüreğini sızlatır. Yola ilk atlayan ve önde giden liderlerine körü körüne bağlılık, kafayı bile kaldırıp sağda solda neler oluyor diye bakmayan, arkadan gelen at gözlüklü ördekleri bu hayattan alır götürür.
 
Demem o ki; hadi ördeklerle, angutlar hayvanlar aleminden, tarihten bihaber canlılar. Akıl yok, bilgi aktarımı yok, tarihleri de yazılmamış ki okuyabilsinler, peki insanlar niye bu halde o zaman? 
 
Her gaza gelen bir havaya giriyor, sonra gazı verenler yakıtlarını kesince de tek başlarına artık havada kalamayacaklarını anlayıp inmeye çalışsalar bile kafa üstü çakılmaktan kurtulamıyorlar angut gibi. Ya da, bir yerlere ulaşmak için olmadık liderler seçip kendilerine, peşlerine takılıyorlar, akıldan, fikirden, izandan uzak düşüp. İnsanın içi gidiyor zavallıcıkları asfalttan kazırken. Kendi kanatlarına güvenip uçmaktansa başkasının kuyruğunu takip eden ördeklerin örnekleriyle dolu tarih.
 
İnsan olmanın erdemlerini unutmayan ve sadece bilimi kendilerine rehber edinenlerin dünyanın geleceğini şekillendireceği, geri kalanları ise ördekler ve angutlardan ayırt etmenin gittikçe zorlaşacağı zamanlardayız.  
 
Bu gerçeğin farkına varıp ona göre şimdiden safları belirlemekte fayda var.
 
Toplam blog
: 344
: 1122
Kayıt tarihi
: 22.07.09
 
 

Okur yazarım. Okur yazarlıktan kastım, okuduklarımı yazmamdır ki, bu yazılarımı genellikle 'kitap..