Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

26 Mart '14

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Hepimiz birilerinin eski sevgilisiyiz

Hepimiz birilerinin eski sevgilisiyiz
 

“Hepimiz birilerinin eski sevgilisiyiz. Birilerinden izler, dersler ve anılar var hepimizde.” /Tuna Kiremitçi


“Hepimiz birilerinin eski sevgilisiyiz. Birilerinden izler, dersler ve anılar var hepimizde.” diyor Tuna Kiremitçi kitabında.

Gerçekten de öyle değil midir? Hepimiz bir başkasının eski sevgilisi değil miyiz? Ya da herkesin bir eski sevgilisi yok mu?

Hepimizin hayatında muhakkak bir eski yavuklusu olmuştur. Hatta kimisinin geçmişinde birden fazlası dahi olmuştur.

Hepsi de üzerimizde bir etki, bir iz bırakmıştır. Kimisinden isteyerek ayrıldık, kimisinden de istemeden…

Kimisini yüz üstü bıraktık, kimisini de memnun ederek…

Kimisini ansızın, vedalaşmadan bıraktık, kimisini de anlaşarak, konuşarak, tartışarak…

Kimisinden sudan sebeplerle ayrıldık, kimisinden haklı gerekçelerle…

Bazen aldattık, bazen aldatıldık…

Bazen taptık, bazen de sıkıldık…

Kimisini ciddiye almadık, kimisinin peşinden cidden koştuk…

Kimisine yalvardık, kimisini yalvarttık kendimize.

Giderken de, kalırken de hep bir yerlerimiz acıdı, bir yerlerimiz kanadı…

Aşk böyle bir şeydi işte…

Gidenin ardından bakarken gözlerinin dolmasıydı. Bütün uzuvlarımızla hep birden acı çekmekti. Cayır cayır yanmaktı yangınların ortasında…

Ve çaresizlikti… yalnızlıktı… isyandı…

Ve günaha düşmekti…

Tanrı’dan hesap soruyorduk densizce, kim olduğunu unutup günah işliyorduk aslında.

Aşk, Tanrı’ya bile kafa tutmaktı bazen.

Her giden sevgili geride kalana dersler vermiştir.

Bir başka sevgiliyi bulduğumuzda dahi unutamayız bunları. Yüreğimiz bir daha yanmasın diye bu defa temkinli yaklaşırız sevgiliye. Onun da bırakıp gideceğini düşünerek davranırız. Eski hataları tekrarlamamaya çalışırız. Onu elimizde tutmak için aldığımız dersleri hatırlarız, edindiğimiz tecrübelerden yararlanırız.

Her giden sevgili kalana anılar bırakır.

Bir başka sevgilinin koynunda dahi bu anıları hatırlar.

Acaba şimdi ne yapıyordur? Kiminle şu an?

Evlendi mi, çocuğu var mı?

Evlendiği adam onu hak ediyor mu?

Şiir yazıyordu, yayımlatabildi mi? Kaçıncı kitabını çıkardı?

Gözlüğü artık çıkaracağım diyordu. Ne yaptı? Acaba ameliyat oldu mu? Gözlüksüz nasıl görünüyordur acaba?

Aldığım hediyeleri attı mı, yoksa hala saklıyor mu? Ara ara bakıp beni hatırlıyor mudur?

Bir başkasının elini tuttuğunda hiç aklına geliyor muyum acaba?

Kendisine yazdığım şiirleri hala saklıyor mu? Fotoğrafları yaktı mı?

Ne yapıyor acaba? Beni hiç merak ediyor mu?

Ve bunlara benzer daha bir sürü soru aklımıza gelir. Ara ara düşünüp dururuz bu soruları. Durmadan kendimize sorarız.

Keşke deriz. Keşke böyle olmasaydı, keşke öyle yapmasaydı, keşke gitseydim peşinden, keşke biraz beni anlasaydı… Ve daha çuval dolusu keşkeler…

Ömürden seneler geçmiştir artık. Yapacak bir şey yoktur. Sadece bize kalan anılara sığınır, onları yaşatırız. Bazen güler, bazen ağlarız.

Unutmamaya çalışırız. Her yerde karşımıza çıkar. Ve her yerde aklımıza gelir.

Sorarız kendimize durmadan:

Acaba şimdi ne yapıyor? Kiminle geziyor? Mutlu mu?

Evlendi mi, çocuğu oldu mu? Evlendiği kişi onu mutlu edebiliyor mu, onu gerçekten hak ediyor mu?..

 
Toplam blog
: 46
: 1156
Kayıt tarihi
: 07.05.13
 
 

1977 doğumlu. Atatürk Üniversitesini bitirdi.Öğretmenlik ve yöneticilik yaptı.2007'de Ankara Üniv..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara