Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '11

 
Kategori
Deneme
 

Hayatı ıskalamak kaç yıldan başlar?

Hayatı ıskalamak kaç yıldan başlar?
 


Hiç kıl payı bir şeyleri kaçırdığınızı hissettiniz mi önceden? Fark ederek ya da hiç haberiniz olmadan kıl payı neleri kaçırdığınızı hiç merak ettiniz mi? 

Otobüs durağına gelmeden sadece birkaç kare önce, yarım saatte bir geçen o otobüs geçip de tam 30 dakikanızı durakta beklemek zorunda kalarak geçirdiğiniz zamanlar mesela… Bir kitapçıya girip de istediğiniz son kitabın, sizden 5 dakika önce gelen müşteriye, aldığı birkaç kitabın yanında hediye verildiğini duyduğunuzdaki hezeyanınızı hissedin tekrar… Onca hazırlanarak gittiğiniz sinemada, bileti birkaç dakika arayla o filmi hiç sevmeyen birisine satan görevli eğer bilseydi ki siz daha çok hak edecektiniz o sahneleri görmeyi, hiç satar mıydı o bileti acaba? 

Senelerce aradığınız kardeşinizi birkaç ay önce “aslında” kaybetmiş olduğunuz öğrenmenin verdiği acı neyle ölçülebilir ki? Bir arkadaşınıza yıllar sonra sürpriz yapmak için uğradığınızda kapıya çıkan tanımadığınız sima, size, aradığınız kişinin yerine sadece 1 hafta önce taşındığını söylediğinde “teşekkür ederim” diyip arkanızı dönmekten başka hangi seçenek kalır? “Dün işten 5 dakika daha geç çıksaydın biz de senin evinin tarafına gitmiştik” dediklerinde sen, 2 saatlik yolu alalı 12 saati geçmiştir. 

Bir kızı tanıdınız ve âşık oldunuz… Ama o kadar da sevinmeyin çünkü “ruh ikizim dedikleri bundan daha farklı bir şey olmaz herhalde” dediğiniz insan artık sizin olamayacak kadar başkasınınsa eğer yapacak bir şeyiniz kalmamıştır. Oysaki öyle birisinin dünya üzerinde yaşamadığına inandıracak kadar gerçek üstü geldiğinden hiç aramamıştınız bile zamanında. 

Hep sonuna yetişiriz sevdiğimiz, aradığımız, istediğimiz şeylerin. Başkalarının olmuşlardır onlar artık… Sizin ne de değer vereceğiniz şeylerdi aslında ama şimdi başkaları eskitiyor… 

Önümüzden kareler geçer… Çoğu zaman hızlı hızlı geçeriz ayrıntılarına bakmadan, bazılarında ise durup öylece saniyelerce bakarız anlamını bulabilmek için… Anlamı çok basittir aslında, tek bir cümle geçer akıldan o sırada: “Kırk yılda bir gibisin…” 

40 yıl… 

Özlem bu rakamla anlatılır, ulaşılmazlık bu rakamla ve hatta hatır-kıymet bu rakamla anlatılır. 40 yıl hatırı olur çünkü içilen bir acı kahvenin ve bir harfin kırk yıllık süresi vardır kul-köle olmak için… Öyle bir rakamdır ki, sadece senin için değerli olan şeylere kullandığından belki de hiç eskimez… Hor kullanmazsın, en güzel anlarında kullanacağından nadiren çıkarırsın güneş ışığına, yıpranmaz… 

Sonra bir çerçeve dükkânı açar amcanın birisi ve bu cümleyi kırık dökük dükkânının üzerine yazar badana fırçasıyla ki o zaman anlarsın, yaşlı bir cümledir aslında: Kırk Yılda Bir Gibisin… Öyle güzel yazmıştı ve öyle güzel bir amaç için yazmıştı ki, kırk yıl düşünsem aklıma gelmez… 

 
Toplam blog
: 57
: 877
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

1985 doğumluyum ve geçmişte yaptığım işlerle ilgili her bilgiyi önceki adımlarda sizlerle paylaşt..