- Kategori
- Güncel
Hayat Sana Teşekkürler...

Bazıları boş geçmiyor bu dünyadan…
Örnek kişilikleri, ilkeli yaşamları, cesaretleri, emekleri, insana ve yaşadıkları topluma kattıkları değerlerle dolu dolu yaşıyorlar.
Her fani er ya da geç ölümle yüzleşir.
Mezar taşlarında yazan doğum ve ölüm tarihlerinin arasındaki ( - ) işaretindedir bir ömrün özeti…
Bugün bu yazıyı ömrünü baştan sona anlamlı işlere adayarak geçirmiş, değerli bir bilim kadını, iyi bir hekim, iyi bir anne, binlerce çocuk için ışık yakmış bir eğitim gönüllüsü, vatansever ve Atatürkçü bir Türk kadını için yazıyorum.
“Ben kendimi Atatürk’ün kızı olarak görüyorum” demişti ve öyleydi de.
Tüm hayatını ilimin, bilimin ışığıyla geçirdi.
İnsan, millet ve vatan sevgisiyle dolu çok çalışkan bir insandı.
Keskin zekası ve bilgisiyle ülkesinin başına gelecekleri çok önceden gören bir aydındı.
Bir cesur yürekti…
Memleketinin ancak eğitimle kurtulabileceğini bilen ve bu yolda gece gündüz çalışan bir eğitim gönüllüsüydü.
Kısacası aynı Atatürk gibiydi, “ Kendimi onun kızı olarak görüyorum” sözünün hakkını verdi.
Bu yazı benim ona bir teşekkürüm…
İnsan olarak, anne olarak , bu memleketin bir ferdi olarak…
Verdiği dersler, gösterdiği işaretler ve yaktığı ışık için…
İyi ki bu dünyadan ve iyi ki de bizim ülkemizden geçti.
Bedeni toprak oldu ama fikirleri ve izleri ile yaşamaya ve yaşatılmaya devam ediyor ve edecek.
Binlerce kardelenin annesi o…
“ Haydi kızlar okula “ diyerek tüm genç kızlara, çocuklara kurtuluşun anahtarını veren koca yürekli güzel bir insan, bir idol, aydın, eğitimli bir cumhuriyet kadını.
Bir insanın asaleti, duruşundan belli olur.
Her zaman yüzünde ve bakışında ancak kendini ve ne yaptığını bilen insanlara bahşedilen güven ve huzur vardı.
Bazı insanlar ne hastayken ne de yaşlıyken güçlerinden bir şey kaybetmiyor.
Çünkü o güç, erdemin, aklın, baş eğmezliğin, bilginin gücü!
Bu yüzden hep güzel, hep karizmatik…
Yazımı, Türkan Saylan hocamız ve yarınlarımız için söylenebilecek en doğru ve güzel sözü şiirle söyleyen Zülfü Livaneli ile bitireyim.
Doğu’da bir köy gördüm
dağların arasında,
öyle mahzun, çaresiz,
kalakalmış.
Çıplak kavakları bile
hüzünlü kalemler gibi
kara saplanmış.
Köyün ortasında bir okul
Ve tezek sobasıyla ısınmaya çalışan çocuklar.
Bir bıcırık kız,
Yanında bir karamuk oğlan.
Buz gibi elleri
ama gözleri ahu,
gözleri ceylan.
Adın ne dedim kıza
Dedi: Benim adım Türkan.
Oğlan ekledi: Benimki de Saylan.
Dedim;
Dayan yüreğim dayan.
Madem ki bu çocuklar Türkan
Madem ki bu çocuklar Saylan
Gelecek onlarındır,
Gerisi yalan.
Değişir bu düzen
Döner bu devran
Saygı, özlem ve minnetle….