Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

24 Mayıs '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hay huy meselesi!

Hay huy meselesi!
 

Bir anda birisi der ki, bir tişört aldım ama dar geldi bana, ya da bak bu kitap çok güzel al sen de oku ya da fazla yapmışım yemeği komşu, bir tabak da size getirdim…

Örnekler çoktur, nasıl rejim yaptığını anlatır biri, madde madde söyler doktorunun dediklerini, ya da başınız ağrıyorken, gel reiki yapayım sana denir, mesela…

Bio enerjileri ayrı tutuyorum, onlar zaten laf ile kabul edilseler dahi, beyin ve yürek kabul etmediğinde karşı tarafa geçmezler ancak maddeler genelde teşekkürle kabul edilirler ama gelin görün ki ya giyilmez, ya yenmez, ya da uygulanmaz, kitaplarsa bir türlü okunamazlar çoğu kere!

Nedeni ise maalesef çok basittir: bedavadan gelmiştir!..

Çok severiz alırken bedava gelen şeyleri ancak kullanma konusuna gelince nedense bir duraksama oluşur.

Öncelikle, bedava geldiği için yeterince önemsemeyiz!

Emek harcamadan, bedel ödemeden sahip olduğumuz şeyler yeterince değerli görünmüyor gözümüze.

Yeterince değer vermediğimiz şeylere de güvenemiyoruz.

İçten içe, birlerinin işine yaramayan bir şeyinin işimize yaraması dürter durur egomuzu, sanıyorum…

Pardon, bu arada, bir kitabı almaya niyetlenen, canı bir yemek çeken, tişörte ihtiyacı olduğunu söyleyen ve bunlar karşılığında aaa şekerim o kitap bende var, al oku, tatlım dar gelen tişörtüm var, değiştirmem de olanaksız, canım boşuna gitme rejim için doktora, bak var bende benzer bir reçete durumlarını izninizle ayrı tutuyorum!

Neden? Çünkü çok basit: Ona sahip olmaya niyetlenmiş, onu istiyor ve sunulanı teşekkürle kabul ediyor!

Kabul ile de kalmayıp, severek kullanıyor, yararlanıyor, uyguluyor!

……

Durum tarafımdan kavranılmıştır: Planımız, isteğimiz, niyetimiz dahilinde olmayan şeyler bizlere bedava olarak sunulduğunda anlamsız geliyor!

Seviniyoruz, ya da kırmamak adına kabul ediyoruz ilk etapta, ancak amaçlamadığımızdan dolayı şık bir jest olarak algılıyoruz…

Ya da kişinin psikolojisi ve yaşama bakışına göre, çirkin yakıştırmalarda bile bulunabiliyoruz…

Sonuç olarak, sunulan her ne ise, gerçek değerini bulamıyor, havadan geldiğinde!

….

Oysa almaya, kullanmaya, uygulamaya, okumaya hazır nice insanların ellerinde ne kapılar, ne pencereler açabilecek eşya ve bilgiler birilerince çöpe atılıyor birer birer, havadan geldiğinden!..

….

İnsanın özü bu muydu gerçekten, mutasyon geçirerek mi bu hale geldik?

Yoksa, bunları aşmamız için midir açlık, kasırgalar, deprem ve tsunami gibi sınavlar?

Bilemiyorum!...


Gülgün Karaoğlu
Mayıs,07/08

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara