Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '08

 
Kategori
Öykü
 

Hayrünnisa teyzenin kızı.

Hayrünnisa teyzenin kızı.
 

  Çocuksu duyguların yaşandığı bir dönemde bilmem kaçıncı evimize taşınmıştık nihayet.

Eski bir apartmanın bodrum katında iki odalı bir yerdi.
Olsun varsın, gecekondu ev sonrasında apartman dairesinde oturuyorduk ya!
Ağırladığımız ilk misafirimiz giriş katta oturan Hayrünnisa teyzeydi!
Güle güle oturun derken elindeki sürahi takımı hediyesini usulca masanın üstüne bırakmıştı!
Ama kızı tek kelime etmemişti?
Gözlerini kaçırmaya çalışsada ben derinliklerinde kaybolmuştum çoktan!
Çok kasıntıydı, çok havalıydı.
Bir üst katımızda oturmak farkı için çok insafsızca bir davranış değil miydi?
Karşı apartmanın duvarını ya da bahçe duvarını görmek fark eder miydi?
 
Adının Gül olduğunu öğrenmiştim ama hatır için bile olsa hiç gülünmez mi?
Hepimiz insanız işte, tepeden bakmanın ne gereği var?
Kanarya sesi çıkaran zilimiz bile var oysa!
Mermerden kapı eşimiz bile var!
Hatta posta kutumuz bile, ama herdaim mektupsuz!
Bize ait olan kömürlük dış kapımızın hemen yanındaydı.
Eve kattığımızda diğer daireler kadar büyüklüğe sahip olurdu hemde!
Güneş ışığıda olmasın varsın!
Duvarlarında çiçek resimleri var ya!
İki oda salon salomanje olması işten bile değil!
Hem de teras katta oturmaya bedel!
 
Peki Gül'ün bakışları değişecek miydi o zaman?
Ama ya bodrum kat gerçeği ne olacak?
Öyle ya, davul bile dengi dengine demişler!
Olsun yinede denemeye değerdi.
Alalecele kömürlüğü badanalamış kendime oda olarak hazırlamıştım.
Gaz lambasının hüzünlü ışığı altında şiirler yazardım Gül için.
Pikabımdan Ferdi Tayfur dinlerdim sabahlara kadar.
Ağlardım kimseler göremezdi.
Annem seslendiğinde gözlerimi kolumla siliverirdim hemencecik.
Onun üzülmesine dayanamazdım.
İlk göz ağrısıydım ne de olsa!
 
Onların bir üst katındaki daire boşalmış diye duymuştum.
Arka cepheye bakıyormuş ama olsun.
Balkonu var ya, o bile yeter.
Hayrünnisa teyzeler giriş katta ama balkonları yok.
 
Kirası ödemekte olduğumuzun iki katıydı.
Ama Gül ile denk olmamız için değerdi.
Oraya taşınmak için anneme yalvarmıştım bir umutla!
Oğlunun dileğini kırmamıştı borca sıkışmak pahasına!
Ama bu defa da kıskançlıktan somurtkan bir yüz ifadesi takınmıştı Gül.
Bitmedi gitti omuz silkmeleri, dudak bükmeleri!
Hele o hokka burnunu kıvırmaya görsün!
 
Sanki o peri padişahının kızı bense garip çobanım!
Neymiş efendim, o tahsilliymiş, liseyi bitirmiş!
Demek ki havası boş yere değil.
Yalan da değil, şımarmayı hak edecek kadar çok güzeldi.
Gamzelerinin çukurunda kendimi kaybetmem boşuna değildi!
Dünyaları verseler değişmezdim saçının bir teline
Gözleri için gözümü sakınmazdım hiç budaktan
 
Dışarıdan lise bitirme sınavlarına girerdim onun için.
Üniversiteyi bile kazanmam işten değildi.
Peki ya yine beğenmezse?
Okuyupta ne yapacağım ona aşkım olmasa!
Mesleğim var ya işte ne güzel.
Bir gülüverse, sadece bir defalık.
Yeter ki ben merhaba dediğimde kafasını çevirmese.
Parklarda sabahlamazdım o zaman.
 
 
Toplam blog
: 1021
: 1607
Kayıt tarihi
: 19.10.07
 
 

Çok eski olmayan bir tarihte tıpkı sizler gibi Melek'lere gülümsermişim uykulu hallerimde!  ..