- Kategori
- Öykü
Hayatta ancak yanında tutacak bir eli olan insan gülümseyebilir

Öykü tarzında yazmıyordum.
Bugün değişiklik olsun dedim.
Yazın, kumsalda oturmuş kitap okuyordum.
Biraz ilerde biri erkek, bir kız iki küçük çocuk, kürekleri kovaları almışlar, blog resminde görüldüğü gibi ev gibi bir şey yapıyorlardı. Sanki yaptıkları evden çok kaleye benziyordu.
Çocukların yaptıkları ev, tam dalganın gelmediği bir yerdi. Ama bazen evin ucuna kadar geliyordu dalga. Ama eve kadar gelemiyordu. Çocuklardan biri ebeveynlerinden yardım istedi. Belli ki daha kısa zamanda bitirmek istiyordu. Ebeveyn oralı bile olmadı.
İki çocuk birlikte çalışmaya devam ettiler. O sıcakta, bazen terleyerek harıl harıl çalışıyorlardı.
Yaptıkları ev mi, kale mi ne olduğunu tahmin edemediğim yapı, neredeyse tamamlanmışken, büyük bir dalga geldi. Kaleyi bozdu. 45 dakikalık emek, bir anda ıslak bir kum yığınına dönüştü. Çocuklar ter içinde kalmışlardı bende bütün uğraşlarının bir anda gözlerinin önünde yok olmasıyla, çocukların gözyaşlarına boğulmalarını bekliyordum.
Ama öyle olmadı. Bende şaşırdım.
Ağlamak yerine, ikisi de kalkıp el ele tutuştular ve gülerek kıyıdan biraz daha uzaklaşıp yeni bir ev yapmaya giriştiler.
Aslında bu önemli bir durumdu.
Hayatımızdaki bir çok olay, ilişki aslında bu kumdan yapılmış ev gibidir. Başka insanlarla kurduğumuz ilişkiler de gün gelir yıkılabilir. Er ya da geç, bir dalga gelip, her şeyi bir anda yıkabilir.
Böyle bir durum karşısında ise, ancak yanında tutacak bir eli olan insan gülümseyebilir