Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Temmuz '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hayatımızı harcamayalım!

Hayatımızı harcamayalım!
 

Bazen ne kadar çabalarsak çabalayalım herşey olacağına varıyor. Hayat hiç adil değil. Bazılarına kepçeyle verirken bazılarına çay kaşığıyla veriyor. Hatta utanmayıp çay kaşığıyla verdiğini de kepçeyle geri alıyor.

İnsanların hayat hikayelerini dinlediğimde çoğu zaman kötü bir film izliyor gibi hissediyorum. İnsan duyduklarına inanamıyor. “Bu kadar olmaz!” dedirtiyor.

Hayatının kötü gitmesinde kişinin hiç mi katkısı yoktur?

Vardır elbette. Her ne kadar, “Herkesin doğrusu en doğru” desek de bu masaldan başka birşey değildir. Bu sözü sadece kendimizi rahatlatmak için söyleriz, sonra kendi masalımıza kendimiz inanırız.

Doğru tekdir. Herkesin doğrusu en doğru olursa, yanlışlarla doğrular birbirine karışır ki, artık günümüzde tam da bunu yaşıyoruz.

Yanlış kararlar, yanlış insanlar, yanlış hayatlar, yanlış zamanlar bize yol su elektrik olarak geri dönmüyor elbette. “Zarar” olarak geri dönüyor.

Özellikle yanlış kararlar, kişinin itinayla kendi hayatını ve çevresindekilerinin hayatını karartması için ideal yoldur.

Yanlış karar verirken neye göre veririz?

Doğru olduğuna inandığımız için, yapacak başka şeyimiz olmadığı için, aptal olduğumuz için, yarını göremediğimiz için, işimize öyle geldiği için, sağlıklı düşünemediğimiz için, bazen de inadımızdan veririz.

“Hayat çizgisi” diye bir şeyden bahsediliyor. Böyle bir çizgi belki de vardır ama bununla birlikte insanlarda akıl da var. Aklımızı en iyi şekilde kullanırız ama bazen bütün çabamıza rağmen olumsuzlukları gideremeyiz. Ona yapacak birşey yoktur. Çizgi varsa tam da burada vardır işte.

Kimsenin dört dörtlük bir hayat sürdüğüne inanmıyorum. Mutlaka bir şeyler eksik veya fazladır. Çok klişe belki ama sağlık her şeyden önce geliyor. Sağlıklı olan kişinin önce onunla mutlu olmayı bilmesi gerekir. Diğerleri ayrıntı.

Her ne kadar, uzmanlar insanoğlunun 800 yaşına kadar yaşayabileceğini savunsalar da şimdilik bu teori hayalden öteye geçmiyor.İnsan ömrü en iyi ihtimal bir asır.

Bu süre uzun bir süre gibi görünse de, aslında göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor.

Doğar büyür yaşlanır ve ölürüz.

Zaman bizim hem en büyük dostumuz hem de en büyük düşmanımız.

Elden ele dolaşan mailler vardır bilirsiniz

İnsanlar hayatlarının sonuna doğru geriye dönüp baktıklarında koca bir hiç görürler ve bu sadece kendi başlarına gelir sanırlar.

Oysa yaşamın sonlarına varıldığında herkes kendi hayatında boşa geçen zamanlar, hiç gerçekleştirilemeyen istekler, gidilmemiş yerler, söylenmemiş sözler olduğunu farkeder.

Ve sonra başlar pişmanlıklar.


Hayatımızı harcamayalım. Yaşayalım!

:) İyi bayramlar.

http://www.esmakahraman.com/hayatinizi-harcamayin/

 
Toplam blog
: 1929
: 661
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

  Hayatı ciddiye almam, emeği çok ciddiye alırım. Dünyanın en vazgeçilmez üçlüsü; çocuklar, çiçek..