Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '10

 
Kategori
İlişkiler
 

Hediye Kutusu

Hediye Kutusu
 

netten.


Kadın telaş içinde odasında dışarı çıkmak için hazırlanıyordu. En son kıyafetlerine uygun bir küpe takacağım diye aklından geçirdi. Ve çekmecesini kontrol etti ama o mavi taşlı küpeler yoktu .

Diğer tarafa baktı ama göremiyordu kendi kendine söylenip nereye bıraktım acaba bunları derken en alt çekmeceyi kurcalamayı karar verdi. Eğilmeden el yordamı ile çekmecesine bakındı .Sağ sola elini dolaştırırken; eline küçük bir kutusu geldi ve çekmecen çıkarıp baktığında daha hediye jelatini çıkarılmamış bir kutu olduğunu gördü.

Şaşırdı birkaç saniye sonra da aklına ne olduğu aklına geldi ve birden bire zihni allak bullak oldu . Bir yere oturması gerektiğini hissetti ama odada ki sandalye ye de gitmeye takati kalmamıştı. Dolabın kenarında ki boşluğa çömeldi.

***

Elinde ki hediye kutusuna dikkatli bakınca zihni onu Haydarpaşa Garın da paketin eline verilişi geldi aklına.

Orda bir bankta oturmuşlardı en son yan yana.

- Aşkım seni çok sevdim ama biliyorsun sorumluluklarım var gitmem konusunda bende çok zor karar verdim.

- Sen benim vazgeçilmezimsin ama inan çocuklar çok küçük onların bana ihtiyacı var.

Ahmet sürekli olarak Gülizar’a bir şeyler anlatıyordu aşkıyla ile ilgili. Sarfettiği her cümle ama ile bitiyordu.

- Canım, senden hayatımda bir tek kadınım sen olarak kalacaksın ama artık buralarda kalmak aklımda ki düşüncelerden uzaklaşamamak ikilemler arasında sana da işkence çektiriyorum.

- Benim güzel gözlü yarim derim sana öylede kalacaksın bende.

- Sana bu son günün anısına sadece küçük bir hediye aldım lütfen kabul et ve beni anlamanı rica ediyorum.

- Ve inan aşkım inan bana seni susarak özleyeceğim hep

Ahmet sevdiği kadına veda ediyordu , Gülizar bu sona doğru geldiklerini hissetmişti sanki isyan etse de kabul edilmeyeceği anlamıştı.

Ahmet, gelen Ankara trenine binerek gitmişti. Arkasında bir el salmaya bile hali kalmamıştı. O bankta daha ne kadar oturdu ne zaman eve döndüğü çok net hatırlayamadı.

Günler kadın için çok ızdıraplı geçmşti. çünkü ayrılık acısı yüreğinde büyük yaralar açmıştı.

Aklına geldiğince Ahmet’i aramayı o kadar alışmıştı ki her telefonu eline alışında Ahmet’i arıyor ama her seferinde tekrar vazgeç tuşuna basıyordu.

Ahmet'te söylediği gibi yapmıştı...Susmuştu.

Resimler ve onu hatırlatacak her şeyi kendi dolabında karton kutunun içinde koyaraka en yüksek rafa kaldırmıştı güya orda kalacak ve yüreğinde ki yaranın kapamasını sağlamış olacaktı. Ama o küçük hediye kutusu hariç.

Neden kutuyu hiç açmadığını hatırlamayadı ve neden onu o çekmeceye koymuştu hafızasını zorladı ama maalesef bomboştu.

Özenle açarak kutuyu hediye ye baktı seneler sonra. Çok güzel bir kolye ucuydu ve rengi kırmızıydı . Gülümsedi çünkü Ahmet'in kırmıza olan düşkünlüğümü bilmesi ve o renkte olması onu sevindirdi. Çok narin ve hoş bir cam üfleme ile yapılmış bir kolye ucu …

Ahh Ahmet dedi kadın ve gözlerinde ki yaşlara engel olamadı dökülüverdi.

**

Diğer odadan gelen telefon sesiyle irkildi. Biraz sendeleyerek kalktı ve telefonuna ulaştı açtığında telefonu

‘’ Güzelim nerdesin sen . neler oluyor ..geç kaldın senin huyun değildir merak ettim kaçtır arıyorum neden açmıyorsun şu telefonu ‘’ .. Gülizar bu sesi duyduğuna öyle sevinmişti biraz durgun bir sesle ‘’ Canım arkadaşım birazdan geliyorum yanına bir aksilik oldu lütfen bekle geliyorum’’.

Gülizar üzerindeki tüm kıyafetleri çıkardı. Kot bir pantolon, beyaz bir gömlek ve o güzel kırmızı kolyeyi boynuna taktı ve hafifce saçlarını topladı. Kendine çok yakışmış dedi aynada. Telaşla evden çıktı.

**

Hayat her zaman bize dersler vermeye devam edecek...

Acı ve tatlı, güzel ve çirkin, mutlu ve mutsuz tüm detayları ile hayat devam edecek akışında.

**

Gelincik.

 
Toplam blog
: 110
: 2117
Kayıt tarihi
: 18.10.08
 
 

Kendimle ilgili ne yazabilirim diye düşündüm uzunca... Aslen Malatyalıyım.. İstanbulda yaşıyorum ..