- Kategori
- Şiir
Hey! '2

Duvardaki eksik taşa uygun buldular seni, kapat deliği.
Şişmiş benliğimizden metafizik, mistik fışkırtılar
Yıkmadan; kapat deliği.
Ellerimde balyoz yok, birkaç düşünce teri damlar,
Erir temelleri.
Kalkacakken ekmeği sulamak için; yüzün gevrek yufka
Ateşi harmanlar, üstünde demirin teni.
Kanlı topraklarda terden fazla,
Her günün tekrarı sürtük zaman.
Ne çok hikaye varmış, anlatacaklarının sırdan bağırtıları,
Ne çokmuş.
Ne çokmuş duvarlar, ne çokmuş harman sıcağında pişen kerpiç insan
Duvara tuğla, demire ten; ne çokmuş.
Duvarlar uzansın Çin’den öteye, bizden geçip, ileriye…
Ne çok duvarlara delik olmak isteyen,
Deliklerde kerpiç olmaya hazır, zavallıyken
Çocuklar gibi alıngan, bağırırken,
Ne çokmuş duvarlara tuğla olmak isteyen.
Hey!
Gel!
Sen!
Duvarlar yıkalım!
Kerpiçleri sular kurutur, kağıtlardan çekilirken nem.
Bir kağıda değen suya sor,
Hey! …
Açılmış pencereden yıldızlara bakalım,
Beklemek olmasın kaderimiz, sular buharlaşırken.