Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ocak '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Her şey değişiyor

Her şey değişiyor
 

İki ailenin dağıldığını, arkadaşlarımın uzun evlilik döneminden sonra ayrıldıklarını öğrendim. Anlaşılan çok uzun bir evlilik dönemi sonrası anlaşamadıklarını anlamışlar. Ne kadar hazin ve anlaması kıt bir millet olmuşuz demeyeceğim. İnsanlar bu ara böyle tuhaf oldu şarkıcılar da dahil otuz yıl beraber olup anlaşamadıklarını anladıklarını söylüyorlar.

Olay anlaşmak ya da anlaşmamanın ötesine geçiyor kanımca. Bir bunalım dünyasında yaşıyoruz, günlük dertler afakanlar bastırmaya başladı. En yakındakiler bile insanlara belki de çirkin, anlamsız ve düşman görünmeye başladı. Hayat insanları boğuyor. Ölü ozanlar derneği filminde edebiyat, şiir hocası öğrencilerine hayatın iliklerini emmesini bilmelerini fakat bu arada kemiği boğazlarına saplamamalarını tembih eder. Şimdiki durumda insanlar hayatın iliğini emmeye çalışırken kemikleri boğazlarına saplanmaya başladı, insanlar boğuluyorlar.

Tahammülsüz olmaya başladık, uzun cümleler, uzun yazılar, ciddi ne varsa insanları sıkıyor artık. Televole rahatlığında yaşamak, sanki sıkıntılar yokmuş gibi nefes almak istiyor olduk. O nedenle de otuz yıl sonra yanımızdaki insanla, yatak paylaştığımız insanla, hayat paylaştığımız biri ile anlaşamadığımızı hissetmeye başladık. Bu bir hastalık durumudur, bu durumun ilacı sadece hastalığı yaşayanların elindedir. Bu hastalığa bir çok kişi daha yakalanabilir.

Evinde yaşayan insanlardan fazla, internet ortamında tanıştığı insanlarla anlaşabildiğini sanan insanların sayısındaki artış dikkatinizi çekmiyor mu? Bu anlaşma öyle noktaya gelmiş ki, öğretim üyeleri, ev kadınları soyulmaya, dolandırılmaya başlamış.

Otuz yıl dişini sıkarak yaşayan aileler ne kadar çokmuş değil mi, bu ailelerin çoğu kadın erkek ekonomik özgürlüğü olan aileler, yani koca parasına muhtaç yaşayan kadınların var olduğu aileler değiller. Yani demem o ki ekonomik özgürlüğe sahip olmak bile işin başından ipi koparmaya yetmiyor.

Peki niye otuz yıl sonra veya niye bu zamanda. Zaman insanları buna teşvik etmeye başladı da ondan. Eski değerler değersizleşti de ondan. Değer diye ortaya atılan şeylerin aslında değer olmayıp hapishane duvarı olduğu anlaşıldı da ondan.

Yeni nesil ile, bizler arasında artık değer bilinen konular hakkında büyük bir uçurum var. Ve bizim neslin bir kısmı yeni nesle uymaya başladı “hedonist” yaşamaya başladı. Yani keyif aldığın ne varsa yap, dünyaya bir kere geliyorsun anlayışı. Bu da bir toplumsal test bakalım sonuçları ne olacak.

Belki evlilikler ve aile sorgulanmaya başlanacak. Belki aile kurumu yeniden gözden geçirilecek, din ile yaşamın gerçekleri arasında çatışma çıkacak belki. Globalleşmenin meydana getireceği değişikliklerin sancıları daha yoğun yaşanmaya başlayacak. Şimdiye kadar yöresel olan değerler sistemi evrensel hale gelmeye başlayacak. Global, töre, gelenek kavramları ortaya çıkacak.

Bu arada otuz yıl birlikte yaşayan insanlar, biz anlaşamıyoruz da haberimiz yokmuş derken bu yeni değerlere göre algılanacaklar. Belki onlara karşı daha anlayışlı ve hoş görülü olacağız.

Görüldüğü gibi yine teknoloji dünyamızı ve anlayışlarımızı değiştirmeye başladı. İnsanlığın geldiği son nokta olmayacak bu bilgi çağı ile başlayan globalleşme noktası. Ama biz bu çağın başlarını yaşarken bilmeliyiz ki en sancılı dönemleri yaşıyor olacağız.

Her duyduğumuza şaşıracağımız bir hayat içerisindeyiz ne güzel....

 
Toplam blog
: 283
: 1304
Kayıt tarihi
: 04.12.06
 
 

Nükleer fizik doktoru, şiir yazmaya çalışıyor, kalite yönetim sistemleri danışmanı, öykü deneme yaza..