- Kategori
- Güncel
Heeyyy adamım!…

Yalnız Kendisi İçin Var Olan Kişilik
Heeyyy Adamım!…
Adamı olmak. 1 - Bir yerde sağlam iş bitiren tanıdığı olmak. 2 – Birileri için iş bitiren kişi olmak.
İster dayı amca olun iş bitirin veya besleme olun veyahut da iş bitirici dayı amcanın emir kulu olun. Her durumunda da birilerinin adamısınız. Birileri için çalışırsınız. Hatır için, merhamet için, boyun borcu için, emir aldığınız için, para için, menfaat için adamlık yaparsınız. İşte bunları yaptığınız zaman da işinizin adamı olamazsınız.
Görev, bir işin en iyi şekilde yapılması için verilmiş talimat. Ama gerçekten işi yapmak için. Saman altından veya gizli amaçları gerektiren işler için değil. Sadık, dürüst, samimi, işin adamı olarak görevinizi yapabiliyorsanız hakkını verirsiniz işiniz. Makamınızda kendi çabanız ile bulunuyorsanız, kimseye borçlu değilseniz kimsenin de adamı değilseniz halk için gerçek hizmeti üretebilirsiniz.
Belki bu adamcılık sevdamızdandır bizim bu kadar çok siyasi parti sahibi olmamız, aynı amaca hizmet veren farklı derneklere, diğer sosyal baskı kurumlarına ve cemiyetlere sahip olmamız. Bir çatı altında toplanamama zihniyetimizin altında ki sebeplerden önde gelenidir belki de. Çünkü ne kadar çok parti olursa o kadar çok da parti başkanı olur, ne kadar çok dernek, cemiyet olursa o kadar çok da başkanı olacak. Yani sahip olunan önemli adam sayımız artacak. Birilerinin arkasına sığınma ihtiyacı mı duyuyoruz da kendimize yeni başkanlar yaratıyoruz. Ya da toplum huzurunda bir değer ifade etme açlığını mı tatmin ediyoruz makam sahibi olmakla. Nedir bu gizem?
Şu olabilir mi? Zahmetsiz iş bitirme alışkanlığı veya sevdası, kendini yeterli görmeyenlerin ek destek bulma ihtiyacı, öz güven eksikliği, bilgi yetersizliği, yetenek ve beceri oluşturamama, bu günü yaşama alışkanlığı, çıkarcılık, bencillik, kişilik yetersizliği, dar düşünce, aşırı hırs v.s. Seçen ve seçilen için bu tanımlamalar. Siz hangilerini nereye koyacağınızı biliyorsunuz zaten.
Seçen ve seçilen deyince iki taraf oluşuyor. Birincisi makama gelen kişi veya kişiler. İkincisi onları o makama getirmeye arzulu olan kişiler. Ben adam olamadım o zaman sen benim adamım ol. Zaten bende o makama gelsem amaç belirlenmiş o işi kotarmak değil mi? Biz sana çalışalım da sende bizim işi bitirirsin artık. Buna biz “İkicikle Adamlık Protokolü” diyoruz. Ön anlaşma. Sonuçta birisi makam sahibi olup popüler zat olarak kendini tatmin ediyor. Tabi “bal tutan parmağını yalar” kuralı üzerine yemin ederek. Diğeri de makam sahibinin kendi adamı olmasından faydalanarak işini bitiriyor. Senaryo çok tanıdık.
Unuttum zannettiniz değil mi? Bu adamların asıl yapması gerek işler nasıl yürüyor diye soruyorsunuz. Sizde yani, onun da adamı var. Eğer birilerinin adamı değilseniz işlerin nasıl yürümediğini… aman pardon, nasıl yürüdüğünü pek ala bilirsiniz. Üzülmeyin, akıllı bir insan için, birisinin adamı olmamak kadar onurlu bir iş var mı?
Ne iş yaparsanız yapın, ama kendinizin adamı olun. Yeter ki adam gibi adam olun.