- Kategori
- Felsefe
Hayatın amacı
Merhaba Dostlar;
İstedim ki bugün hep birlikte birazcık Hayatımızın Amacından konuşalım. Sizlerle sohbete çok sevdiğim deyişlerden birini aktararak başlamak isterim. "Eğer hangi limana doğru seyrettiğimizi bilmiyorsak, hiçbir rüzgâr bizim için uygun değildir” (SENECA). Ne kadar doğru değil mi?
Rüzgâr var, tekne var, serdümen var, amma… Hedef belli değil, amaç da yok. Alın size hayatta dolaşan bir serseri mayın. Nerede, ne zaman, ne yapacağı belli değil. Bütün işi dalgaların insafına kalmış. Arada başka tekneleri de yolundan etmesi olası mı değil mi?
İşte, demem o ki, biraz hayata neden geldiğimiz üzerine düşünelim. Hep diyoruz ya “Hiçbir şey tesadüf değildir. Tesadüfler bizlerin, manevi, fikri ve de bedeni gelişimimiz için hazırlanmış kozmik sahnelerdir diye!
Bu pencereden bakınca görülüyor ki hakikaten de olayların hayatımıza giriş sıraları, sokan kişiler, sonuç-neden ilişkileri hepsi bir sıra ve düzen içinde oluyor. Biz anlayıncaya kadar da geçip gidiyor zaten. Sonraki irdelemelerimiz sırasında da bizlere şaşmak kalıyor. Galiba biz hayatı birkaç adım geriden takip ediyoruz. Bu konuda anlayışımız mı kıt yoksa işimize mi gelmiyor? Halen çözebilmiş değilim. Ama galiba anladığımız anda alacağımız sorumluluk işimize gelmiyor. Nasılsa başkaları var ya. O zaman da bir bakıyoruz ki hayatımızın dümenini başkaları tutuyor. Başlıyoruz sonraki adımda kaderi suçlamaya.
Bence aramak lazım. Yolları, amaçları, hayatı, girişlerini, çıkışlarını. Korkmadan, yılmadan ama zorlamadan, kırmadan, kırılmadan.
Bu konuyu bugün fazla uzatıp sizleri de sıkmadan gene çok sevdiğim başka bir deyişle bitiriyorum.
“ Köşede, yeni bir yol ya da gizli bir giriş bizi bekliyor olabilir” (TOLKIEN)
Sizlerle daha neler neler paylaşacağım bir bilseniz. Bir daha ki sohbete kadar hem düşünün hem de merak edin. :))))
Sevgiyle kalın, sağlıkla yaşayın.